Dile kolay 60 yıl, koskoca bir bilim yuvası, sadece bilim değil örnek duruş timsali ODTÜ.
13 Mayıs 2016 akşamı Can Çakmur’un ODTÜ’nün 60. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle verdiği heyecan verici piyano resitalinin başında anlattığı kişisel öyküsü bile bu örnek duruşa bir örnek: Beş sene önce 13 yaşında bir çocuğa güvenerek ona piyano resitali verme imkânı sağlayan bir kuruluş ODTÜ.
Çakmur’un resitali boyunca kurucu Rektör Kemal Kurdaş’ın ODTÜ’lü Yıllarım Bir Hizmetin Hikayesi (ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayınları, 1998) adlı kitabını düşündüm. Sadece bilimsel alanda değil, örneğin ODTÜ arazisindeki arkeolojik buluntulara verdiği önem, bugün Çakmur’u alkışlarken meyvesini vermiş oluyor.
Can Çakmur özel biri, artık ona Büyüyen Prens dememiz gerekiyor. O, Almanya’da sürdürdüğü üst düzey piyano eğitiminin yanı sıra daima okuyan, düşünen, araştıran ve yenilikleri deneyen bir Prens.
Nitekim bu resitalde basılı bir program yoktu. Çalacağı parçaları (Haydn: Op 42 Re Majör Piyano Sonatı, Chopin: Polonez Fantezi, Litvanyalı besteci Ballys Dvarionas’ın 24 parçalık piyano setinden sonatin, Brahms: Op 18 6 Piyano Parçası, Saygun: 10 Etütten seçilmiş 3 Etüt) resitalin başında kendisi anons etti ve bize ne zaman alkışlama duygusu hissedersek ve eğer hissedersek, o zaman alkışlayabileceğimizi söyledi. Böylece mutlaka eserlerin sonunda değil, istersek bölüm sonlarında da alkışlayabilecektik. Bu ilginç deney tabii biz dinleyicilerde başlangıçta bir çekingenlik uyandırdı. Yine de yanlış bir şey yapıp Çakmur’un konsantrasyonunu bozma endişesi.
Sonuçta ilk parça bittiğinde önce bir kişi alkışlamaya başladı, o da Sanattan Yansımalar'da köşe-komşum değerli eleştirmen Ayşe Öktem idi, çünkü o bu parçayı biliyordu ve bittiğini o anladı. Örneğin ben iki bölüm daha devam edecek sanıyordum, meğer değilmiş. Sonrası daha doğal gelişti, çekingenliğimizi üzerimizden atınca alkışımız ona doğrudan yüreğimizden çıkıp ulaştı, deney başarıyla sonuçlandı.
Can Çakmur’un eline ışık gelmiş, daha küçükken notalar onun için bir oyundu, çalarken seslerle oynuyordu ve bu çok hoştu. Ama şimdi notalara kişilik vermeye başlamış, notalar da ona saygı duyuyor. Bu çok daha hârika. Gözümüz ve kulağımız Çakmur’da, büyük bir beğeniyle onu izlemeye devam ediyoruz.
Fotoğraflar: Ayşe Öktem