Bu kez köşe, Hacı Zeynel Abidin Tagiyev’in…
Görkemli tiyatro salonu alkıştan çınlıyordu! Tiyatroyu dolduran kalabalık -salondakiler, localardakiler, balkonlardakiler- sahneye bakarak değil localardan birine dönerek avuçları patlarcasına ayakta alkışlıyorlardı. Bakışlarla alkışların yöneldiği locada orta boylu, sakallı, bıyıklı bir adam vardı.
Bu sahne 27 Ekim 1888’de Rus İmparatorluğu sınırları içindeki Bakü’de yaşandı. Görkemli tiyatro binasında gerçekleşen ilk temsil sırasında halk, tiyatroyu yaptıran iş adamı Hacı Zeynel Abidin Tagiyev’e teşekkürlerini coşkulu alkışlarla iletiyordu. Prof. Firdevsiye Ahmedova’nın aktardığına göre, Tagiyev o akşam yaşadığı duyguları bir de Kâbe’yi tavaf ederken duyduğunu söylemişti daha sonra.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Tarihtaş Derneği tarafından düzenlenen “Hacı Zeynel Abidin Tagiyev ile Kafkas İslam Ordusu”* konulu toplantıda Azerbaycan’ın önemli kişiliklerinden birini Azerbaycanlı tarihçilerden dinleme olanağı bulduk.
Tagiyev, yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, küçük yaşta işçi olarak çalışmaya başlamış, yememiş, biriktirmiş, birikimiyle toprak almış, o dönemde Bakü ve çevresinde toprağını kazan herkes gibi o da petrol bulmuştu! Petrolden elde ettiği sınırsız geliri başka üretim alanlarına kaydırmış, Azerbaycan’da fabrikalar açmış; ama hepsinden önemlisi farklı bir kapitalist olmuştu: işçilerin çok güç koşullarda yaşadığı 19. yüzyıl sonlarında Tagiyev işçilerine konut, sağlık merkezi, kütüphane, işçilerinin çocuklarına okul yaptırmıştı.
Petrol başkenti Bakü, o tarihte Rus İmparatorluğu’nun önemli bir gelir merkezi idiyse de merkezî hükümet bu şehre yatırım yapmaya hiç de hevesli değildi. Tagiyev, yerli petrol zenginlerini, işadamlarını çevresine toplayarak şehrinin gelişmesi için pek çok projeye önderlik etti: şehre su getirilmesinden, atlı tramvayların hizmete girmesine kadar belediyenin üstlenmesi gereken pek çok konuya el attı, bunların gerçekleşmesi için kendi parasal kaynaklarını kullandı. Bütün bunları başarmak için Petersburg’daki Çar yönetiminin direncini kırmaya uğraşması gerekti.
Hacı Zeynel Abidin Tagiyev, halkının eğitim ve kültürünün gelişmesine de parasal desteğini esirgemedi. Türk dilinde yayınlanan gazetelere, dergilere kaynak sağladı. O dönemde, soylu ailelerden gelmeyen Müslüman gençlerin Rusya’da üniversiteye gitme olanakları yoktu. Tagiyev, Müslüman öğrencilerin Rusya’nın çeşitli yerlerinde yüksek öğrenim görmeleri için sayısız burs verdi. Azerbaycan’ın Sovyet dönemindeki ilk cumhurbaşkanı olan Neriman Nerimanov da Tagiyev’in verdiği öğrenim burslardan yararlananlardandı.
Hacı Z. A. Tagiyev’in Azerbaycan’da açtığı okullardan en önemlisi ülkenin ilk “dünyevi” (laik) kız okulu (1910) olsa gerektir. Hacı, Müslüman kız çocuklarının okuyacağı bu okulu yapmak için yıllarca uğraşmıştı; hem Rus Çarı’nı hem de yerli halkın tutucu kesimlerini ikna etmek epey çaba gerektirmiş, zaman almıştı. Azerbaycan İlimler Akademisi Tarik Enstitüsü Başkanı Prof. Yakup Mahmudov’un vurguladığı gibi, meslek eğitimine ayrıca önem veren Tagiyev’in açtığı meslekî ve teknik okullar içinde Merdekân’daki Bağcılık ve Şarapçılık Okulu’nun bulunması da ayrıca dikkat çekicidir.
Günümüzde kazançlarının bir kısmıyla topluma yararlı çalışmalar yapmak, şirketlere bir zorunluluk olarak getirilmiş bulunuyor. Hacı Zeynel Abidin Tagiyev ise yalnızca Rusya’da değil, ABD’de ve İngiltere’de de vahşi kapitalizmin egemen olduğu yıllarda işçi haklarına olan saygısıyla, toplumsal sorumluluk bilinciyle, o sıralar yeni yeni tartışılmaya başlayan kadın haklarına önem vermesiyle çağının önünde olmakla kalmadı; bugün bile iş dünyasının örnek alması gereken bir kişi olarak görünüyor.
Ayrıca, yine Prof. Firdevsiye Ahmedova’nın belirttiği gibi, “Sünni- Şii yoktur; Müslüman vardır” diyen Hacı, Müslümanlığın farklı farklı sunulduğu günümüzde örnek bir Müslüman olarak da ışıldıyor.
* Hacı Zeynel Abidin Tagiyev ile Kafkas İslam Ordusu’nun ilişkisi ayrı bir yazının konusu olmalıdır.