Bazen bir olayın devamı yıllar alabilir; aynı olayın ikincisinin gerçekleşmesi artık mümkün değil gibi gözükürken bakarsınız oluverir.
Devlet Sanatçısı başbalerin Meriç Sümen Moskova Bolşoy Bale Yarışmasında jüri üyeliğine en son davet edileli yaklaşık kırk sene (1981, 1985) olmuşken artık bu onur bir ikinci bale sanatçısına nasip olmaz diye düşünülmekteydi.
Ama ne mutlu ki oldu, Ankara Devlet Opera ve Balesi başbalerini, Uluslararası Bodrum Bale Festivali Sanat Yönetmeni ve bale eğitmeni Zeynep Sunal Öngün aynı yarışmanın jüri üyeliğine davet edildi. Sunal Öngün 3-11 Haziran 2022 tarihinde Rusya Federasyonu Kültür Bakanlığı ve ROSCONCERT kurumunun düzenlediği XIV. Uluslararası Moskova Devlet Akademik Bolşoy Bale Yarışmasında jüri üyesi olarak saygın bir sorumluluk üstlenecek.
Söz konusu yarışma bu yıl doğumunun 95. yıl dönümü münasebetiyle Bolşoy Balesi’nin efsanevi başkoreografı Yuriy Grigorovich’e (d. 1927) adanmış. Koreografileri tüm dünyada tanınan ve beğenilen Grigorovich 20. Yüzyılın ikinci yarısında Rus balesinin yüksek kalitesine büyük katkısı olmuş olan bir sanatçıdır.
Bu yıl 33 ülkeden 343 başvuru yapılmış olan yarışmanın jürisi, koreografik sanat alanında önde gelen Rus ve uluslararası isimler, Rus ve uluslararası bale solistleri, dünyanın en büyük tiyatro topluluklarının başkanları, yetkili koreograflar, öğretmenler, tiyatro eleştirmenleri, koreografinin önde gelen isimleri ve yapımcılardan oluşuyor. Dört yılda bir düzenlenen bu dünya çapındaki büyük yarışma organizasyonuna 1969 yılında başlanmış. Adı üstünde, “Bolşoy” Rusça “büyük, saygın, seçkin” anlamında.
Zeynep Sunal, yıllar önce annesinin kucağında Bodrum'da
(yerde oturan Evinç, sol başta ayakta Hüsnü Sunal)
Aslında bu denli önemli bir yarışmada jüriye davet edilen Zeynep Sunal Öngün’ün başarısına şaşmamak gerekir. Annesi Evinç Sunal ve babası Hüsnü Sunal ülkemizin ilk başbale sanatçılarından olduğu için kardeşi başbalerin Ayşem Sunal gibi o da ilk adımlarını bale sanatının içine atmıştı. Yine annesi Evinç Sunal gibi o da sahneye birçok başarılı eser koymakta ve bale eğitmenliği yapmaktadır. Bale ile yoğrulmuş ama bu yoğun aile yeteneği altında ezilmemiş, aksine meslekte kırk yıllık parlak meslek yaşamında başarılarıyla defalarca kendisini kanıtlamış olan Zeynep Sunal Öngün’ün bu onurlu görevle de ülkemizi gururla temsil edeceğine eminiz, sanatçımızı yürekten kutluyoruz.
***
Geçtiğimiz günlerde önemli ve mutluluk verici bir gelişme daha gerçekleşti. İstanbul Devlet Opera ve Balesi rejisörlerinden Recep Ayyılmaz da önemli bir jüri görevi için Moskova’ya uçtu. Ayyılmaz, Moskova Helikon Opera kurumunda, genç opera rejisörleri yarışması Nano Opera final jürisinde ülkemizi temsil etti. İlki 2013’de düzenlenen ve her iki yılda bir tekrarlanan Nano Opera yarışması bu yıl 22-28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti. Moskova Hükümeti ve Moskova Kültür Departmanı birlikteliği ile gerçekleştirilen yarışma Rus televizyonu kanallarında haber oldu. Yarışmada T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Müdürlükleri adına ülkemizi temsil eden sanatçıyı alkışlarla kutluyoruz.
Recep Eryılmaz'ın Sihirli Flüt'ünden...
Recep Ayyılmaz’ın da bu gurur verici başarısı uzun yılların eğitim ve emeğine dayanıyor. Sanat yaşamına Radyo Çocuk Tiyatrosu’nda başlayan Ayyılmaz, yurtiçi ve dışında konservatuvarlarda müzik ve tiyatro alanındaki eğitimlerinin yanı sıra Fransız Dili, Edebiyatı ve Filolojisi mezunu. Bu eğitimler sayesinde çok sayıda eser sahneye koyarak birçok ödüle layık bulunmuş ve birçok Fransızca eseri de dilimize kazandırmış durumda. Ek olarak Fransa’da aldığı opera ve tiyatro yönetmenliği eğitimleri onun Moskova Bolşoy tiyatrosunda mizansenleri oynamış olan ilk Türk yönetmeni olmasını sağlamış. Halen İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde rejisör olarak görev yapan Ayyılmaz, Klasik müzik tarihi, Opera, Tiyatro, Sahneye koyma sanatı üzerine seminerler vermektedir.
***
Her alanda olduğu gibi uluslararası arenada da elbette iyi ilişkiler kurmuş olmak önemli. Ama daha önemlisi yeteneğine çalışkanlık ve sebat ekleyip başarılı olmak, yani sunulan sorumluluğa layık olmaktır. Meriç Sümen bir başarı örneği olmuş olmasaydı, Ayhan Baran Rusya’da bir efsane yaratmış olmasaydı, Murat Karahan sayısız kereler Bolşoy’a davet edilip sahneye çıkmış ve ayakta alkış almış olmasaydı da Zeynep Sunal Öngün ve Recep Ayyılmaz bu görevlere davet edilirlerdi. Ama önlerindeki değerli örneklerin ışıklandırarak açtıkları bir yolun olduğu da yadsınmayacak bir gerçektir. Onların yolunu liyakatle izlemek kadar kendilerinden sonra geleceklere saygın bir yol açma sorumluluğu da üstlenmiş olan her iki sanatçıya bu konuda da güvenimiz sonsuzdur.
Pınar Aydın O’Dwyer
3 Haziran 2022, Ankara