1. 2014 PEKER SANAT ÖDÜLLERİ
Geleneksel Peker Sanat Ödülleri verilen genç sanatçıların eserleri sergilendi ve sanatçılara ödülleri verildi.
Bu yıl bu ikinci oluyor. İlki geçen yıl olmuştu.
Sanata holdinglerin sahip çıkması çok yararlı tabii. Gözlemliyorum, sayıları giderek artıyor. Sanatın finanssız yürümesi çok zor.
Ödül jürisi müthiş: Doğan Hızlan, Habib Aydoğdu, Yalçın Gökçebağ, Erhan Peker, Prof. Dr. Ergin İnan, İbrahim Karaoğlu.
Genç sanatçılara açık olan yarışmaya katılım hayli yüksekti. İçlerinden seçim yapmak jürinin ince ve zor işi.
Gençler kırılgan oluyor. Bazen genç sanatçılardan ödül kazanamayınca resmi bırakanları dahi işitiyorum. Bunu kesinlikle onaylamıyorum. Akademilere kabul edilmeyen büyük ressamlar, yeteneksiz diye stadlardan kovulan star futbolcular, ‘bu sesle ancak nal toplar’ denen ünlü sesler… Peker ödüllerini ince eleyip sık dokuyan ve empati sahibi Jürimizin gözünden kaçan yetenek bulunduğunu sanmıyorum.
Ama gençlere genel olarak söyleyeceğim şu: Sanat her şeyden önce insanın kendisini ifade etmesi biçimlerimden en yüce olanıdır. Sanat her kimseden önce kişinin kendisine yaptığı bir şeydir. Sonra ‘sanat sanat için midir, toplum için midir’ gibi ve benzeri sorularla uğraşılır. Önce öz, önce kendin. Nokta.
Dediğim gibi jürilerin işi zor. Kendilerini tebrik etmek lazım. Titiz çalışmalar yapmışlar.
Ödüllerin dağılımı şöyle:
Onur Ödülü; sanat hayatında aşamalar kaydetmiş yetkin sanatçı ödülü; Prof.Dr. Turan Erol. 1927 Milas doğumlu ‘devlet sanatçısı’ unvanlı Sanatçı bu değerli ödüle layık görüldü. Genç ressam Sami Gedik’in Turan Erol’un devasa bir boyutta yaptığı nefis portresi salonun bir duvarını kapladı. Etrafında Erol’un muhtelif tarihlerde yaptığı resimlerden örneklerin sunulduğu bir onur köşesi de oluşturulmuştu.
Başarı Ödülleri: Bu ödüller Cem Köse, Fevzi Çelikten ve Şahin Demir’e verildi.
Mansiyon Ödülleri: Didem Eğlenen, Hasan Aktaş, Kerim Oğuz Kaleli, Mehmet Babat ve Mustafa Sönmez.
Erhan Peker Teşvik Ödülleri: Bu ödüller adından da belli Erhan Peker’in teşvik ödülleri: Hadice Elgün ile Yasemin Külahlıoğlu.
Sergileme Ödülleri: Bu ödüller 12 Mart akşamı açılacak sergiyle verilecek.
Peker Sanat Evi sahibi Erhan Peker, kızının Hindistan’da okulda aldığı bir resim ödülüyle resim sanatına ilgi duymaya başlamış ve iyi bir koleksiyoner olmakla kalmayıp sonunda Sanat Evini sergilere açmış; iki yıldır da ödüllü yarışmalar düzenliyor. Bundan sonra kendisini hangi aşamada göreceğiz; bilmiyorum herhalde başka bir sürpriz…
Peker Sanat Evi:
Hilal Mahallesi Alexander Dubcek Caddesi (6.cadde) 18/B Yıldız/Çankaya/Ankara Tel: 0312 439 30 03 Fax: 0 312 439 39 78 httpa//www.pekersanat.com/:::www.pekersanat.com / [email protected] .
2.DEVRİM ERBİL SERGİSİ
Sergi Arda Sanat Galerisinde Hocayla buluşturdu bizi. (Arda sanat Galerisi; Şehit Mustafa Doğan sok. 84 /A Yıldızevler, Çankaya Ankara; 0312 438 72 75 www.ardasanatgalerisi.com).
Süresi: 26 şubat-17 mart 2015
Bir sanatçı arkadaşla geçenlerde sohbet ediyorduk; ‘bir sanat eserinde örneğin resimde bir sürpriz olmalı, sanatçı böyle bir sürprizle heyecanlandırmalı insanı’, diyordum. O da benzer bir şey söyledi; ‘bana da bir sanatsever, ‘ben bir resim karşısında şaşırmalıyım’ demişti, dedi. ‘Haklı bulmuştum’ diye ilave etmişti. Doğru, bir sanat eserinde yapılacak bir sürpriz örneğin bir tabloda diyelim, o resmin esprisi olsun. O esprinin zaten kendisi bir mesajdır.
Birçok ressam kendi konu ve tarzını bulmuş, o yolda senelerdir yürümekte. Devrim Erbil de öyle. Ne var ki aradığımız sürprizlere değerli Sanatçının resimlerinde rastlamak da ayrı bir sürpriz oldu bizim için.
Sanatçı bildiği tarzda devam ediyor: Ancak renklerinde tatlı değişiklikler, şekillerinde sürprizler var. Mesela yerde toplanmış kuşların birden havalanıp etrafa dağılmasını bana çağrıştıran resimleri var. Biliyorsunuz Hoca, ayrıntılı ayrıntılı binalar, mahalleler yapmayı seviyor. Ama şimdi bu binalar, mahalleler harekete bürünmüş. Statik değil. En büyük sürpriz bu oldu en azından benim için. Dedim ki işte ayni konu ve tarzda devam etmeyi seven sanatçıların yapması gereken de böyle bir şey olmalı.
Diğer bir sürpriz de tüm bu tabloların ortasında bir tane de soyut resme rastlamamızdı. Bu da sergi bütünlüğü içerisinde bir ayrık otu gibi olmaktan ziyade bir ayrı sürpriz olarak sergi bütünlüğüne renk kattı.
3) ÇAYYOLU
İstanbul’da nasıl iki yaka var ise artık Ankara’da da iki yaka oluştu; Çayyolu tarafı ile şehir merkezi çevresi… Bir tarafta oturan öte tarafa gitmekte zorluk çekiyor yahut kısaca gitmekten vazgeçiyor.
Ben hem şehirliyim hem Çayyol’luyum. İkisinde de ara ara kalıyorum. Çayyolu’nda her bakımdan müthiş bir gelişme var. Artık şehre inmeye de pek lüzum kalmıyor. Her şey var çünkü. Gözlemlediğim kadarıyla ayrı da bir kültür gelişiyor. Belki bir Çayyolu Türkçesi de gelişir zamanla; kimbilir?
Galerilerimiz var, sanat faaliyetlerimiz gani… Bu minval üzere Arcadium AVM’de 1-8 mart 2015 tarihleri arasında ziyarete açık olan ÇABA Atölyesinin hocası Necdet Akbaşlı ve öğrencilerinin ebru sergisi açıldı.
Ebruda yenilikler görmek isteyenleri doyuracak bir sergi. Bildiğimiz gibi bir klasik ebru var bir de yeni alanlara, ufuklara açılmakta olan ebru sanatı.
Bu atölye bu ikincilerden. Ebrunun ölmekte olan geleneksel sanatlarımızdan olduğu söylemine karşılık bu yenilikçi sanatçılar ebruyu bir daha ölmemek üzere yaşatıyorlar. Ben de kani oldum. Ebru ölmez…
Yirmibeş kadar sanatçının eserleriyle katıldığı bu sergi AVM’ye de renk verdi. Genelde AVM’lere pek sempatimiz yok ama böyle sanat olaylarına yer verirlerse kendilerine karşı sıcak duygular beslemeye başlarız.
monad balkan 2 mart 2015 çayyolu ankara