Erimek belirsizce her şeyde
Karışmak sulara, yıldızlara
Sinmek kokusuna mor menekşenin
Yanmak damar damar, nefes nefes
Yaşamak tükene tükene
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
Seyrettiğiniz filmde müzik olması hoşunuza gider mi? Sizce filmde fondaki müzik konunun anlatımına katkıda bulunur mu; duygularınızı harekete geçirir mi? Yoksa hiçbir anlam katmayan bir tür süs müdür? Filmlerdeki müzikleri her zaman farkına varmak mümkün müdür? Bu soruları Adorno’ya sorabilseydik büyük olasılıkla yanıtı “müziğin sinemada pek de elzem bir unsur olmadığı”, olacaktı (1).
Şiire gelince, şiirin melodisi varsa (olmazsa olur mu?), farkına varmadan okuyanı etkileyen unsurlardan biri de bu melodi veya ritmidir. Hemen tüm şiir formları bir ritim ölçüsüne dayalı olan ve sadece zihne değil kulağa da hoş gelen, okuyana zevk veren bir melodi içerir. Müzik yatağında sinema ve şiir sık karşılaşılan bir uygulama iken bir romanda ne beklenen ne de uygulanan bir formdur denilebilir. Oysa romanın klasik batı müziğindeki eşdeğeri senfonidir. Müziğe bandırılmış bir romanın tadı dimağda kalacaktır.
Daha ilk romanlarından itibaren (Berci Kristin Çöp Masalları ve Sevgili Arsız Ölüm) barok müziği andıran bir yazım müziği yaratmış olan Latife Tekin, son romanlarından Manves City’de bambaşka bir müzik formunu yazımına işlemiş (2). Bu form klasik müzikte “Tamamlanmamış kadans” olarak adlandırılan, ikinci cümlesi havada kalan form. Aruz veznindeki “fa’ilatün fa’ilatün fa’ilün, fa’ilatün fa’ilatün fa” formunda ikinci mısraın sonundaki havada asılı kalan “fa” da tamamlanmamış kadansa bir örnek olabilir. Böylece bir melodinin ilk cümlesi “dir” eki ile veya şahıs ya da zaman kipleri ile sonlanırken izleyen cümlenin fillinin çekilmeden havada bırakılması tamamlanmamış kadansın Tekin usulü düz yazıdaki karşılığı olarak düşünülebilir. Tekin’in şiirsel cümleleri Güngör Dilmen’in Midas’ın Kulakları adlı tiyatro eserindeki (operası Ferit Tüzün tarafından bestelenmişti) ” Takke takıyor ki takkeyi; Takıyor ki takkeyi ta” dizelerini anımsatan bir vezinle sürüyor, sürüklüyor (3). Dilin kullanımında yepyeni bir köşebaşı, yepyeni bir ölçü…
Björk’ün başrolünü oynadığı Dancer in the Dark (Karanlıkta Dans) aldı filmde bir fabrikada üretim zincirinde çalışan ve görme azlığı olan kadın, çalışan makinaların sesini duyup, giderek bu ritmi bir melodi olarak algılamaya başlar ve o ritimle dans eder (4). Tekin’in cümleleri de okurken bir süre sonra zihinde kendine has bir ritmin tınlamasına yol açıyor. Bu ritmin sürmesi zevke verdiği için okuma daha derin bir düzlemde heyecan vermeye başlıyor, insan Tekin’in yeni yazım dilinin tutsağı oluveriyor.
Harry Potter dizisiyle ünlenen J. K. Rowling yeni bir roman yazmaya başladığı her seferinde önce aklında birbirinden farklı iki öyküyle işe giriştiğini anlatır. Bir süre sonra bu öykülerden biri ağırlık kazanır ve Rowling diğerini bırakıp baskın gelenle yoluna devam eder ve sonuçta tek bir roman yazar. Bazı romancılar ise (H. Murakami gibi) kitaplarında birbirine paralel öyküleri arka arkaya bölümler olarak sunarlar, adeta aynı kitapta birden çok roman var gibidir. Ancak bu tip romanlar her okuyucunun zihninde aynı şekilde uyumlu bir sarmal oluşturmayabilir. Ressam-heykeltıraş Nilhan Saygon (1954-2015) ise aynı anda yan yana iki tuvalde yaptığı paralel resimleriyle tanınırdı. Resimlerin konuları birbirinin tamamlayıcısıydı. Ayrı ayrı da güzeldiler ama birlikteyken ikiden çok daha fazlasıydılar. İşte burada yine Latife Tekin’in Manves City ile aynı anda yazdığı Sürüklenme roman- çiftlemesi görüntüye giriyor (5). Philip Pulman’ın Kuzey Işıkları üçlemesinde sözünü ettiği paralel evrenlerde insanlar dünyada aynı yerlerde bulunmalarına rağmen birbirinden farklı evrenlerde yaşamaktadır (6). Birbirlerinin evrenine geçebilmek için havayı özel bir bıçakla kesmeleri gerekmektedir ki bu bıçağı herkes kullanma yetkisi ve becerisine sahip değildir. Tekin ise bu bıçağı sihirli kalemine çevirmiş, paralel evrenleri “Manves City” ve “Sürüklenme”de tanımlamış, okuru istediği anda birinden diğerine geçebilme büyüsünü yaratmış.
Çok sesli klasik müzikte bu yazım formunun benzeri Kontrpuan; kontrpuan örgüsü, çok sesli müzik bestelemesinde kullanılan matematiksel yöntemlerden biri (7). Tek sesli bir melodiye armonik ve estetik olarak uyumlu belli matematik formüllerle, en az iki veya daha çok melodi dizisi ile örüp birleştirmek olarak tanımlanıyor. Örülen melodilerin ritmi uyumlu ama birebir aynı olmak zorunda değil. “Yatay çokseslendirme sistemi" olarak da adlandırılan kontrpuan bir DNA sarmalına benzetilebilir. Fermuar gibi karşılıklı iki zincir düşünün ki dişleri birbirinden farklı sayı, büyüklük ve şekilde olsun ama fermuar çekilirken dişler birbirini itmeden kolayca otursun. Kontrpuan’ın Latince karşılığı “punctus contra punctum (noktaya karşı nokta) dersem, eminim bu size, tam da “Cesur Yeni Dünya’sında” yaşadığımız bu günlerde Aldous Huxley’in Ses Sese Karşı adlı romanını çağrıştıracaktır (8). Romandaki yaklaşık yirmi karakterin söze söz, sese ses biçimi ilişkisi adeta çoksesli bir bestedir. Ana melodi yazarın kendisi; birbiriyle iletişimi olan karakterler, anlatılan çeşitli durumlar ve görüşler de kontrpuan yöntemiyle çokseslendirme gibidir.
Latife Tekin ise “Manves City” ve “Sürüklenme” ile iki ayrı romanla bu mükemmel uyumlu örgüyü; “kontrpuan romanlar”ını yaratmış; okuru adeta eşli dansa davet ediyor. Üstelik daha önceki eserlerinde olduğu gibi usanmadan ve uslanmadan yaşamımıza sinip, yok saydığımız paralel evrenlerde damar damar, nefes nefes dolaştırarak yapıyor bunu.
Pınar Aydın O’Dwyer
15 Aralık 2018
Kaynaklar
Duncan D: Charms That Soothe: Classical Music and the Narrative Film, Fordham University Press, 2003
Tekin L: Manves City, Can Yayınları, 2018
Dilmen G: Midas’ın Kulakları (1959), İçinde: Toplu Oyunları 1, Mitos Boyut Yayınları, 2000.
Dancer in the Dark (Karanlıkta Dans). Yönetmen ve Senarist: Lars von Trier, Oyuncular: Björk, Catherine Deneuve, David Morse, Yapımcı: Zentropa, 2000, 140dk.
Tekin L: Sürüklenmeler, Can Yayınları, 2018
Pullman P: Karanlık Cevher, 3’lü seri (His Dark Material, 2003), Çeviri: Sevin Okyay, İthaki Yayınları, 2007
Altay G: Kontrpuan - Yatay Çokseslendirme, Müzik Eğitimi Yayınları, 2011
Huxley A: Ses Sese Karşı (Point Counter Point, 1928), Çeviri: Urgan M, İletişim Yayıncılık, 2015