Bu konser duyurulur duyurulmaz müzik gündeminin tepesine oturan, satışa çıkar çıkmaz biletleri tükenen, şahsen dört gözle beklediğim bir konserdi. Klasik müzikseverlerin merakla bekledikleri bu konser 12 Aralık 2019 Perşembe akşamı şef Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO eşliğinde değerli konukları Türk tarihçisi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve soprano Dorothea Röschmann'ın katılımlarıyla Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde verildi.
Öncelikle "anlatımlı-sohbetli konser" konseptinin, daimi klasik müzik takipçilerinin en sevdikleri konser türü olduğunu belirtmek isterim. Size icra öncesi verilen bilgiler sayesinde eser hakkında bilgi sahibi olarak eseri içselleştirip, anlayarak dinlemek çok keyifli bir deneyimdir.
Anlatımlı konserler "Akbank Oda Orkestrası" yıllarında adeta Cem Mansur ile özdeşleşen bir konsept idi. Son yıllarda ise müzikseverleri "sohbetli konser" formatıyla tanıştıran "İstanbul Filarmoni Derneği " olmuştur. Klasik müziğin interaktif sohbetle harmanlandığı bu çok keyifli konserler ilk İFD bünyesinde gerçekleştirilmiştir.
Bu konserleri dinlemiş, bu keyfin tadına varmış seyircinin doğal olarak sahnede tarihçi duayen Prof. Dr. İlber Ortaylı ile son 10 senede sesini sayılı duydukları, çok sevdikleri Sascha Goetzel' in hem konuşacağı, hem de birbirinden güzel eserleri orkestrası Borusan Filarmoni'ye çaldıracağı bu tarihi konseri kaçırması mümkün olmazdı. Bir de üstüne daha 2017 de en iyi solo dalında Grammy kazanmış dünyaca ünlü, Dorothea Röschmann'ın sahneye çıkacağı böyle bir konser, insanın hayatında her zaman görebileceği bir fırsat değildi.
Düşünsenize İlber hoca anlatıyor, Sascha çaldırıyor ve bir dünya starı Röschmann söylüyor... Böyle hayal ettiğinizde beklenti doğal olarak çok yüksekti.
Bu sabırsızlıkla beklediğimiz; hem katılımcılarıyla hem de tek tek seçilen eserleri incelediğinizde muhteşem olacağına nerede ise yüzde yüze emin olduğumuz; konser maalesef hayal ettiğimiz gibi olmadı ...
Bunun sebebini bir genelleme ile anlatmak açıkçası çok zor, çünkü kötüydü demek hem büyük haksızlık ve insafsızlık , hem de verilen emeğe saygısızlık olur.
Katılımcılar olarak ele aldığımızda, her biri birbirinden değerli ve imza attıkları işler ile yüksek repütasyona sahip, bir araya getirilmesi zor kişiler sahnedeydi. Eserleri tek tek ele alırsak, her biri bir birinden güzel keyifle dinlenecek (adeta bir yılbaşı konseri havasında) içinde herşeyi barındıran bir repertuvar seçilmişti ( bu değerlendirmeyi Doroteha Röschmann'ın seslendirdiği Mahler'in eserini katmayarak yazdım). Sohbet kısmına gelirsek anlatılan konular bilmeyenler için gerçekten çok bilgilendirici ve aydınlatıcıydı.
Bu kadar güzel şeyin bir araya gelmesiyle, barındırdığı bu kadar nitelikli işin toplamı da çok güzel oldu, harika oldu demeyi çok isterdim... Bu yazıyı hazırlamadan önce tam anlamıyla objektif olmak adına bu konsere katılan, klasik müziği bilen, çok sıkı takip eden, bu işin eğitimini almış 3-4 kişi ile görüşüp onların fikirlerinin benimkiler ile tutarlı olup olmadığını karşılaştırarak bu yazıyı yazmaya karar verdim
Önce güzel olanlar neydi onları belirtelim:
* Genel olarak eserlerin ve bağlı konuların Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Sascha Goetzel' in yorum ve katkılarıyla anlatılması konsepti düşünce olarak güzeldi.
* Repertuvar incelendiğinde, her eser tek tek düşünüldüğünde eserler güzeldi.
* Osmanlı mehterinin günümüz modern orkestraya katkıları olan enstrümanların bizzat sanatçıları tarafından anlatılması ve seslendirilmesi gayet güzeldi.
* Sascha Goetzel yönetimdeki Borusan Filarmoni her zaman olduğu başarılı bir performans sergiledi . Maestro her zaman olduğu gibi tam formundaydı.
Şimdide hayal ettiğimiz gibi olmamasına sebebiyet veren unsurlar nelerdi, onları ele alalım:
Konser çok ama çok uzun sürdü . Ara ile birlikte 130 dakika süreceği öngörülen konser, ara ile birlikte tam 3 saat (180 dakika) sürdü . Bu alışageldiğimiz Borusan konser sürelerinin neredeyse 2 katı ( Ray Chen konseri 95 dakika, 28 Kasım prömiyer konseri 100 dk idi ) Seyirciler buna hazırlıksız yakalandı, salonun sıcağından bunalan, susayan ve diğer ihtiyaçları hasıl olan seyirci 80-85 dk çivilendiği koltuğunda adeta dakika saydı. İlk yarının son eseri için sahnede bulunan Dorothea Röschmann eseri tamamlayıp, daha selamını tamamlayamadan seyirciler salondan koşarcasına çıkmaya başladı. Bu misafir gelmiş ünlü bir sanatçıya her ne olursa olsun yapılmaması gereken bir davranıştı, hiçte hoş olmayan görüntüler ortaya çıktı. İkinci yarıda salonda boşalma söz konusuydu.
Bu sohbetli konserin ana teması "Orta Avrupa ile Osmanlı'nın ve Türklerin birbirleriyle müziksel etkileri, birbirleriyle olan etkileşimleri ve ilişkileri" üzerine kurgulanmıştı. Lakin dönemler ve eserler birbirine bağlanmadan, kopuk kopuk birbirinden bağımsız anlatıldı ve icra edildi. Dolayısı ile akıcı olmayan bu kadar bağımsız bilgiyi özümsemek ve çalınan eserle bağdaştırmak ve anlamak mümkün değildi. İşte asıl dinleyicinin konsantrasyonunu kaybetmesine sebep olan buydu.
Birbirinden çok farklı hem Osmanlı marşları, hem oryantalist eserler, hem Türk bestecileri, hem Mahler'in ağır bir eseri, hem de Mozart, Haydn, Beethoven, Strauss derken üst üste "her telden" 11 eser kolay kaldırılabilecek ve pür dikkat dinlenebilecek bir şey kesinlike değildi.
Sohbet esnasında Sascha Goetzel ve tercümanın sesi net ve anlaşılır olmasına rağmen Prof. Dr. İlber Ortaylı sesinin seyirciye ulaşmasında bir problem vardı. İlber Beyin kendine has dingin ve yumuşak konuşma üslubu ve sabit duramayan kafa mikrofonunun azizliğine uğraması sebebiyle sesi net olarak dinleyiciye ulaşmadı. Hal böyle iken diyaloğu takip edememe seyircinin konsantrasyonu kaybetmesindeki en büyük etkenlerden biri oldu
Gustav Mahler Kindertotenlieder adlı eserini (Rückert-Lieder), Freidrich Rückert’in iki çocuğunun ölümünün ardından yazdığı şiirleri üzerine bestelemiştir. Seyirci hali hazırda konsere çok zor konsantre olabiliyorken, bu eserin bu geceye ve seyirciye çok ağır geldiği kaçınılamaz bir gerçekti. Böyle güzel ama ağır bir eseri, Dorothea Röschmann gibi bir sanatçıdan bu konseptin içinde dinlemek yerine ayrı bir BİFO konserinde dinlemeyi çok isterdim. Keşke BİFO böyle değerli bir sanatçıyı, çok daha verimli ve efektif olması açısından, başka bir konserinde konuk edebilseydi...
Ayrıca Röschmann gibi bir sesi canlı dinlemek kesinlikle büyük bir şanstı, lakin bu gecede her nedense icra kabiliyetindeki yüksek sınırları öne çıkaran yorumundan bizleri mahrum bıraktığı gözlemlendi. Ne yazık ki hem eserin, hem de böyle değerli bir sanatçının arada kaynayıp gitmesi büyük bir talihsizlik oldu. Bu konser akışının monotonluğuna, çok fazla ve farklı unsurun içine dahil edilmesinin yarattığı karmaşıklığa maalesef yenik düştü.
Bir sonraki "Sanattan Yansımalar" yazıma kadar klasik müzikle kalınız.
Osman Enfiyecizade
14 Aralık 2019, İstanbul