Üniversiteler evrensel bilim, teknoloji, kültür ve sanatın
mayalandığı kurumlardır.
Üniversiteler çok yönlü, çok boyutlu evrensel kültürün sahiplenildiği, sorgulandığı, eğitime ve toplumsal yaşama transfer edildiği özgür ve özerk kurumlardır. Özgürdür, çünkü özgürlüğün olmadığı yerde özgünlük, yaratıcılık, çağdaş gelişme olamaz. Üniversiteleri güdümlemek bilim, kültür*sanat, teknoloji alanlarını iğdiş etmek anlamına gelir.
Üniversiteler sorgulayıcıdır. Neden, niçin var olduğunun bilinciyle kendi ülkesi odak olmak üzere dünya kültürünü, ulusal kültürü toplumsal ivme bağlamında sorgular ve bu bilinçle gerekenleri yapmak asli görevidir.
Çağ dışı toplumların zaten böyle bir derdi de olamaz ama Doğu-Batı kültürü içinde kuşkusuz her çağdaş toplum kendi üniversitelerini benzer ilkelerle donatma çabasında ve yarışındadır.
Bu çaba içinde Amerika’nın farklı bir yeri var. Çünkü Amerika tarih, kültür ve sanat alanında tarihsel birikimi olmayan çok genç bir ülkedir. Amerika’nın bir devlet olarak bağımsızlığını kazanması 1776 yılı gibi çok yeni bir tarihtir ki Ankara yakınlarındaki pek çok köy bile bu tarihten daha eski yıllara dayanır.
Bu gibi tarihi birikimi, yer altı ve yer üstü uygarlık izleri olmayan toplumların genel bir karakteri vardır: Bunlara sahip olan ülkeleri, ana karaları çeşitli yöntemlerle ele geçirip bu birikimleri kendi ülkesine taşımak. Bu anlayış yağmacı bir devlet politikasıdır; Batıda bugün de yaygın olan bir geleneğin devamı olarak. Örneğin, Napolyon’un Kuzey Afrika seferleri ile Mısır uygarlığını ve Suriye’ye kadar olan bölgenin tarihi değerlerini Paris’e taşımak politikasında olduğu gibi.1800’lerin başında Akka Kalesi direnişi karşısında geri dönmek zorunda kalınca, Suriye, Irak ve Güney Anadolu’yu yağmalayamamıştır. Aradan 100 yıl geçmiştir; 1 Dünya Savaşı sonrası Osmanlıyı parçalama hareketleri içinde Fransa’nın işgal ettiği bölgeler çok ilginçtir: Akka’da yarım kalan yağma projelerini gerçekleştirmek. Bu kapsamda ilk iş olarak bütün müze ve ören yerlerini kendi kontrolüne aldı. Devasa tarihi eserleri Laskiye Limanından Paris’e taşıdı. Hatta bununla da kalmadı, daha sonra bazı bölgelerde arkeolojik kazı yapmak üzere ‘’4 Nisan 1924 tarihinde ABD ile Fransa arasında “Suriye ve Lübnan’daki Haklar” adı altında bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmanın 14. maddesi bu bölgelerde yapılan kazı çalışmalarından elde edilecek tarihî eserlerle ilgilidir. Buna göre kazılarda çıkarılan eserler bölünecek ve kazı yapan kuruluş pay alacaktır. Bulunan tarihî eserin bölünmesinin mümkün olmadığı durumlarda ise kazı kuruluşuna uygun bir tazminat ödenecektir’’ (Hatay sorunu ve ABD: Washıngton’un Hatay’da arkeolojik kazı imtiyazını sürdürme girişimleri. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Bahar 2020, S 101, 111-138.)
Bu anlaşma Hatay’ın 1939’da anavatana katılmasından sonrasında genç Cumhuriyet’in çözdüğü sorunlardan biridir.
Amerika bu konuda devlet politikası olarak iki ana yol izlemiştir.
* Birincisi kültürel yönden Avrupa’nın Londra’da 1753’te kurulan British Museum, Petersburg’da 1754’te kurulan Hermitaj, 1830’da Berlin’de açılan-Altes gibi ve özellikle Batı kültürünün odak noktası sayılan Paris’te 1793’te kurulan Louvre gibi dünyanın en önemli müzeli kentlerinin psikolojik ve moral egemenliğini ele geçirmek. Bunların yollarını izleyerek ve bunlarla yarış ederek, yağmacı zihniyetlerle dünyanın her yerinden, 1869-1793’ten itibaren kurulmaya başlanan Amerikan müzelerine taşımak.
*İkincisi de batının her alandan yetişmiş insan potansiyelini cazip koşullarla Amerikan bilim, sanat ve kültürüne dâhil etmek. Her iki alanın odak toplanma yerleri Amerikan Üniversiteleri ve müzeleridir.
Bugün o muhteşem Amerikan müzelerinin koleksiyonlarının neredeyse yüzde doksanı devlet politikası ile Amerika dışından toplananlardır.
‘’Yaşadığımız dijital çağda müze deneyimi değişiyor, ancak bu değişime kimin önderlik ettiğini söyleyebilmek güç: havasız bir salondan daha fazlasını isteyen ziyaretçiler ya da heyecanlı bir şekilde halkın ilgisini çekecek konuları sezmeye çalışan kuratörler. Her şekilde, varılan sonuç inşaat ve yapı oluyor. The Art Newspaper tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2007 yılından beri müzeler 8,9 milyar doları genişlemeye ayırdı – ki bu miktarın yarısından fazlası Amerika Birleşik Devletleri’ne ait. 14 Mayıs’ta, daha önceki galeri alanını üç katı genişletmiş şekilde tekrar açılan San Francisco Modern Sanat Müzesi sadece bu büyüme için 305 milyon dolar para topladı (müze doğal olarak ziyaretçilerine yeni bir akıllı telefon uygulaması da vaat ediyor). Bu canlanma sürecinin çeşitli basamaklarında yer alan saygın kuruluşlar arasında New York’taki Modern Sanat Müzesi, Londra’da Royal Academy, Los Angeles Sanat Müzesi ve dünyadaki en popüler modern sanat müzesi olan Tate Modern (Londra) bulunuyor’’. https://press.ku.edu.tr/blog/hos-bir-muze-peki-sanat-nerede/
ABD böyle politikalar izler de İngiltere durur mu? Bir başka devşirmeci kültür olarak elinde geleni fazlasıyla yapan bir sömürge imparatorluğu. ‘’Tate Modern’in kültür üzerinde dönüştürücü etkiye sahip bir tarihi var. 2000 yılındaki açılışı pek çok kesimden övgü alan müze, nehrin “yanlış” yakasında, yıkık dökük bir bölgede yer alıyor. Herzog & de Meuren’in mimarları, harabe bir elektrik santralini çok büyük bir sanat alanına dönüştürdü. 1900 sonrası eserlerin sergilendiği üç katın oluşturulmasını geniş Turbine Hall’un çağdaş sanat eserlerinin sergilenmesi için ayrılması izledi. Louise Bourgeois, Olafur Eliasson ve Ai Weiwei eserleri Turbine Hall’da sergilenen sanatçılardan yalnızca birkaçı. Müzeyi çevreleyen mahalle de değişimden nasibini aldı, yeniden canlandı ve kalabalıklar bölgeye akın etti. Böylece bu kurtarılmış endüstriyel yapı 2000’ler Birleşik Krallığın optimizminin bir sembolü, motor gücü haline geldi. ( https://press.ku.edu.tr/blog/hos-bir-muze-peki-sanat-nerede/)
Müzecilik Yarışında Amerikan Doğa Tarihi Müzesi
(American Museum of Natural History), AMNH.1869
ABD'nin New York kentinde, Central Park'ın yanında bulunan dünyanın en büyük ve en ünlü müzelerinden birisidir.[3] Müze bir planetaryuma ve bir kütüphaneye ek olarak 45 kalıcı sergi salonu barındıran 26 birbirine bağlı binadan oluşmaktadır.[4]
Koleksiyonları 34 milyondan fazla bitki, hayvan, fosil, mineral, kaya, göktaşı, insan kalıntısı ve insan kültürel eseri örneğinin yanı sıra donmuş doku ile genomik ve astrofiziksel veriler için özel koleksiyonlar içerir.[5] Müze, 2 milyon fit kareden (190.000m²) fazla bir alanı kaplar. 225 kişilik tam zamanlı bir bilimsel kadrosuna sahiptir.[6] Her yıl 120'den fazla özel saha gezisine sponsorluk yapmaktadır ve yılda ortalama beş milyon ziyaretçiyi ağırlamaktadır.[7]
Enteresandır koleksiyonda Bengal Kaplanı, Afrikan Memelileri, Tibet tanrısı Vajrapani heykeli.
Amerika’da ilk Müze/ Indianapolis Sanat Müzesi.1883
İndianapolis Sanat Derneği tarafından 1883'te kurulan ilk kalıcı müze, 1906'da John Herron Sanat Enstitüsü'nün bir parçası olarak açıldı. 1969'da Indianapolis Sanat Derneği adını Indianapolis Sanat Müzesi olarak değiştirdi ve 1970'te müze şimdiki yerine taşındı.
Kalıcı koleksiyon, Afrika, Amerika, Asya ve Avrupa eserleri dahil olmak üzere 54.000'den fazla eserden oluşmaktadır. Koleksiyonun önemli alanları şunlardır: Neo-Empresyonist resimler; Edo dönemine ait Japon resimleri; Çin seramikleri ve bronzları; Paul Gauguin ve Pont-Aven Okulu'nun tabloları, heykelleri ve baskıları; J. M. W. Turner'ın çok sayıda eseri ve büyüyen bir çağdaş sanat koleksiyonu. Diğer önde alanları arasında tekstil ve moda sanatlarının yanı sıra son zamanlarda modern tasarıma odaklanma yer alıyor.
Dünya Üniversitelerinin Başarı Sıralamasından
Sanat ve Müzecilik Alanındaki Etkinliklerine Dair Örnekler
Konumuz gereği devlet ya da vakıf destekli, çok büyük yatırımlarla kurulan Üniversitelerin önemli bir bölümünün birden fazla alanda müze sahibi olduğu ve bunların sanat alanındaki etkinliklerine dair örnekler vermeye çalışacağız. Bu örnekleri vermemizin nedeni bizde sanat ve kültür alanında ne yapılırsa yapılsın, yeterli görmeyerek onun kat kat üstünde çaba harcanmasının gerekliliğine dikkat çekmektir. Elbette başarıda özgür iradenin yaratıcı başarıdaki rolünün de payını vurgulayarak.
Kuşkusuz böylesi örnekler çeşitli seçenekleri de barındırır. Biz kurumların genel paylaşımlarıyla yayınlanan Üniversiteler sıralamalarından yararlanmaya çalıştık.
https://worldtop20.org/global-universities/?gad_source=1&gclid
https://www.global-yurtdisiegitim.com/blog/qs-dunya-universite-siralamasi-2024
Her yıl çeşitli güvenilir kurumlarca o yılın dünya üniversiteleri arasından en başarılı üniversiteler sıralaması yapılır. Bu konu elbette belli disiplinlerin getirdiği ölçütlere dayanır. Evrensel ölçütleri biz kendi sınırlı bakış açımızla dudak bükerek kulak arkası edebiliriz ama bu dünya ölçeğindeki bakış açısı içinde ‘’kendin edersen kendin bulursun, ya da ne ekersen onu biçersin’’ düşüncesiyle karşılanır. Seçenek Ortadoğu’nun ayak bir yana beyin bağları içinde debelenmek mi ya da batı-matı demeden bir Kore, bir Japonya örneğiyle kendimize çekidüzen vermek arasındaki akılcı kararda. Eğitim başta olmak üzere, inançtan ekonomik paylaşıma kadar her alanda insanoğlunun en büyük nimeti olan özgür akıl ve düşünme-sorgulama sistemimizi çalıştırarak. “İlim Çin'de de olsa gidip alınız’’ diyen bir inancı, beyin esaretinden tarikatının kapısından başka yeri göremez hale getiren ne varsa sil baştan sorgulanmalıdır. Bunu aydın olmanın, yurtseverliğin temel dayanağı saymazsak ‘’dünyayı sel basmış, ördeğin umurunda mı’’ modundan kurtulmak mümkün olamaz.
Bu sözümüz toplumsal dinamik güçler sayılan ama eli kolu bağlı hale getiren toplumsal örgütlerin, kurumların sorgulamayı en acımasız kendileri için yapmaları gerektiği ilkesinden ele alıyoruz. Her toplumun bu dinamik gücü sürekli aktif tutması, bir anlamda ‘’sürekli devrim’’ olarak sahiplenmesi ulusal sorumluluk sayılır. Elbette en büyük sorumluluk evrensel boyutta simge sayılan üniversitelere düşer. Bir toplumda üniversiteler toplumun gerisine düşmeye başlamışsa asıl çöküş yaşanıyor demektir. Toplumsal ivmeyi orta çağ kafasına taşımaya kalkışan her ne varsa onun sorgulayıcısı olmayan bir üniversite onu güdülemek isteyenlerin oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Bu nedenle çok kullanılan 7/24 saat nöbet gibi her konuda dinamik olmak zorundadır her üniversite. Çünkü varlık nedeni budur. Sorumluluğunu yerine getirmeyen, ‘’zevahiri kurtarmaya çabalayan bir üniversitenin’’ üniversal özelliğinden söz edilemez.
Peki nedir bu sorumluluklar denecektir elbette.
Üniversiteler devrimcidir, tutucu olamaz. Toplumsal duyarlılığı en yüksek dinamik bir gençliği ve beyin takımını seçer, barındırır.
Üniversiteler toplumla iç içedir. Kendini toplumsal yaşamdan soyutlayan, kampüslerine hapseden üniversiteler aslında kendi ayağına kurşun sıkanların pozisyonuna düşer.
Bizde yanlış anlaşılan ‘’Gelen ağam, giden paşam’’ yanar dönerciliğinde değil; ‘’Erk kimde olursa olsun, benim için fark etmez; ben akıl ve bilim ne diyorsa onun yanındayım’’ demek suretiyle yaz-boz oyununda yer alamaz, Evrensel ilkelerinde acımasız, tavizsiz sorgucudur.
Toplumun, siyasal, sosyal, ekonomik, teknolojik, kültürel, sanatsal, etik değerlerle donanmasında ne yapabilirim,
Bunun nasıl olması gerektiğinin örneklerini yaşama nasıl transfer edebilirim; çağın en gelişmiş örneklerini nasıl aşabilirim; çağıma, yepyeni imzalar atabilecek özgün yaratıcılıklarımı nasıl somutlaştırabilirim’’
Ulusal bütün değerlerimizle birlikte kültür ve sanat alanında tüm dünya ölçeğinde özgün yaratıcılıkla neler sunabilirim’’ sorgulamalarıyla. Bunları gereğince yapamayanlar üniversite sıralamalarında nal toplamaya devam edecektir.
Bu verilerle ele alındığında 2024 yılında dünya üniversiteler sıralamasında ilk 10. ilk 20 veya ilk 30 gibi yer alan üniversiteler incelendiğinde hepsinin topluma açık, toplumsal sorunlara duyarlı, her etkinliğini ve olanaklarını ücretsiz sunarak toplumla paylaşan; bilim, teknoloji yanında çok zengin müzelere, galeri ve sanat merkezlerine sahip olduğu görülür.
1. Massachusetts'teki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü
1971 yılında kurulan MIT Müzesi, Cambridge, Massachusetts'teki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde bulunmaktadır. Holografi, teknolojiyle ilgili sanat eserleri, yapay zekâ, mimari, robot bilimi, denizcilik tarihi ve MIT tarihi koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. 1800 parçadan oluşan holografi koleksiyonu dünyanın en büyüğü olmasına rağmen genellikle sadece birkaç seçki sergileniyor. 2023 itibariyle kinetik sanatçı Arthur Ganson'un çalışmaları uzun süredir devam eden en büyük sergilerdir. [2] Genellikle sanat ve teknolojinin kesişim noktalarını konu alan, geçici özel sergilerden oluşan düzenli bir program vardır.
MIT Müzesi'nin genel amacı, MIT'nin çalışmalarını dış dünya için daha görünür ve erişilebilir hale getirerek "MIT'i tersine çevirmektir’’ [2] [3] Müze, MIT topluluğuna hizmet etmenin yanı sıra, okul çağındaki çocuklara ve genel olarak halktaki yetişkinlere yönelik çok sayıda sosyal yardım programı sunmaktadır. Geniş katılımlı yıllık Cambridge Bilim Festivali, müze tarafından başlatıldı ve koordine edilmeye devam ediyor.
2.University of Cambridge Museums/Fitzwilliam Müzesi
Bu üniversite Müzelerindeki eser sayısı 180.000. Müzelere Girişler ücretsiz.
3.Oxford Üniversitesi Sanat Müzeleri
Oxford Üniversitesi müzelerinin obje sayısı 8,5 milyonun üzerinde.
4.Harvard Sanat Müzeleri
Harvard Üniverstesi’nin Sanat Müzeleri, Harvard Üniversitesi'nin bir parçasıdır ve üç müzeden oluşur: [2] [3] Fogg Müzesi (1895'te kuruldu), [4] Busch -Reisinger Müzesi (1903'te kuruldu), [4] ve Arthur M. Sackler Müzesi (1985'te kuruldu), [4] ve dört araştırma merkezi: Sardeis Arkeolojik Araştırmaları (1958'de kuruldu), [5] Modern Sanat Teknik Araştırma Merkezi ( 2002'de kuruldu), [6] Harvard Sanat Müzeleri Arşivleri ve Straus Koruma ve Teknik Araştırmalar Merkezi (1928'de kuruldu). [7] Harvard Sanat Müzelerini oluşturan üç müze, ilk olarak 1983 yılında Harvard Üniversitesi Sanat Müzeleri adı altında tek bir kurum altında birleştirildi. Müzelerdeki obje sayısı 250.000.Girişler ücretsiz. https://en.wikipedia.org/wiki/Harvard_Art_Museums
Bu örnekleri ilk yirmi-otuz dünya üniversitesinin tümünde görebiliyoruz.
Hatta sanat eseri sergileme yanında öyle etkinlik örnekleri var ki bizde hayal edilmesi bile zor. Bu müzelerden bazılarında akşamları balolar, düğünler ve benzeri sosyal etkinlikler yapılabilmektedir.
Bizde çok bilinen Yale Üniversitesi Müzesinde bulunan sanat objelerinin sayısı 300.000. Türkiye’de en büyük koleksiyonun obje sayısının 10.000 eseri geçmediği düşünülürse bazı konulara nasıl önem verildiğinin karşılaştırması yapılabilir.
5. Cantor Arts Center at Stanford University
(Stanford Üniversitesi Iris ve B. Gerald Cantor Görsel Sanatlar Merkezi, daha önce Stanford Üniversitesi Sanat Müzesi)
Stanford, yaklaşık 150 yıl önce toplumsal amaç temelinde kurulmuştur. Misyonu, öğrencilere liderlik ve dürüstlükle katkı sağlayan yaşamlar için eğitim vererek dünyaya katkıda bulunmak; temel bilgileri ilerletmek ve yaratıcılığı geliştirmek; etkili klinik terapiler için öncü araştırmalara öncülük etmek; çözümleri hızlandırmak ve etkilerini artırmaktır.
Cantor Sanat Merkezi (resmi adıyla Stanford Üniversitesi Iris ve B. Gerald Cantor Görsel Sanatlar Merkezi, daha önce Stanford Üniversitesi Sanat Müzesi), Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletindeki Stanford kentindeki Stanford Üniversitesi kampüsünde bulunan bir sanat müzesidir.
Müze ilk olarak 1894'te açıldı ve heykel bahçeleri de dâhil olmak üzere 130.000 ft²'den (12.000 m²) fazla sergi alanından oluşuyor. Cantor Sanat Merkezi, Auguste Rodin'in Paris dışındaki en büyük heykel koleksiyonuna ve Mexico City'deki Soumaya Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor ve çoğu bronzdan yapılmış ancak diğerleri farklı medyalarda olmak üzere 199 heykel bulunuyor. [2] Müze halka açıktır ve giriş ücreti alınmaz. Müzede 38.000'den fazla eser bulunmaktadır.
‘’1963'te, Dekan Robert R. Sears yönetimindeki üniversitenin beşeri bilimleri canlandırma çalışmalarının bir parçası olarak, Profesör Lorenz Eitner sanat ve mimarlık bölüm başkanı olarak atandı. Eitner, öğretim görevlileri, personel ve Sanat Komitesi'nin yardımıyla müzeyi canlandırmaya başladı. Sonraki 25 yıl boyunca galeriler kademeli olarak yenilendi, koleksiyonlar önemli ölçüde güçlendirildi ve sergiler, eğitim hizmetleri ve yayınlardan oluşan bir program uygulamaya konuldu. 1985'te, profesör Albert Elsen'in sanat koleksiyoncusu B. Gerald Cantor ve diğer bağışçılarla birlikte B. Gerald Cantor Rodin Heykel Bahçesi'ni açmasıyla büyük bir gelişme yaşandı. [3]
6. University of California
1866'da, Andover ve Yale mezunu Henry Durant tarafından Oakland'da kurulan özel bir kurum olan California Koleji bugün dünyanın sayılı üniversitelerinden biri sayılıyor.
San Francisco Körfezi’nin doğu kıyısında, Berkeley’de yer alan Üniversite, toplam 5 km² alana sahip olan geniş kampüsüyle ülkenin en güzel kampüslerinden birine sahiptir. Eşsiz San Francisco Körfezi’nin görülebildiği Berkeley Tepelerindeki kampüste yer alan saygın binaların etkileyici mimarisi üniversitenin mükemmelliğini simgelemektedir. Neo-klasik binalardan, ultra modern binalara kadar her çeşit bina, üniversitenin geçmişi ile günümüz dünyası arasında bir bağ kurmaktadır. Böylelikle, ilk günlerinin kırsal ve nostaljik cazibesi bugüne kadar büyük ölçüde korunmuştur. İdari ve akademik binaların çoğu, kampüsün batı tarafında 72 hektarlık bir alanda yoğunlaşmıştır. Ana kampüsün doğusunda, Ernest Orlando Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı, Lawrence Bilim Salonu ve Matematik Bilimleri Araştırma Enstitüsü gibi üniversiteye bağlı çok sayıda araştırma tesisi bulunmaktadır.
Kampüsün simgesi, uzaktan görülebilen 90 metre yüksekliğindeki bir çan kulesi olan “Campanile”dir. Geniş kampüs imkânlarıyla UC Berkeley, aynı zamanda, düzenli olarak ücretsiz resim derslerine veya film gecelerine ev sahipliği yapan Berkeley Sanat Müzesi gibi sayısız müzeye ev sahipliği yapmaktadır.
Los Angeles County Sanat Müzesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Los Angeles kentinde bulunan sanat müzesi. Antik dönemden günümüze kadarki sanat tarihini kapsayan 135.000'in üzerinde eser bulundurmaktadır ve ABD'nin batı bölgesindeki en büyük sanat müzesidir. Müzede sanat sergileri ile birlikte, film ve konser programları da düzenlenmektedir. 2016 yılında ziyaretçi sayısı 1,5 milyonu geçmiştir. Los Angeles County Sanat Müzesi'nin kökeni, 1910 yılında Exposition Park'ta kurulan Tarih, Bilim ve Sanat Müzesi'ne dayanmaktadır. Bu müzenin bir bölümü iken, 1961'de sanat odaklı ayrı bir müze haline gelmiş ve 1965'te Wilshire Boulevard'da bulunan, William Pereira'nın tasarladığı şimdiki binasına taşınmıştır. 2000'li yılların başında LACMA Mütevelli Heyeti, müze binasının dönüştürülmesine karar vermiş ve 2004'te dünyaca ünlü mimar Renzo Piano'nun üç aşamalı planı uygulamaya konmuştur.
Berkeley, nadir bitki türlerinden sözlü tarihlere ve Batı'nın böceklerine kadar sanat eseri ile biyolojik ve fiziksel nesnelerden oluşan kapsamlı koleksiyonlara sahip. Bu müzelerin çoğu halka açık, diğerleri ise belirli alanlardaki araştırmacılara ayrılmış.
Berkeley Sanat Müzesi ve Film arşivi, UC. Botanik Bahçesi, Essig Böcek Bilim Müzesi, Çevresel Tasarım Arşivi, Pohebe A. Hearst Antropoloji Müzesi, Magnes Koleksiyonu, Mark Twain Belgeleri, Paleontoloji Müzesi, Omurgalı Zooloji Müzesi. Görüldüğü gibi pek çok alanı kapsayan müzecilik anlayışı.
7. Yale Üniversitesi, ABD
Türkiye’de de adı çok bilinen Yale Üniversitesi dünya Üniversite sanat müzeciliği konusunda da özel bir yere sahip.‘’Galeri, vatansever sanatçı John Trumbull'un Amerikan Devrimi'ne ait 100'den fazla tabloyu Yale Koleji'ne bağışlaması ve orijinal resim galerisini tasarlamasıyla 1832'de kuruldu. Galeri 25 Ekim 1832'de halka açıldığında, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk üniversite sanat müzesi oldu. Trumbull Galerisi artık ayakta olmasa da, günümüzdeki Yale Üniversitesi Sanat Galerisi dört mimar tarafından tasarlanan üç tarihi yapıda yer almaktadır.
Yale Üniversitesi Sanat Galerisi (YUAG), Batı Yarımküre'deki en eski üniversite sanat müzesidir. [1] Connecticut, New Haven'daki Yale Üniversitesi kampüsündeki birbirine bağlı birkaç binada antik çağlardan günümüze kadar uzanan eserlerden oluşan bir müze. Üniversitenin resmi sitesindeki bilgileri esas alıyoruz; Yale Üniversitesi Sanat Galerisi, 1832 yılında Yale ve toplum için bir sanat müzesi olarak kuruldu. Bugün ülkenin en büyük müzelerinden biri olup yaklaşık 300.000 objeye ev sahipliği yapıyor ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlıyor’’ https://catalog.yale.edu/art/art-resources-collections/yale-university-art-gallery/#:~:text= . Bu eserlerden 188.772 nesneye müze sitesinden görsel olarak ulaşma olanağı var. ‘’İster deneyimli bir araştırmacı olun, ister sanatı yeni öğrenmeye başlayan biri olun, Galeri görsel sanatlara dair anlayışınızı ve beğeninizi derinleştirmek için harika bir yerdir diyor galeri kimliğinde. Tüm kültürleri ve dönemleri kapsamasına rağmen galeri, erken İtalyan Rönesansı resmine, Afrika heykeline ve modern sanata özel vurgu yapmakta.
Modern ve Çağdaş Sanattan bazı örnekler: Josef Albers, Edgar Degas, Marcel Duchamp, Alberto Giacometti, Jean Metzinger, Joan Miró, Piet Mondrian, Pablo Picasso, Mark Rothko ve Roy Lichtenstein'ın resim ve heykelleri.
Galerinin amacı bir cümleyle özetleniyor: ‘’Sanatın ilham verme ve daha kapsayıcı bir dünya yaratma gücünü harekete geçirmek’’. Bu önemli ilkelerle galeri her gün halka açık ve ücretsiz.
Yale sadece Sanat Galerisi-Müzesi ile değil, Müzik enstrümanları koleksiyonu, Botanik müzesi, Peabody Doğa Tarihi Müzesi, İngiliz sanatı merkezi gibi çeşitli alanları kapsayan müze ve koleksiyona sahip.
8.Imperial College London/Blyth Galerisi
Imperial College London'ın tarihi, 1845'te Londra'da Royal College of Chemistry'nin kuruluşuna kadar uzanmaktadır.
Sanat Bölüm Başkanımız Mindy Lee tarafından küratörlüğü yapılan Blyth Galerisi, iddialı görsel projelerin yaratıcı keşfi için sanatçı tarafından işletilen bir alandır. Projeler yalnızca davet yoluyla seçilir. Galeri, yıl boyunca çeşitli grup ve solo sergilere ev sahipliği yapar; bu projeler arasında Imperial College öğrencileri ve personel sergileri, lisansüstü Güzel Sanatlar öğrenci çalışmalarının sergileri ve profesyonel sanatçıları ziyaret edenlerin çalışmaları yer alır. Blyth Galerisi ayrıca ulusal ve uluslararası sergileri sergilemek için diğer küratörlerle iş birliği yapar.
Imperial College, sanatın toplumla buluşması için her yıl ‘’Büyük sergi ya da büyük Fuar adıyla anılan ‘’Yol Festivali’’ düzenler.
Halkın içinde çeşitli sanatsal uygulamalar, performanslar gerçekleştirilir. Böylece hem sanat insanlarının özgür ve özgün uygulamalarına fırsat yaratılır, hem de halkın günlük yaşam koşturmaları içinde sanatla buluşması, farklı bir yaşam gerçeğiyle iç içe olmasına katkı sağlar. Bunu görsel eğitime katkısı elbette bir sonraki aşamalarda müzelere, sanat merkezlerine ve sanat olaylarına duyarlılığı getirir.
9. ETH Zurich/ İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü
Üniversite 1854 yılında İsviçre Konfederasyonu tarafından kurulmuş, 1855 yılında 6 bölümle eğitim vermeye başlamıştır. İlk açılan bu bölümler mimarlık, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, ormancılık, kimya bölümleriydi. Daha sonradan üniversiteye yeni bölümler eklenmiş siyasi bilimler, matematik, fen bilimleri ve edebiyat alanlarında yeni bölümler açılmıştır. Zürih Üniversitesi kanton yönetimine bağlıyken, ETH Zürih federal bir üniversitedir. 110'dan fazla ülkeden gelen 18,178 öğrenci eğitim görmektedir. Doktora öğrencileri bu sayının 3,900'ünü oluşturmaktadır. Dünya üniversiteleri sıralamasına göre Mühendislik ve Teknoloji alanında dünyanın en iyi 5. üniversitesidir.[4] Albert Einstein'ın da aralarında yer aldığı ETH Zürih bünyesindeki kişiler toplamda 21 Nobel ödülü kazanmıştır.
Bu üniversite fizik, Kimya, tıp alanlarında Nobel ödülü alan 21bilim adamı ile anılır.
Graphische Sammlung ETH Zürich, İsviçre'de ve uluslararası alanda en önemli ve kapsamlı kâğıt sanat koleksiyonlarından biridir ve şu anda yaklaşık 160.000 esere sahiptir. Albrecht Dürer'den Louise Bourgeois'ya, Rembrandt'tan Silvia Bächli'ye ve Francisco de Goya'dan Andy Warhol'a kadar önemli ulusal ve uluslararası isimler ve genç sanatçılar temsil edilmektedir. Baskı ve çizim koleksiyonu, 15. yüzyıldan günümüze sanat tarihini benzersiz bir şekilde temsil etmektedir.
Graphische Sammlung ETH Zürich, yılda 3-4 sergide kağıt üzerindeki yüksek kaliteli eserlerinden bir seçki sunuyor ve çeşitli etkinlikler sunuyor. Ayrıca, ilgilenen kişiler eserleri incelemek ve incelemek için çalışma odasını ziyaret edebilirler (sadece randevuyla).
Sanat koleksiyonu, sanatseverler ve bilim insanları için geniş bir iletişim noktası yelpazesi sunuyor ve ETH Zürich ile daha geniş bir kitle arasında, hem yerinde hem de çevrimiçi koleksiyon kataloğu aracılığıyla bir alışverişi mümkün kılıyor. https://zuercher-museen.ch/en/museums/graphische-sammlung-eth-
Dünya üniversiteleri sıralamasına göre Mühendislik ve Teknoloji alanında dünyanın en iyi 5. üniversitesidir.[4] Albert Einstein'ın da aralarında yer aldığı ETH Zürih bünyesindeki kişiler toplamda 21 Nobel ödülü kazanmıştır.
Bu üniversite fizik, Kimya, tıp alanlarında 21 Nobel ödülü alan bilim adamları ile anılır.
10. Columbia Üniversitesi, ABD
Miriam ve Ira D. Wallach Sanat Galerisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi'nin başlıca kamusal görsel sanatlar alanı ve sanat müzesidir.
1986'da kurulan galeri, üniversitenin "görsel sanatlarla tarihsel, eleştirel ve yaratıcı etkileşimini" ilerletiyor. [1] Wallach Sanat Galerisi'nin şu anki müdürü Betti-Sue Hertz'dir. Başlangıçta Schermerhorn Hall'da bulunan galeri, 2017'den beri İtalyan çağdaş mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan Manhattanville'deki Lenfest Sanat Merkezi'nde yer almaktadır.
11. Johns Hopkins Üniversitesi Müzeleri
Homewood Müzesi ile Evergreen Müzesi ve Kütüphanesi
Tarih evde başlar. Homewood Müzesi ve Evergreen Müzesi ve Kütüphanesi, Johns Hopkins Üniversitesi tarafından işletilen iki tarihi ev müzesidir. Baltimore'un tarihi ve kültürel Charles Street koridoru boyunca bir konumu paylaşırlar ve Maryland'ın önde gelen ailelerinin ikametgâhları olarak benzer kökenlere sahiptirler. Her müze farklı tarihi dönemleri ve estetik stilleri yorumlar ve birlikte Baltimore ve Amerika'nın 1800'den 1950'ye gelişimi hakkında yeni bilimsel çalışmalar ve çeşitli anlatılar sunarlar.
Ulusal Tarihi Eserlerden biri olan Homewood, ülkedeki Federal dönem Palladian mimarisinin en iyi hayatta kalan örneklerinden biridir. Maryland'in önde gelen Carroll ailesinin üyeleri için 1801 civarında inşa edilen ev, William ve Rebecca Ross ve iki çocukları ile Izadod ve Cis Conner ve 13 çocuklarından altısı da dahil olmak üzere en az 25 köleleştirilmiş bireye de ev sahipliği yapmıştır. Homewood'u en iyi şekilde deneyimlemek için, evin 11 ayrıntılı döşenmiş odasında dolaşan ve Carroll, Conner ve Ross ailelerinin iç içe geçmiş hikâyelerini anlatan ödüllü rehberli turumuzdan yararlanabilirsiniz.
Evergreen Müzesi ve Kütüphanesi, 26 dönümlük bahçeler ve ormanlarla çevrili bir Yaldızlı Çağ malikanesinde yer almaktadır. Müze, Baltimore'un toplum bilincine sahip Garrett ailesinin (1878-1952) iki nesli tarafından bir araya getirilen ünlü bir güzel sanatlar ve dekoratif sanatlar, nadir kitaplar ve el yazmaları koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Başlangıçta 1858'de inşa edilmiş olmasına rağmen Evergreen, Garrett'lar tarafından eklektik koleksiyonlarına yer açmak için büyük ölçüde genişletilmiş ve değiştirilmiştir ve bugün Ulusal Tarihi Yerler Kaydı'nda listelenmiştir. Ziyaretçiler, Garrett'ları, olağanüstü koleksiyonlarını ve Evergreen'in bir kır villasından çağdaş müzisyenler, yazarlar ve sanatçılar için bir merkeze dönüşümünü keşfeden rehberli turlar aracılığıyla müzeyi deneyimleyebilirler.
12. Princeton Üniversitesi, ABD
Princeton Tarih Derneği, 1938'deki kuruluşundan bu yana Princeton ile ilgili veya genel tarihi ilgiye sahip müze ve referans materyallerini aktif olarak toplamıştır. Zamanla, eserler, haritalar, mimari çizimler, arşiv el yazması materyalleri, fotoğraflar, gazeteler ve referans kitaplarından oluşan 100.000'den fazla öğeden oluşan önemli ve önemli bir koleksiyon oluşturulmuştur. Bu koleksiyon, HSP'nin tüm temel programlarının merkezinde yer alır ve bu öğelerin çoğu, Princeton, NJ'nin olağanüstü tarihini çeşitli kitleler için hayata geçirme misyonumuza yardımcı olur. Topluluğun topluma hizmet etme yeteneğinin merkezinde önemli müze ve arşiv koleksiyonları yer alır. Akademisyenler, öğrenciler, soybilimciler, mimarlar, yerel iş insanları ve genel halk tarafından kullanılan koleksiyonlar, erken yerleşimden 21. yüzyıla kadar Princeton'daki günlük yaşamı belgelemektedir. Öğeler arasında mobilyalar, resimler, giysiler, ev eşyaları, el yazmaları, fotoğraflar, mimari çizimler ve haritalar yer almaktadır.
Princeton Borough tarafından 1862'de çıkarılan beş sentlik banknot/Princeton Tarih Derneği Koleksiyonu Kar fırtınasından sonra Nassau Caddesi, yaklaşık 1910 Princeton Tarih Derneği koleksiyonu
Derneğin Einstein Mobilya Koleksiyonu, 1933'ten 1955'e kadar Princeton'da yaşayan Albert Einstein'ın sahip olduğu ve kullandığı 65 parça mobilyayı içerir. 800'den fazla el yazması koleksiyonu aile evrakları, Princeton işletmelerinin (özellikle gayrimenkul) ve kurumlarının (yerel okullar dahil) kayıtları, sözlü tarih kayıtları ve albümler içerir. Belirli varlıklar arasında, kasabanın ilk ailelerinden ikisi olan Stockton ve Olden ailelerinin evrakları; öncü jeolog Arnold Guyot'un evrakları ve 20. yüzyılın başlarındaki bir Afro-Amerikan kadın sivil grubu olan Friendship Club gibi yerel organizasyonların kayıtları yer alır. Rose Studio, Laurie Vance Johnson ve Princeton Packet fotoğraf koleksiyonlarında bulunan görüntüler, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılda Princeton'ın hemen hemen her yönünü kaydeder. 2.000'den fazla mimari çizim, Princeton'da çalışan Rolf Bauhan, Howard Russell Butler, Kenneth Kassler, James A. Kerr ve diğer önemli mimarların eserlerini temsil ediyor. https://princetonhistory.org/collections/overview/?gad_source=1&gclid=CjwKCAjwqf20BhBwEiwAt7dtdUdls1XD9NMSKWiqXsEptNa1STG8j-4EVm2-sLM-G_fEbX6cTJmmoRoC9-AQAvD_BwE
MORVEN Museum/Garden
Ulusal Tarihi Eser Morven, Princeton, New Jersey'nin kalbinde beş dönümlük bakir bir arazide yer almaktadır. Bu eski New Jersey Valisi Konağı, düzenli sergiler, eğitim programları ve özel etkinlikler aracılığıyla Garden State'in zengin kültürel mirasını sergilemektedir.
Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzalayanlardan birinin ve beş New Jersey valisinin evi olan Morven, 250 yılı aşkın süredir New Jersey ve ülke tarihinde önemli bir rol oynamıştır.
13. Washington Üniversitesi, ABD
*Kemper Art Museum - Washington University in St. Louis
Kemper Müzesi, Kansas City, Missouri'de çağdaş sanat ve fikirlerin önde gelen sunum yeridir.
1881 yılında Washington Üniversitesi'nin bir bölümü olan St. Louis Güzel Sanatlar Okulu ve Müzesi adıyla kurulan müze, başlangıçta Halsey C. Ives yönetiminde St. Louis şehir merkezindeki Neo-Rönesans tarzı bir binada yer alıyordu.
Kemper Sanat Müzesi, Washington Üniversitesi'ndeki St. Louis Okulu ve Güzel Sanatlar Müzesi'nin kurulduğu 1881 yılına dayanır. Koleksiyonu büyük ölçüde, takip eden bir buçuk yüzyıl boyunca dönemin sanatçılarının önemli eserlerini edinerek oluşmuştur ve bu miras günümüzde de devam etmektedir. Modern ve çağdaş sanattaki özel güçleriyle, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en iyi üniversite sanat koleksiyonlarından birine sahiptir. https://www.kemperartmuseum.wustl.edu/about/the-museum#:~:text=The%20Kemper%20Art%20Museum%20dates,a%20legacy%20that%20continues%20today.
Kemper Sanat Müzesi, St. Louis'deki Washington Üniversitesi'ndeki Sam Fox Tasarım ve Görsel Sanatlar Okulu'nun bir parçasıdır. Uluslararası alanda tanınmış bir koleksiyona sahip ulusal akreditasyona sahip olan müze, Üniversite'nin Danforth Kampüsü'nde benzersiz bir konuma sahiptir ve St. Louis'in önde gelen kentsel parkı olan bitişikteki Forest Park'ın kültürel olanaklarını; çevredeki mahallelerin canlı sosyal yaşamını; Sam Fox Okulu'nun yaratıcı uygulamalarını; ve Washington Üniversitesi'nin akademik mükemmelliğini bir araya getirir.
Koleksiyonunda yaklaşık 8.700 sanat eseri bulunan Müze, 19. 20. ve 21. yüzyıl Avrupa ve Amerikan sanatına dair özellikle güçlü bir koleksiyona ve büyüyen bir küresel sanat koleksiyonuna sahiptir. Etkin sergi programı, yaratıcı uygulamaların ve bunların günümüz dünyasıyla ilgili sosyopolitik meselelerle ilişkilerinin düşündürücü tematik keşiflerinde önde gelen çağdaş sanatçıların eserlerinin yanı sıra tarihi sanatı da sunar. Üniversitenin halkla birincil arayüzlerinden biri olarak Müze, sanata daha derinlemesine dalmanın yollarını sağlayan dersler, paneller, galeri konuşmaları ve performanslarla çok çeşitli yerel izleyicileri ağırlar ve onlara hizmet eder. https://www.kemperartmuseum.wustl.edu/about/the-museum#:~:text=The%20Kemper%20Art%20Museum%20dates,a%20legacy%20that%20continues%20today.
Washington Üniversitesi ARTSUW Burke Müzesi
İçine bakabileceğiniz çalışan laboratuvarlar, etrafınızdaki benzersiz nesneler ve merak ve sohbet dolu galerilerle Burke'te canlı bir dünya görüyor ve hissediyorsunuz. Burke Müzesi, Seattle'daki Washington Üniversitesi kampüsünde yer alır ve dinozorlara, fosillere, Kuzeybatı Yerli sanatına, bitki ve hayvan koleksiyonlarına ve dünyanın dört bir yanından kültürel parçalara odaklanır.
Henry Sanat Galerisi
Henry, cesur ve zorlu sergileri, çağdaş sanat ve kültürün sınırlarını zorlaması ve yerleşik ve yeni sanatçıların yeni eserlerini ilk kez sergileyen ilk yer olmasıyla uluslararası alanda tanınmaktadır.
Jacob Lawrence Galerisi
Jacob Lawrence Galerisi, eğitim, toplumsal adalet ve deneye adanmış UW Sanat + Sanat Tarihi + Tasarım Okulu'nun bir sergi alanıdır.
Samuel E. Kelly Etnik Kültür Merkezi
Öğrenci aktivizmi ve güçlendirme üzerine kurulan ECC, ülkedeki bir üniversite kampüsündeki en büyük ve en uzun süredir var olan kültürel merkezdir.
14. National University of Singapore (NUS)
NUS Müzesi, Singapur'daki en eski üniversite müzesidir. Singapur'un güneybatısındaki Kent Ridge'de , Singapur Ulusal Üniversitesi'nin ana kampüsünde yer almaktadır. Koleksiyonlar arasında geleneksel heykeller ve resimler, bronzlar, yeşim taşları, seramikler, tekstiller ve modern ve çağdaş sanattan oluşan Çin, Hint ve Güneydoğu Asya materyalleri yer almaktadır. 2006'dan beri müzenin başında Ahmad Mashadi bulunmaktadır. NUS Müzesi'nin kökleri, 1955 yılında Bukit Timah Kampüsü'nde bulunan o zamanki Malaya Üniversitesi'ndeki Üniversite Sanat Müzesi'nin kurulmasına kadar uzanmaktadır. [1] Müzenin ve koleksiyonlarının statüsü, mevcut haline gelmeden önce zamanla değişmiştir. NUS Müzesi'nde dört koleksiyona dağılmış 8.000'den fazla eser ve sanat eseri bulunmaktadır. Ng Eng Teng Koleksiyonu, merhum Singapurlu heykeltıraş ve Kültür Madalyonu sahibi olan 1000'den fazla sanat eserinin bağışıdır‘’ https://web.archive.org/web/20130116164534/http://www.nus.edu.sg/cfa/museum/mission.php
Bu araştırmayı yaparken gördük ki, neredeyse her müzede eser bağışlarıyla oluşan önemli bir birikim var. Ülkemiz için de yaygınlaşması gereken ve örnek teşkil edebilecek bir uygulama. Bizde Burhan Doğançay’ın Hacettepe Üniversitesi Müzesine bağışladığı bir miktar eseri yer almakta. Ancak başka ülkelerdeki örnekler gibi yüzleri, binleri bulan büyük sayıda eser bağışı ilgili müzelere büyük değer katabilmekte. Bu konuya değinmemizin nedeni belli yaşa gelen sanat insanlarımızda ‘’bizden sonra ne olacak bu resimlerimiz, heykellerimiz, seramiklerimiz sorusu’’ pek çok sanatçı-ressam heykelci, seramikçi için büyük sorun. Sağlığında müze kurma çabasında olanların bile sonrasının belirgin olmaması bile önemli sorunlardan.
Bu konuda eser ya da koleksiyon bağışı elbette üniversite müzelerinin ya da kurum müzelerinin güne ve geleceğe yönelik güvenilirlik sağlayıcı bir kimlik kazanmasına bağlı. Yale gibi üniversiteler bu güvenirliliği sağlamayı başardıkları için dünyanın en büyük koleksiyonlarını barındırıyor.
15. Pennsylvania Üniversitesi, ABD
Palmer Sanat Müzesi Pennsylvania Eyalet Üniversitesi'ndeki (Penn State) bir müze, eski müzenin alanını neredeyse iki katına çıkararak 73.000 metrekarelik yeni bir tesis inşa etmek için üç yıl süren ve 85 milyon dolarlık bir projenin ardından 1 Haziran'da yeniden açılıyor. Allied Works mimarlık firması tarafından tasarlanan yeni Palmer, 20 galeri, eğitim ve etkinlik alanları, bir müze mağazası ve kafe içeriyor. Çevredeki beş dönümlük peyzaj tasarımı Reed Hilderbrand'a ait; peyzaj mimarları daha önce Allied Works ile Denver'daki Clyfford Still Müzesi'nde çalışmışlardı. Bu arada, Palmer ana mekânında büyük bir sergiye ev sahipliği yapıyor(1 Aralık'a kadar) Mary Cassatt, Vanessa German, Keith Haring, Barkley Hendricks, Franz Kline, Jeff Koons, Roberto Lugo, Howardena Pindell, Andy Warhol ve Andrew Wyeth gibi Pennsylvania ile güçlü bağları olan sanatçıların eserlerinden oluşan bir sergi.
Penn Üniversitesi Sanat Koleksiyonu'nun öne çıkanlarından biri, seçkin bir açık hava heykel koleksiyonudur. 19. yüzyıldan günümüze kadar geniş bir stil ve dönem yelpazesini temsil eden bu ünlü heykel grubu kampüs genelinde yer almaktadır. Heykel koleksiyonunu görüntülemek için bu çevrimiçi galeriye göz atın veya Penn'in etkileşimli kampüs haritasında kamusal sanata göz atın. https://pennartcollection.com/exhibitions/campus-sculpture-tour/
16. Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles (UCLA), ABD
UCLA'daki Fowler Müzesi (genellikle The Fowler olarak bilinir ve eskiden Kültür Tarihi Müzesi ve Fowler Kültür Tarihi Müzesi olarak bilinir), Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles (UCLA) kampüsünde bulunan ve öncelikle Afrika, Asya-Pasifik ve Amerika'nın geçmişinden ve günümüzden sanat ve maddi kültürü inceleyen bir müzedir. Fowler genellikle üç ila altı sanat sergisine ev sahipliği yapar ve ayrıca kültürel konularda konferanslar, müzik performansları, sanat atölyeleri, aile programları, festivaller ve daha fazlası için bir mekân görevi görür. Fowler, UCLA'nın Westwood Kampüsü'nün kuzey kesiminde, Royce Hall ve Glorya Kaufman Hall'un bitişiğinde yer almaktadır. Müze, UCLA Sanat ve Mimarlık Okulu'nun yetki alanında işletilmektedir . Müze, 1963 yılında dönemin UCLA Şansölyesi Franklin D. Murphy tarafından Etnik Sanatlar ve Teknoloji Müzesi ve Laboratuvarları olarak kuruldu. Fowler'ın koleksiyonları, Afrika, Yerli ve Latin Amerika ile Asya ve Pasifik'in antik, geleneksel ve çağdaş kültürlerini temsil eden 120.000'den fazla sanat ve etnografik ve 600.000 arkeolojik nesneden oluşmaktadır. https://en.wikipedia.org/wiki/Fowler_Museum_at_UCLA
17. UCL (University College London), İngiltere
UCL, QS Konu Sıralamaları 2024'te sanat ve beşeri bilimler alanında 10. sıradadır. UCL, QS Konuya Göre Dünya Üniversite Sıralamaları 2024'te sanat ve beşeri bilimler alanında ilk 10'da yer almaktadır ve sanat ve beşeri bilimler alanında Londra'nın en iyi üniversitesidir.
UCL Sanat Müzesi koleksiyonları, 1490'dan günümüze kadar uzanan resim, çizim, baskı ve heykeller de dahil olmak üzere 10.000'den fazla nesneyi barındırmaktadır. Kağıt üzerindeki çalışmalar müzede geleneksel bir baskı odası ortamında sergilenmekte ve resimler ile heykeller kolej çevresindeki halka açık odalarda sergilenmektedir. Koleksiyon, 1847'de Neo-klasik sanatçı John Flaxman'ın heykel modelleri ve çizimlerinin bağışlanmasıyla kurulmuştur .
1872'deki Grote vasiyeti de dahil olmak üzere, UCL'ye kapsamlı baskı ve çizim bağışları da sunulmuştur. Bu, 16. yüzyıl Alman eserlerinden oluşan önemli bir grubu ve çoğunlukla Kuzey Avrupa'dan gelen bir dizi Rönesans ve Barok baskı ve çizimi içeriyordu. 1900'deki Vaughan Mirası, Turner ve De Wint'in çizimlerini, Rembrandt gravürlerini ve Turner'ın Liber Studiorum'unun ve Constable'ın İngiliz Manzara Sahnesi'nin erken provalarını ve durumlarını içeriyordu. 1937 Sherborn Mirası, Dürer'in Apocalypse tahta baskılarının erken bir baskısı ve Van Dyck'in Iconographia'sından erken durumlar ve kanıtlar dahil olmak üzere koleksiyona birçok nadir ve önemli baskı ekledi. Koleksiyon ayrıca 1890'dan günümüze kadar Slade Sanat Okulu’ndan ödüllü öğrenci çalışmaları koleksiyonunu da barındırıyor. Ödül koleksiyonu, Stanley Spencer, Augustus John, Edward Wadsworth ve Paula Rego dahil olmak üzere Slade'de eğitim görmüş birçok önemli 20. yüzyıl İngiliz sanatçısının eserlerini içeriyor. Bu ödüllü öğrenci çalışmaları, Henry Tonks ve David Bomberg dahil olmak üzere Slade personeli ve öğrencileri tarafından yapılan bağışlarla zenginleştirildi. Koleksiyon ayrıca Gwen John, Stanley Spencer ve diğer Slade öğrencilerinin yakın zamanda satın aldıkları eserlerle de genişletildi. UCL Sanat Müzesi, Pazartesiden Cumaya 13:00 ile 17:00 saatleri arasında bir sergi açıldığında halka açıktır. https://museums.eu/museum/details/16004/ucl-art-museum#:~:text=The%20collection%20was%20founded%20in,the%20Grote%20bequest%20of%201872.
18. Tsinghua University Art Museum. Çin
Tsinghua Üniversitesi Sanat Müzesi, 10 Eylül 2016'da resmen halka açıldı ve Çin'deki üniversite müzeleri arasında yeni bir güç haline geldi. 14 sergi salonuna bölünmüş müze binası, uluslararası alanda tanınan İsviçreli mimar Mario Botta tarafından tasarlandı. Bu dört katlı bina, merkezi simetrik bir düzene sahip ve güncel olanaklarla donatılmıştır. TAM'ın koleksiyonu, resim ve hat, nakış, porselen, mobilya, bronz eşya ve kapsamlı sanat eserleri olmak üzere altı ana kategoride 13.000'den fazla eser içeriyor.
TAM, sergi, koleksiyon, araştırma ve toplumsal eğitimin yanı sıra sergi planlama, nitelikli koleksiyon sunumu, çeşitli akademik faaliyetler, toplumsal hizmet ve eğitim platformu oluşturma faaliyetlerini de yürüterek, tarihi, beşeri ve sanatsal özlerin yanı sıra çağdaş teknolojik yenilik çıktılarının yaygınlaştırılmasında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Indiana Üniversitesi'ndeki 45.00 eser sahibi büyük bir müze olan Sidney ve Lois Eskenazi Sanat Müzesi ile ortak sergi etkinlikleri düzenleyerek uluslararası sanat alanı ile sürekli bağ kurmaktadır. Konuyu "Bu ortaklıklar sayesinde muhteşem koleksiyonumuzu dünyanın diğer bölgeleriyle paylaşabiliyor ve ortaklarımızdan ödünç aldığımız eserlerin müzemizi yeniden açtığımızda müzemizde sergilenmesini sağlayabiliyoruz,’’ diye açıklanıyor bu etkinlikler. https://news.iu.edu/live/news/25102-eskenazi-museum-of-art-at-iu-launches
Smart Museum of Art | The University of Chicago
Chicago Üniversitesi'ndeki Akıllı Sanat Müzesi koleksiyonu, akademik ve sanatsal çalışmaları dinamik bir şekilde destekler, yeni fikirlere ve yaratıcı yorumlara ilham verir ve Müze'nin birçok izleyicisi için düşünme ve sohbet alanı sağlar. 16.000'den fazla nesneden oluşan bu büyüyen sanat eseri topluluğu, antik çağlardan günümüze dünyanın dört bir yanından sanatı temsil eder.
50. Yıl: Bir Yıldönümü Sergisi, bir üniversite sanat müzesini neyin oluşturduğunu ve tanımladığını araştırıyor. Sanat temelli öğrenmede öncü olan Smart ve misyonu, Müze 1974 sonbaharında kapılarını açtığından beri evrim geçirdi. En son fikirleri özümseyen, yansıtan, onlarla etkileşim kuran ve zaman zaman onlara direnen Smart, değişmeye devam etti. Ancak, keşif ve deney için bir alan ve Chicago Üniversitesi, South Side toplulukları ve ötesinden insanları bir araya getiren bir yer olarak kaldı.
20. The Chau Chak Wing Museum at the University of Sydney
Chau Chak Wing Müzesi, Avustralya'daki Sidney Üniversitesi'nde bulunan bir müzedir. Sidney Üniversitesi'nin kalbinde yer alan Chau Chak Wing Müzesi, Nicholson, Macleay ve Sanat koleksiyonlarını daha geniş bir toplulukla paylaşmak için tek bir çatı altında toplamak amacıyla tasarlandı.
Nicholson Koleksiyonu, Güney Yarımküre'deki en büyük antika koleksiyonudur. Macleay koleksiyonu, Avustralya'nın en önemli doğa tarihi nesnelerinden bazılarını içerir. Üniversite Sanat Koleksiyonu, bin yıllara yayılan 8.000'den fazla tarihi ve çağdaş eserden oluşur. Dört katta iki bin metrekarelik sergi alanı sunan bu kamu müzesi, koleksiyonların yüzde üçünün herhangi bir zamanda sergilenmesine izin verecek ve önceki sergi alanını üç katına çıkaracak. Yeni müzede ayrıca geçici bir sergi alanı da bulunmaktadır.
Koleksiyonlar 1860'ta Nicholson Antika Koleksiyonu ile başladı ve Macleay Koleksiyonları'nın doğa tarihi, etnografya, bilim ve tarihi fotoğrafçılık koleksiyonlarını ve Üniversite Sanat Koleksiyonunu da içerecek şekilde büyümeye devam etti. Üç koleksiyon 2005'te Sydney Üniversitesi Müzeleri altında bir araya getirildi. [6]
Müze, 2015 yılında binanın inşası için 15 milyon dolar bağışlayan Çinli-Avustralyalı bir iş adamı olan Chau Chak Wing'in adını taşıyor. [7] Müzenin Mısır'dan gelen mumya koleksiyonu " Stuff the British Stole " dizisinin ikinci sezonunda yer aldı.
Müze ayrıca üniversite genelindeki öğrenciler ve personel için değerli bir araştırma ve öğrenme alanı.
21. Melbourne Üniversitesi, Ian Potter Sanat Müzesi
Melbourne Üniversitesi, Ian Potter Sanat Müzesi olarak bilinen önemli bir sanat müzesine sahiptir. Avustralya'nın önde gelen üniversite sanat müzelerinden biridir ve hem üniversite topluluğunu hem de daha geniş kitleleri ilgilendiren çeşitli sergiler, koleksiyonlar ve programlar sunar.
Ian Potter Sanat Müzesi, kısaca Potter olarak da bilinir, 1972'de kurulmuştur. Müzenin gelişimine önemli katkılarda bulunan, önemli bir Avustralyalı iş adamı ve hayırsever olan Sir Ian Potter'ın onuruna adlandırılmıştır. Müze, Melbourne Üniversitesi'nin birincil sanat müzesi olarak hizmet vermektedir ve görsel sanatların anlaşılmasını ve takdir edilmesini teşvik etmeye adanmıştır.
Koleksiyonlar:
Müzenin koleksiyonu çeşitlidir ve antik çağlardan günümüze Avustralya ve uluslararası sanatı kapsar. Avustralya Yerli sanatının yanı sıra Avrupa sanatı, klasik antikalar ve dekoratif sanatlar alanında önemli koleksiyonlar içerir. Sidney Nolan, Arthur Boyd ve Fred Williams gibi Avustralyalı sanatçıların önemli eserleri koleksiyonun bir parçasıdır. Müze ayrıca önemli tarihi eserler ve çağdaş sanat eserleri de barındırır.
Sergiler:
Ian Potter Sanat Müzesi, koleksiyonunun farklı yönlerini sergilemek için düzenli olarak değişen geçici sergilerin yanı sıra gezici sergiler ve çağdaş sanat projelerinden oluşan dinamik bir programa ev sahipliği yapmaktadır. Mevcut ve gelecek sergiler müzenin web sitesinde bulunabilir. Geçmiş sergiler arasında tematik gösteriler, solo sanatçı retrospektifleri ve diğer kurumlarla iş birliği projeleri yer almıştır.
• Kamu Konferansları ve Konuşmalar: Sanatçılar, küratörler ve akademisyenlerin katılımıyla.
• Atölyeler: Çeşitli sanat formları için uygulamalı oturumlar.
• Okul Programları: Öğrenciler için özel turlar ve etkinlikler.
• Üniversite Programları: Melbourne Üniversitesi öğrencileri ve personeli için özel kaynaklar ve etkinlikler.
Melbourne Üniversitesi'ndeki Ian Potter Sanat Müzesi, 20.000'den fazla nesneden oluşan bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Bu çeşitli koleksiyon, antik eserlerden çağdaş eserlere kadar uzanan Avustralya ve uluslararası sanatı içerir. Müzenin koleksiyonları yalnızca genişlikleri açısından değil, aynı zamanda Yerli Avustralya Sanatı ve klasik antikalar gibi belirli alanların derinliği açısından da önemlidir.
Sonuç olarak;
Üniversiteler her alanda olduğu gibi sanat alanında da ele aldıkları konuyu göstermelik/yapmış olmak için değil; hakkını vererek çağdaş disiplinler içinde, örnek müze koleksiyonları oluşturmuşlardır. Bunlardan çıkarılacak dersler elbette vardır. Anadolu’nun her yerinde bulunan üniversitelerimiz en azından o bölgenin kapsamlı müzelerini oluşturabilirler. Böylece çeşitli yöntemlerle yağmalanan kültür ürünlerine sahip çıkabilirler ki buna her zaman ihtiyacı var bu ülkenin. Yale gibi 300.000 objeli dünya çapında bir müze Anadolu’daki bir üniversitemize ne kadar çok yakışır.
Prof. Hasan Pekmezci.
16 Eylül 2024,Anamur.