29 Haziran günü, 20. yüzyılın büyük orkestra şeflerinden birinin 100. doğum yıldönümüne denk geliyor. Biz de Sanattan Yansımalar’da bu haftaki yazımızı bu büyük şefe, Rafael Kubelik’e ayırıyoruz. 1914-1996 yılları arasında yaşayan Çek asıllı sanatçı Kubelik, çağının büyük orkestra şefleri arasında yer aldığı gibi, bir besteciydi de. Müzik dünyasının ve dinleyicilerin, Kubelik'e hem yaşadığı dönemde, hem de ölümünden sonra hak ettiği değeri verdikleri söylenemez. Kuşkusuz bunda, sanatçının gösterişten uzak, yalın şeflik anlayışı ve gene aynı özellikleri taşıyan yaşamı etkili olmuştur.
Müzik tarihinin önemli kemancılarından biri olan Jan Kubelik’in oğlu olan Rafael Kubelik, orkestra yöneticiliğine erken yaşta başlamış, daha 19 yaşındayken ünlü Çek Filarmoni Orkestrası’nı yönetmişti. Kubelik’in daha sonraki yaşamı ise adeta sürgünde yaşayan bir gezgin olarak geçti. Sanatçı, birincisi 1944’te Nazi işgali döneminde, ikincisi ise 1948’de komünist yönetim sonrasında olmak üzere, ülkesi Çekoslavakya’yı iki defa terketti. Geri dönmesi için değişik tarihlerde yapılan çağrıları geri çeviren Kubelik, ülkesine ve eski orkestrasına ancak Çekoslavakya’da yaşanan politik gelişmelerden sonra ve 1990 yılında dönecekti. Bu dönüşü simgeleyen tarihî konserde yapılan Smetana’nın Ma Vlast – Vatanım başlıklı eserinin kaydı ise şüphesiz ki olağanüstü icra yanında, bu anlamı nedeniyle de müzik tarihinin özel kayıtlarından biridir.
Kubelik’in Çekoslavakya’yı terkettikten sonraki yaşamı ise dünyanın büyük orkestraları arasında neredeyse bir devr-i daim şeklinde geçti. Bütün büyük orkestraları yöneten, ünlü solistlerle konserler veren Kubelik; Covent Garden Kraliyet Opera Evi’nden Metropolitan Operası’na, Chicago Senfoni Orkestrası’na kadar birçok topluluğun sürekli şefliğini yaptı. Sanatçının en uzun süreli birlikteliği ise Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası ile oldu. Kubelik 1961-1979 yılları arasında bu seçkin orkestranın şefliğini yaptı, onlarla kayıtlar gerçekleştirdi.
Kubelik’in müzikte değişik dönemleri kavrayan ama ülkesi ile 20. yüzyıl bestecilerinin eserlerine de özel ağırlık veren geniş bir repertuarı vardı. Sanatçı, yaşamı boyunca değişik orkestralarla bu eserlerin çok sayıda kaydını gerçekleştirdi. Bu kayıtların büyük bölümü, zamanın acımasız sınavını başarıyla geçerek, günümüze kadar uzandı. Bu miras içinde bizim en önemli gördüklerimiz arasında, Gustav Mahler’in ve Dvorak’ın toplu senfoni kayıtları da bulunuyor.
Kubelik, yüzyılın en önemli Mahler yorumcularından biriydi. Onun Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası ile yaptığı ve Deutsche Grammophon tarafından yayınlanan toplu senfoni kayıtları, örneğin Leonard Bernstein'in ya da Georg Solti'nin kayıtlarıyla karşılaştırıldıklarında, ilk bakışta duygusal yoğunluktan yoksunmuş gibi görünebilirler. Solti'nin orkestral virtüoziteyi ön plana çıkaran icraları ya da Bernstein'in müziğin duygusal gerilimini ve nörotizmini yansıtan icraları düşünüldüğünde, bu görüşlerde haklılık payı da bulunabilir. Ancak, Kubelik'in de Mahler müziğinde, diğer orkestra yöneticilerinin ulaşamadığı bir yalınlığa, sadeliğe ve lirizme eriştiği söylenmelidir. Unutmayalım ki, diğer bazı Çek şefler gibi, Kubelik de çocukluk ve ilk gençlik yıllarını Bohemya-Moravya'da geçiren ve bölgenin müziğinden ciddi ölçüde etkilenen Mahler'le aynı coğrafi ve kültürel ortamı paylaşmıştı. Bu müziğin, Mahler’in eserlerinde stilize edilmiş bir biçimde yer bulduğunu hatırlamalıyız. Bu bağlamda, aynı kültürel gelenekten gelen Kubelik'in de, çağının önemli Mahler yorumcularından birisi olması şaşırtıcı değildir.
Sanatçının, Berlin Filarmoni Orkestrası ile yaptığı toplu Dvorak ve Schumann kayıtlarını da önermekte tereddüt etmiyoruz. Müzik dünyasının kaptan köşkü Deutsche Grammophon, Kubelik’in doğumunun 100. yıldönümü münasebetiyle 23 CD’den oluşan son derecede makûl fiyatlı bir “Kubelik Senfoni Edisyonu” yayınladı. Bu edisyonda söz ettiğimiz Dvorak, Mahler ve Schumann’ın tüm senfonileri yanında, Beethoven’in tüm senfonileri de yer alıyor. Kubelik’in doğumunun 100. yıldönümünde, tüm okurlarımıza sanatçının bu kayıtlarını zevkle dinlemelerini öneriyor ve “Bize bıraktığın güzelliklerle nice 100 yıllara Rafael Kubelik” diyoruz!..