Ankara Devlet Opera ve Balesi Sanatçıları ve Modern Dans Topluluğu 20 Kasım 2021 tarihinde,Gala Bale ile izleyicilerle buluştu. Program, ünlü bale eserlerinden ve modern dans çalışmalarından seçilmiş 15 bölümden oluşmaktaydı. Ara dahil 75 dakikalık bu kısa program gerçekten çok etkileyiciydi. Dansçıların enerjisi, sağlam teknik düzeyi hemen göze çarpıyordu. Böyle bir programda, izleyiciler hem ünlü bale eserlerini hatırlamış hem de değişik çalışmalarla da tanışmış oluyorlar. Sahnede fazla bir kalabalık olmadığı gibi sahne arkasındaki trafik de daha rahatlıyor. Kısa dans parçaları dansçıları da yormuyor , hatta daha enerji dolu dans etmelerini sağlıyor.
Programın ilk eseri Kuğu Gölü'nden Beyaz Pas Deux idi. Odette'i Serapsu Gürman, Prens Siegfried' i Berkay Saraçoğlu canlandırdılar. Artık Türk Bale Tarihi'nde de ünlü Odette'ler ve Prens Siegfried'ler var. Bunlara başarılı yorumlarıyla, ince çizgileriyle Serapsu Gürman ve Berkay Saracoğlu da eklenmiş oldu. Pas de deux'ye 12 kuğu da eşlik etti. Bu bölümün düzenlemesini Armağan Davran ve Volkan Ersoy yapmışlar. Armağan Davran ve Volkan Ersoy yine aynı baleden Kuğu Gölü Pas de Quatre 'ı da 4 dansçı için düzenlemişler.
Bu bölümdeki 4 dansçı, Güleycan Kocabey, Lara Veli, Ege Barış Sarıoğlu, Kutay Yaşar sağlam teknikleri, başarılı dansçılıklarıyla hemen dikkati çekiyorlardı.
Programdaki MDT'nin katkılarıyla MDT Tango's Trio da İlke Sayıner - Sercenk Yücel- Mustafa Özçelik üçlüsünün başarılı dansçılığı etkileyiciydi. Dansçılara piyanoda Naile Ahmedova eşlik etti.
H'Arlequine Varyasyon'da Aralcan Kocabey hem teknik bakımdan hem esprili dansıyla beğeni topladı.
MDT bu sefer , Oğulcan Sümer'in müziği kullanılarak İlke Sayıner'in yarattığı None of Us çalışmasıyla 8 dansçıdan oluşan etkileyici ve dinamik bir dans gösterisi sundu.
Gopak'ta yine tek bir dansçı, Etkin Yüzer uçarcasına bir dansçılık sergiledi.
Astor Piazzolla'nın (1921-1992) belleklerden silinmeyen müzikleri bu programda 3 kere kullanılmış. Nilgün Birsel Demireller de Milonga del Angel çalışmasında Piazzolla'dan yararlanmış. Lara Veli ve Berkay Saraçoğlu ikilisi de hem müziğin hem koreografik çalışmanın hakkını vererek başarılı bir yorumla dans ettiler. Her iki dansçı, bu programda değişik rollerde de yeteneklerin kanıtladılar.
Flame de Paris böyle kısa balelerden oluşan programlarda devamlı yer alır. Bazı bale yarışmalarında çiftler yeteneklerini göstermek için bu baledeki ünlü pas de deux'yü seçerler. Bazı bale okulları mezuniyet gösterilerinde yine bu ünlü pas de deux'yü kullanırlar. 20 Kasım 2021 tarihinde de Sultan Menteşe ve Kadir Okurer etkileyici danslarıyla programda yer aldılar.
Bu iki dansçı çift olarak gerçekten birbirlerini tamamlayan, bir arada dans eden, birbirlerini kollayarak, birbirleri için dans eden bir ikili . Teknik bakımdan da eşit durumda dans ediyorlar. Kadir Okurer kendini zaten kanıtlamıştı ama şimdi daha dengeli, daha güven verici bir dansçılık sergiliyor.
Program kısa bir aradan sonra yine kısa, öz, ve etkileyici danslarla devam etti.
Ünlü Fındıkkıran balesinden Çiçek Valsi'nde 12 dansçı sahnedeydi (programdaki en kalabalılk dans düzeni) ama fazla bir yığılma olmadan dansçılar bu güzel valsi temiz bir şekilde sundular.
MDT Tango's Düet de yine Piazzolla müziği kullanılmış. Dansçılara piyanoda yine Naile Ahmedova eşlik etti. Deniz Alp ve Sercenk Yücel ikilisi olağanüstü bir dansçılık sergilediler. Deniz Alp her zamanki kuvvetli tekniği, etkileyici yorumuyla dans ederken Sercenk Yücel de başarılı bir dansçılık sergiledi.
Böyle kısa balelerden oluşan temsillerde Fındıkkıran Balesi'nin Rus Dansı kesinlikle programda yer alır. Bu gecenin en enerji dolu dansı da Bilal Kılıçaslan ve Alp Yazganarıkan ikilisi tarafından bu ünlü Rus Dansı'nda gerçekleştirilmiş oldu. İki dansçı da dönmeli ve zıplamaları hareketleriyle kontrollü dansçılıklarını ve etkileyici tekniklerini sunarlarken hiçbir zorlama sergilemediler.
Yine başka bir Tchaikovsky balesi, Uyuyan Güzel balesi de hatırlanmış oldu. Bu baleden de "Yakut", "Elmas", "Safir", "Zümrüt" gibi değerli taşları (ki bunlar aslında Mücevher Perileri) dansçılar pırıl pırıl bir şekilde görüntüye getirdiler.
Vivo Quartet'i Deniz Alp, Haydn müziği kullanarak yaratmış. Dansçılar, Beste Üstün, İlke Sayıner, Mustafa Özçelik, Sercenk Yücel de Deniz Alp'ın başarılı koreografik düzenlemesini görüntüye getirirlerken hiçbir aksama göstermediler.
C-19, Mozart müziğiyle Uğur Seyrek'in yarattığı bir çalışma. Dansçılar Sultan Menteşe ve Burak Kayıhan gerçekten etkileyici bir ikili oluşturmuşlar. Aslında etiketlenmiş ve kodlanmış hala da etkisinin devam ettiği bir hastalığın yarattığı bunalım görüntüye getiriliyor. Ama ikilinin birçok engelleri aşıp (ki saydam bir dolap içinde tutsak durumundalar) birbirlerine kavuşmasını sergileyen koreografik çalışma Romeo ve Juliet, Vronsky ve Anna Karenina gibi efsaneleşmiş çiftlerin yaşadığı bunalımları, iniş-çıkışları da hatırlatıyordu. Bu çiftler de birçok dayatılmış yasaklara meydan okumak durumunda kalmışlardı. Biraraya geldikleri zaman da ilişkileri doruk noktaya erişmiş, nerdeyse kendilerinden geçmişlerdi. Yoğun duyguları engel tanımıyordu. Sultan Menteşe ve Burak Kayıhan da Uğur Seyrek'in çalışmasında olağanüstü bir başarı gösterdiler. Değişen duyguları, bunalımları, özlemleri, tutsak gibi çaresiz kalışları, yine birlikte olabilmeleri, ihtirasları, engelleri kırmaları görüntüye gelirken Mozart'ın yatıştırıcı müziğiyle belki biraz durulabildiler.
Programdaki son eser Diana and Action pas de deux idi. Özge Soykan ve İlhan Durgut çifti hem ikili danslarında hem solo danslarında sağlam tekniklerini hiçbir aksama göstermeden sergilediler. Sanki teknikleri geçmişteki başarılı dansçılıklarına nazaran daha da sağlamlaşmış gibiydi.
Gala Bale'yi sahneye Sanem Subaygil ve İlke Sayıner koymuş. Eserlerin başarıyla sergilenmesinde kalabalık bir repetitör kadrosu göze çarpıyor. Yalın sahne düzenlenlemesindeki ışık tasarımı Ali Gökdemir'e ait.
Gala Bale dansçıların üstün tekniklerinin sergilendiği, etkilileyici bir programla izleyicilerle buluşmuş oldu.
Necla Çıkıgil