Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) operayı herkesin ulaşabileceği ortamlara, opera binalarının dışına taşıyor. Bu proje kapsamında Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesinde öğleden sonra konserleri serisi planlanmış ve konserlere başlanmış durumda.
Serinin ikincisini 27.02.2019 tarihinde saat 14:00’te izledim. Müzenin Hitit duvar kabartmaları sergilenen, zaman zaman konferanslar da düzenlenen orta salonunda konumlandırılmış olan konser alanı hem ışıklandırma açısından hem de arkeolojik buluntuların arasında ferah bir alan olması bakımından çok uygun. Dahası yüksek kubbeli tavanı inanılmaz güzel bir akustik sağlıyor. Vitray pencereler nasıl bir ortama güzel renkli ve parıltılı bir ışık verirse müzenin bu mimari özelliği de konsere pırıl pırıl bir rezonans kattı denilebilir.
Son derece başarılı geçen konserde ses sırasına göre Sayra Seyhan Geçim (soprano), Evren Gökoğlu (mezzo-soprano), Metin Turan (tenor), Erdem Baydar (bas) aryalar, düetler ve bir de beraberce Funiculi Funicula adlı bir Napoliten şarkısını söylediler. Georges Bizet’in Carmen operasından Habanera, Resul Rıza’nın Yalgızam’ı, Vincenzo di Chiara’nın La Spagnola’sı, İlhan Baran’ın Köroğlu yiğitlemesi seslendirdikleri aryalar idi. Düetler ise Jacques Offenbach’ın Hoffman’nın Masalları operasından Barcarole ile Cihangir Cihanov’un Aygız adlı parçasıydı. Onlara neşeli piyanist Ongun Kula eşlik etti. Hem sanatçıların eserleri başarıyla seslendirmeleri, hem piyanist Kula da dâhil olmak üzere hepsinin seyircilerle sıcak iletişim kurmaları ve hem de eserlerin dengeli ve isabetli seçilmiş olması bu 35 dakikalık sevimli konserin yüreklerde izi kalacak bir sunum olmasını sağladı. Nitekim tümüyle dolu salondan candan ve uzun bir alkış aldılar. Bu başarıya anlatıcı A. Murat Gedikli’nin kendisine samimi ve sevimli bir ifade veren kolları sıvalı gömleği ve yeleği ile eserler hakkında kısa bilgiler sunması da önemli katkı sağladı. Hatta bir kısmı turistlerden oluşan izleyiciler onun şefliğinde tempo da tuttular.
Konserden sonra bir izleyici parçaların sözlerini ve anlamlarını merak ettiğini söyledi, bir diğeri de “elektronik yerine akustik piyano olsaydı ne iyi olurdu” dedi. Ben de Frig eserleri de barındıran bu müze ortamında merhum besteci Ferit Tüzün’ün Frigya kralı Midas hakkında yazdığı Midas’ın Kulakları operasından bölümler sunulsa ne hoş olurdu diye hayal ettim.
Müzede konser ve dans bir süredir sanatları birleştirmek adına yeni bir akım olarak dünyanın birçok ülkesinde sunulmaya başlandı. Bilebildiğim kadarıyla ülkemizdeki öncü Erimtan Müzesi’nin yıllık program da hazırlanmış Salı Konserleri oldu (www.erimtanmuseum.org/index.php/tr/sali-konserleri.html). Ardından Evliyagil Müzesi (www.kk-music.org/2018-19-ankara-konserleri), Ankara Satranç Müzesi (https://www.gokyaysatrancvakfi.org.tr/etkinlik/aski-opera), Şanlıurfa müzesi (http://sanliurfamuzesi.gov.tr/TR-230954/muze-konserleri.html), Mersin Arkeoloji Müzesi (https://www.haberler.com/muzede-konser-surprizi-11368386-haberi/) ve Zeugma Müzesi (https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/zeugma-mozaik-muzesinde-caz-konseri/1325459) konserler düzenlemeye başladılar. Aralarında konserlerin gündüz veya akşam saatlerinde oluşu, konserin müzenin içinde ayrı bir salonda veya sergi alanında yer alışı, önceden bilet alınmasının gerekip gerekmediği gibi farklar var.
Müzede dans ta olabilir. Nitekim Londra’daki Tate Müzesinde meşhur Tino Sehgal ve grubunun sürpriz şekilde başlayan dansı ve başka müzelerdeki dans sunumları hâlâ aklımdadır.
Eminim üzerinde dans ve müzisyen resmi olan meşhur Hitit İnandık vazosu ile Hitit duvar kabartmalarının yanı başındaki bu güzel konseri şans eseri dinleyen turistler de, konser olduğunu bilerek gelenler de unutamayacaklar. Müzedeki arkeoloji hazineleri de dünden bugüne sanat ve kültür köprüsü bağlamıyla daha derin bir anlam ifade edecek.
Başta sanatçılar olmak üzere ADOB ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi yönetimini bu konser dizisi vizyonu için tebrik etmek, “illaki” ve “mutlaka” devamını talep etmek durumundayız.
Pınar Aydın O’Dwyer