Son günlerde opera dünyasına bomba gibi ilginç bir haber düştü. Suudi Arabistan’da Opera!
Evet, yanlış okumadınız; Suudi Arabistan Krallığı Kızıldeniz kıyısındaki Cidde şehrinde ilk opera binasını yapmaya ve tam teşkilatı ile bir opera kurmaya karar verdiğini ilan etmiş durumda. Opera Now dergisinin editörü Ashutosh Khandekar bunu “değişimin sembolü olarak bir tür yumuşak diplomasi” olarak tanımlıyor ve yazısına “Orta Doğu’da devam edegelen savaşlara zıt yönde yeni bir kültür değişim dönemi adımı” diyerek devam ediyor (Khandekar A: Welcome, Opera Now, Mayıs 2018).
Orta Doğuda ilk opera girişimi bu değil, Umman krallığının başkenti Maskat’taki dışı Arap mimarisi, içi İngiliz kraliyet biçemindeki 2001 yapımı, 1100 kişilik devasa kraliyet opera binası bu coğrafyada öncü girişim olarak opera tarihindeki yerini almış durumda. Hemen ardından Birleşik Arap Emirliklerinin Abu Dabi şehrinde 2012 yılında ve Dubai şehrinde 2016 yılında açılışı yapılan opera binaları bunu izlemişti. Ama elbette Suudi Arabistan’ın bu adımı atması insanlık için gerçekten de büyük bir adım.
Umman kralı Kabus bin Said sanatseverliğiyle tanınan bir şeyh. Kraliyet operasının açılışı büyük bir bütçeyle Placido Domingo, Andera Bocelli ve Renée Fleming’in katılımıyla gerçekleşmişti. Daha sonra Londra Filarmoni Orkestrası ve Yo Yo Ma gibi sanatçıların konserleri, Amerikan Bale Tiyatrosu ve Marijinsky Balesi gibi grupların dans gösterileri sunulmuştu. Hatta Placido Domingo tümü (veya çoğunluğu) Orta Doğu kökenli sanatçıların oluşturduğu Kraliyet Umman Senfoni Orkestrasını yönetmişti. Tüm kraliyet ailesinin sanata olan ilgisi öylesine ki bu yıl Londra’da yapılan Uluslararası Opera ödülleri yarışmasına aile adına Kadın Şancı ödülü koymuşlar.
Esas konumuz olan Suudi Arabistan’a geri dönecek olursak, opera konusu 32 yaşındaki veliaht prens Muhammed bin Salman’ın Avrupa gezisinden sonra gündeme getirdiği “Vision 2030” adlı ekonomik ve kültürel açılımıyla başlamış. Dünya çapında olacağı ilan edilen opera binasının 2022’de kullanıma açılacağı, bu bağlamda kültür ve sanata milyarlarca dolar ayrıldığı bildiriliyor.
Suudi’ler binanın yapımına başlanmadan bu sene ilk kez operayla tanıştılar. Orta Doğu’nun az sayıdaki operalarından biri olan Lübnan operası Antar ve Abla isimli yapımla Riyad’da gösteri sundu. Antar ve Abla 2016’da Beyrut’ta dünya prömiyeri yapılan, Arap dünyasında geçen, romantik bir aşk öyküsünü anlatan, bestesi Maroun Rahi’ye, librettosu Antoine Maalouf’a ait olan Arap operası. Eserin konusu
İslamiyet öncesi yaşamış efsanevi bedevi ozan Antar ile onun gerçek yaşamda sevip ulaşamadığı kuzeni Abla’nın karasevdası.
Orta Doğu’da opera, Süveyş Kanalı’nın açılma törenleri için ısmarlanıp, dünya prömiyeri 1871’de Kahire’de gerçekleştirilen G. Verdi’nin Aida operası ile başlamıştı. Aradan geçen yaklaşık 150 seneden sonra opera Kızıl Deniz sularıyla güneye doğru 1000 kilometre akıp nihayetinde Cidde’ye ulaşıyor.
Ey opera, sen nelere kadirsin!
Pınar Aydın O’Dwyer
27 Mayıs 2018