Kışın bezginlik yaratan soğuk günlerinden kurtulunca, doğadaki uyanışla birlikte sanat ortamında bir başka hareketlilik göze çarpar. Ülkenin birçok yerinde değişik kurum ya da kuruluşların öncülüğünde düzenlenen sanat çalıştaylarına sözümüz. Son yıllarda giderek artan bir hızla çoğalan bu etkinliklerin getirip götürdükleri üzerine kısa bir düşünce turu yapmanın tam zamanı. Birbirinden ayrı yerlerde gerçekleştirilen çalıştay konusu artısı ve eksisiyle artık gündemimizde daha sıklıkla yer alıyor. Her olayda olduğu gibi onun da eleştiriye açık yönleri bulunması son derece doğal. Bir kez, sanat adına gerçekleştirilen etkinliklerin Ankara ve İstanbul gibi belli merkezlerin dışına taşması başlı başına olumlu bir girişim. Bu durum, gidilen yerlerde yaşayanlar açısından sanatla karşılaşma anlamında desteklenmesi gereken bir eylem olarak düşünmelidir.
Geçtiğimiz ay Bodrum Yalıkavak’ta Artsuıtes tarafından bu yıl 23.sü düzenlenen etkinliği bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. 10 gün süren çalıştaya Ankara, İstanbul ve İzmir dışında Eskişehir ve Çanakkale’den de sanatçılar katılmıştı. Sözü edilen grup üyeleri dışında Devrim Erbil ile Abdülkadir Günyaz’ın da orada bulunmalarını hoş bir sürpriz olarak bir kenara not etmeliyim. Elbette öncelik, aynı kuruluşa ait galeride hazırlanan ortamda sanatçıların birlikte çalışmasıydı. Kanımca bu tür etkinliklerin en yararlı yönü bir arada bulunmanın yarattığı sinerjidir. Diğer zamanlarda ayrı yerlerde çalışmalarını zaten sürdüren sanatçıların bir araya gelmelerinden oluşan hava böylelikle, bir ölçüde olsun farklı boyuta taşınıyor. Bunun yarattığı etki küçümsenemez. En azından birbirinden ayrı biçemlerin ortaya çıkışıyla yayılan hava sanatsal zenginliğin varlığını kanıtlamakta. Böylesi bir ortamdaki atmosferin getireceği kazanımları hesaplamak zor doğallıkla. Doğrudan çalışmalar dışında kimi zaman sanatsal kimi zaman da güncel durumlara ilişkin konuşmalarla zenginleşen bir ortam yaratıldığı konusunda tüm katılımcılar birleşiyordu. Adları bilinen ama yeni karşılaşmalarla ortaya çıkan tanışmaların yarattığı coşku ve sevinç, ancak yaşayarak anlatılabilecek bir duygu. Gün bitiminde başlayan yeni saatler, gecenin geç duraklarına değin söyleşilerle koyulaşarak sürdü gidiyordu. Ortak konuşma konuları arasında sanatın güncel sorunlarının en başta geldiğini söylemeye gerek var mı?
En çok yakınılan, günümüzde gerilere itilmek istenen sanatı savunmanın toplumda bir avuç gönüllüye kalmış olması. Gerçekten de, ülkemizde gözden çıkarılmaya çalışılan bir konu sanat. O nedenle bu alanda yapılan her girişime destek verilmesinin önemi oldukça büyük. Baştan da söylendiği üzere değişik tarih ve yerlerde yapılan kimi etkinliklerde yaşanan olumsuzlukları eleştiri hakkımızı saklı tutmak gerekiyor. Sanat adına yapılan girişimlere evet derken belli birtakım değerleri göz önünde bulundurmanın zorunluluğu göz ardı edilmemeli derim. Bu açıdan burada böyle bir olumsuzluğun yaşanmaması herkes için sevindirici oldu. Toplumun içinde bulunduğu gerginlik ortamından geçici de olsak uzaklaşmanın verdiği bir rahatlama yüzlere yansımıştı. En güzeli televizyon denen o teknoloji ürününde her gün görünen yüzlerin oraya uzanamaması. Doğanın dingin ortamında erinç içinde bir atmosfer yaratmıştı grubumuz.
Çalışmalardan ara verildiği günlerde iki yerin ziyaret edilmesiyle farklı bir çeşni havası yaratılmıştı. Dibeklihan Sanat Merkezi geleneksel taş yapısıyla doğanın ortasında bir kültür vahası gibiydi. Galerisinde açılan sergileri izlemek, avlusundaki ağaçların altında soluklanmak renkli bir günün işaretleri olarak belleğimizdeki yerini aldı. İkinci olarak Devrim Erbil’in Ortakent’teki evine konuk olduk. Geniş bahçesine kurulu masaların çevresine dizilip bitmez gibi görünen söyleşilerimizi sürdürüyorduk. Orada bulunuşumuzun son gününde, yapılan çalışmalardan oluşan bir sergi açıldı. Akşam üzerinin ılık havasında açılışa gelen ziyaretçilerle doldu galeri. Kış günlerinde Ankara’da görmeye alışık olduğumuz kalabalık kokteyllerin bir uzantısına, yaz sıcağında Ege’nin bu sahilinde tanık olmanın keyfi de bir başkaydı. Evet, sanatın yaygınlaştırılması için herkesin kendine düşen rolü iyi seçmesi ve oynaması zorunlu. Yalnız burasıyla sınırlı olmaktan çıkarıp yurdun dört bir yanına sanat ateşini götürmeli. Karanlıkları yok etmenin başka yolu yok çünkü.
Celal Binzet