Bugün köşeyi Füsun Sayek
Sağlık ve Kültür Etkinlikleri aldı.
Frida Kahlo, “Resim yapmak yaşamımı doldurdu. Üç çocuk yitirdim- korkunç yaşamımı doldurabilecek daha birçok başka şeyle birlikte… Resim bütün bunların yerini tuttu” demiş.
Biliyoruz ki, sanat, ruhsal gerginliği azaltmak, sağlığa kavuşmak için önemli bir araç… Bu toprakların geçmişinde -Selçuklularla Osmanlılar döneminde- müzikle sağaltımın Kayseri, Amasya, Edirne vb şehirlerdeki Darüşşifalarda uygulandığını; hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğinin saptandığını; ruh hastalarının su sesiyle, müzikle sağaltıldığını öğrendik. Yalnızca müziğin değil, genel anlamda sanatın sağaltım için kullanılabileceği, asıl 1940’larda görülmeye başlıyor. Kişilerin dile getiremedikleri duygularını sanat yoluyla – ister müzik, ister görsel sanatlar, ister yazı ya da tiyatro, isterse dans aracılığıyla - dışa vurmalarının sağaltıcı etkisi gözlemleniyor. Günümüzde Batıda bazı hastanelerin sanatla sağaltım konusunu programlarına kattıkları biliniyor.
Yaşadığımız “küçük kıyamet”in üzerinden yedi ay geçti. Yaralar sarılmaya çalışılsa da hâlâ acılar, sorunlar bitmiş değil. Sorunlara odaklanıp yakınmak çözüm getirmiyor. İyi ki, yakınmak yerine çözüme odaklanıp harekete geçenler var. Türkiye’nin bütün renklerini birlikte yaşattığı için gözbebeğimiz olan Hatay’ımızın Arsuz ilçesindeki Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği, depremin hemen ardından harekete geçenlerden biri… Kıyametten sonra ayağa kalkmanın örneğini veriyor.
Türk Tabipler Birliği’nin “efsane başkan”larından Dr. Füsun Sayek, demokrasi ve insan hakları için; kadın hakları için; hem hasta, hem hekim hakları için savaşım vermişti. 2006’da erken yaşta yaşamını yitirince, eşiyle çocukları onun bir düşünü yaşama geçirdiler. Cerrah eşi Prof. Dr. İskender Sayek’in Arsuz’daki babaevini bir kültür yuvasına dönüştürerek orada çocuklar, gençler ve yöre halkı için etkinlikler düzenleme dileğini 2007 yılında gerçekleştirdiler. Evin eski buğday ambarı, odalarıyla avlusu, artık sergi salonu, atölye, konser alanı olarak kullanılmaya başladı. Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği, ayrıca, kurulduğundan beri tıp öğrencilerine burs veriyor. Bugüne dek 50’yi aşkın öğrenci onun adını taşıyan bursla tıp eğitimi aldı. Her yıl Füsun Sayek’in doğumgününe rastlayan günü de kapsayacak biçimde Ağustos ayında Arsuz’da Füsun Sayek Sağlık ve Kültür Etkinlikleri adı altında şenlik düzenleniyor. Şenlik sırasında tümü halka açık ve ücretsiz olan konserler, edebiyat söyleşileri, vb kültürel etkinlikler yer almıyor yalnızca; ülkenin dört bir yanından gelen hekimlerce yöre halkına ücretsiz sağlık taraması hizmeti de veriliyor.
2007’den beri her yıl Füsun Sayek böyle anıldı. Korona bile Sağlık ve Kültür Etkinlikleri’ni sekteye uğratamadı.
Depremde hasar görerek restorasyona alınan İskender Sayek'in Arsuz'daki etkinliklere ve derneğe evsahipliği yapan baba evinin deprem öncesi görüntüsü..
Şubat 2023’te “küçük kıyamet”in yaşandığı yerlerden biriydi Arsuz. Füsun Sayek Sağlık ve Kültür Geliştirme Derneği hemen kolları sıvadı; bir yardım fonu oluşturarak bütün bilgisi, becerisi, birikimiyle yöre halkının acılarını hafifletmek için çalıştı. İnternet sitesinde her hafta bağışların nasıl kullanıldığının hesabını verdi. (https://www.fusunsayek.org/tr)
İskender Sayek Kültür Evi acılarla yıkımdan payını aldı; ama Füsun Sayek’i anma etkinlikleri ertelenemezdi. Dernek yönetimi, çağrısında şöyle diyordu: “Zorlukları aşmak ve Arsuz’un, Hatay’ın geleceği için birlik, dayanışma ve ortak çabanın gücüne inanıyoruz. Yıkıcı depremin ardından ilk kez gerçekleştireceğimiz etkinliğimiz; yaşadığımız her şeye rağmen hayat dolu bir geleceğe olan inancımızı simgeliyor. Sizleri, şimdi tekrar bir araya gelerek geleceğe dair hayalleri tazelemek, birlikte Arsuz’un değerlerini kutlamak, sanat ve kültürün umut ve iyileşme getiren gücünü artırmak için bekliyoruz.”
Bu yıl, çoğu, konteynerler arasında düzenlenen etkinliklerde söyleşiler de vardı yine, konserler de… Açılış konserini her yıl olduğu gibi bu yıl da Arsuz Çocuk Korosu verdi.
Çocuklar için düzenlenen etkinlikler yine önemli bir yer tutuyordu. Bunlardan biri, önceki yıllardakinden farklıydı: 5-6-7-8. sınıf öğrencileri için Sosyal ve Psikolojik Farkındalık Eğitimi... Beş günlük eğitim sırasında çocukların duygularını paylaşabilmeleri için en uygun ortamı bulmalarına; resim, kolaj, yaratıcı yazarlık ya da drama gibi kendi seçtikleri farklı yöntemlerle kendilerini ifade etmelerine olanak sağlanıyordu. Amaç, onlara daha sonra da kullanabilecekleri stresle başa çıkma yöntemleriyle sorun çözme becerilerini öğretmekti.
Gençler için düzenlenen atölyelerden birinde, sayısal dönüşüm çağında e-ticaretteki değişim ile gençlere kendi e-ticaret işlerini kurmanın temel adımları anlatılıyordu.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da edebiyat etkinlikler arasında yerini almıştı.
Etkinliklerin yazar konuklarından biri Hataylıydı: Anne tarafından Arsuzlu olan Talin Azar, son romanı Ev- İskenderun Sancağı 1934’ten söz etti. Azar, bu romanında İskenderun Sancağı’nın Hatay’a dönüştüğü, eski siyasal ve toplumsal aidiyetlerin hızla geçerliliklerini yitirdiği sancılı bir değişimin ortasında var olanı korumak ile değişmek, bağlılık ile özgürlük arasında bocalayan köklü bir ailenin öyküsünü sürükleyici bir dille anlatıyor.
Türk Tabipler Birliği’nin “Sanat İyileştirir” vurgusuyla katıldığı programda TBB’nin Dr. Ali Özyurt anısına oluşturulmuş olan Kültür, Sanat ve Edebiyat Kolu, yazar Seray Şahiner’le- en son çıkan romanları Ülker Abla ile Antabus üzerinden- bir söyleşi düzenledi. “Beni yazıya genelde tedirginlik yönlendiriyor. Yahut, yürüyen merdivenlerde bile koşarak yaşadığımız hayat içinde, beni durduran anlar…” diyen yazarın anlattıkları ilgiyle izlendi.
Türk Tabipler Birliği’nin katıldığı etkinliklerden biri de Olağandışı Durumlar ve Meslek Örgütü konulu panel ile onu izleyen forumdu.
Etkinlikte yer alan konserler arasında Turan Kopuk’un gitar resitali; 18 Arsuzlu gencin piyano, bağlama, gitar, keman gibi farklı çalgılarla şan dalında yeteneklerini gösterdikleri bir konser vardı. Kapanış konserinin sanatçıları ise Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları soprano Görkem Ezgi Yıldırım, bariton Arda Aktar ile piyanist Ayça Yılmaz’dı.
Etkinliklerin bitiminde Derneğin yaptığı açıklamanın son bölümüyle bitsin bu yazı: “Yaşadığımız her şeye rağmen Arsuz Çocuk Korosu’nun neşesinde, genç yeteneklerin heyecanında, sanatçıların notalarında hayat dolu bir geleceğe olan inancımızı tazeledik. Çocuk eğitimlerinde, gençlik atölyelerinde, edebiyat buluşmalarında, çalıştay ve panellerde ihtiyacımız olan gücü birlikte bulduk. Hayallerimizi tazeledik, Arsuz’un değerlerini kutladık, sanat ve kültürün getirdiği umudu birlikte yaşadık. Sesleri birleştirdik, kültür ve sanatla iyileşerek ‘Arsuz, yeniden’ dedik.”
MİNA TANSEL
4 Eylül 2023, Ankara