Son bir ay içinde ikinci kez iyi hazırlanmış bir anma-saygı konseri dinledim. Birincisi Bilkent'te Ahmet Adnan Saygun için düzenlenmişti: http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/saygi-konseri-dedigin-boyle-olur/1690/
İkincisi ise Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Saygun'un üç kompozisyon öğrencisinden biri olan İlhan Baran (1934-2016) için Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası'nca 6 Mayıs 2018 gecesi düzenlendi.
Başta Baran'ın en sevdiği öğrencisi diyebileceğim, Belçika Kraliyet Konservatuvarı'ndan piyanist Muhiddin Dürrüoğlu olmak üzere iyi bir ekip toplanmıştı. Önde gelen kemancımız Cihat Aşkın, iyi çellist Çağ Erçağ, omzundaki ani rahatsızlık nedeniyle Berlin'den Özgür Aydın'ın yerine gelen Emre Elivar ve büyük bas sesimiz Tuncay Kurtoğlu, Baran'ın müziğinden önemli örnekleri seslendirdiler.
Konserin açılışında İlhan Baran'ın Paris'ten dönüp ADK'nda öğretmenliğe başladığı yıllardaki ilk öğrencilerinden biri olan duayen orkestra şefi Rengim Gökmen hocasını anlatan bir konuşma yaptı. Baran'ın nicelik değil niteliğe önem verdiğini, öğrencilerine nasıl geniş bir kültür aşıladığını, ilk girdiği derste nasıl ahlak felsefesi üzerine konuştuğunu anlattı. Ama en önemlisi, derslerde tuttuğu notlardan Baran'ın bazı görüşlerini aktardı. 2010'da yayımlanan “İlhan Baran: Müzikte Derin Zirve” kitabımda Rengim Gökmen'den alıntılar vardır ama bu ders notlarının bulunmayışına doğrusu hayıflandım. Gökmen özellikle son yıllarda hocasını daha sık ziyaret ediyordu, İKSV'nin onur ödülüne de Baran'ı önermişti. Sanırım eski belgelerini de bu son yıllarda elden geçirdi ve ders notlarına ulaştı.
Konser Muhittin Dürrüoğlu'nun Baran'ın 1986'da tamamladığı Mavi Anadolu'yu seslendirmesiyle başladı. Baran'la birlikte dinlediğimiz eski radyo kayıtları dahil, bugüne kadar dinlediğim en iyi yorum olduğunu söyleyebilirim. Üstelik Muhiddin eseri ilk kez seslendiriyordu.
Ardından Emre Elivar'dan Baran'ın 1959 tarihli Üç Bagatel'ini dinledik. Elivar da ilk kez seslendirdiği eseri iyi incelemiş, ruhunu ve Baran'ın ne yapmak istediğini iyi kavradığını başarılı yorumuyla gösterdi. Elivar'ın notalarını Dürrüoğlu sevecenlikle çeviriyordu.
Sırada Baran'ın solo keman için Bir Bölümlü Sonatina'sı vardı. Cihat Aşkın, bir Baran öğrencisi olmamakla birlikte bu eseri çalışması ve Büyükada'daki bestecinin yazlık evinde kendisine dinletip beğenisini kazanmasını bir tatlı anı olarak anlattı. Ardından, güçlü ve yumuşak tonlar arasındaki sürekli gel-gitlerle Türk çağdaş müziğinin önemli bir örneği olan eseri özenle seslendirdi.
Bas Tuncay Kurtoğlu, Emre Elivar'ın piyanosuyla önce Baran'ın 1973'de yazdığı Dört Zeybek'i, ardından 1970 ve 72 tarihli Uygulamalar'dan seçmeleri seslendirdi. Bu düzenleme-besteleri İlhan Baran, ağabeyi Ayhan Baran için yazmıştı. Kurtoğlu'ndan bu parçaları dinlerken duygulanmamak elde değildi, Ayhan Baran'dan sonra getirilen en güzel yorum olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Emre Elivar da, sıradan eşlik değil, her biri yeni birer beste olan piyano partilerinde işin özünü ne denli iyi kavramış olduğunu gösterdi. Ardından da Baran'ın 1958'de henüz Saygun öğrencisiyken yazdığı ve bir soyutlama harikası olarak nitelendirilebilecek Üç Soyut Dans'ı seslendirdi. Bu anma konserinden sonra Emre Elivar yurtdışı resitallerinde Baran eserlerini eksik etmeyecektir sanırım.
Final, Baran'ın kaydı en fazla yapılmış, Türk ve yabancı müzisyenler tarafından Amerika'dan Avustralya'ya kadar en fazla seslendirilen yapıtı olan Dönüşümler'le yapıldı. 1975 tarihli, keman, viyolonsel ve piyano için Fantazi ile Baran'ın dönüşüm olarak nitelendirdiği Türk halk müziği ve geleneksel müzik soyutlamalarından oluşan sekiz bölümlük eserle, anma konseri zirvede tamamlandı.
Bu konseri hazırlamak için Süreyya Operası yönetmeni ve Kadıköy Belediyesi Sanat Danışmanı Murat Katoğlu ve yardımcıları Gizem ve Aslı Hanımların uzun süre uğraştığını biliyorum. Emeklerinin karşılığını dinleyicinin büyük beğenisi ve müzisyenleri coşkuyla alkışlamalarıyla aldılar.
Doğma-büyüme Kadiköylü ama yarım yüzyıllık Ankaralı olarak, bu konsere gelerek pek çok dostu da görme fırsatını elde ettim. Değerli bestecimiz, Baran'ın gençlik arkadaşı Yalçın Tura, bestecilerimiz Hasan Uçarsu ve Özkan Manav, şair-yazar Egemen Berköz, Türk bestecileri kayıt koleksiyoneri Müjdat Dal, piyanist Metin Ülkü, çellist Zümrüt Kaçar, besteci-şef-kemancı Hasan Niyazi Tura ve SANATTAN YANSIMALAR'ın İstanbul'da yaşayan okurlarıyla, her pazar film seyretmeye geldiğimiz Süreyya'nın fuayesinde ayaküstü sohbetler yol yorgunluğunu unutturdu. Konservatuvarların değişik çalgı bölümlerinden küçük öğrencileri bir locada toplanmış konseri dinlerken görmek de pek hoşuma gitti. Piyano öğrencilerinin vazgeçilmez eğitim parçası Siyah ve Beyaz'ı Baran onlar için yazmıştı. Tüm konservatuvarlarda müfredattadır bu parça.
Yokluğuna alışamadığım nitelikli besteci, sevecen öğretmen, yurtsever aydın İlhan Baran'a vefa gösterenlere, onu ve eserlerini tanıtanlara içten teşekkürler..
ŞEFIK KAHRAMANKAPTAN
6 Mayıs 2018 / Kadıköy