Bazı günler eski fotoğrafları inceliyorum, yoğun duygular içinde. Her resim geçmiş zamanla bağ kurmada çok yönlü çağrışımlar yaşatıyor. Her fotoğrafın o günlere, o insanların dostluğuna, sanatçılığına, insanlığına taşıyan birer öyküsü var ki üzerinde uzun uzun yazılması çizilmesi gerek. Buradaki anı kırıntıları gibi kısa olmayan anlatımlarla, görsellerle. Ankara Sanat Ortamı yazılarımın üçüncü konusunu bu resimlere ayıracağım, başladım zaten.
İlk resim, sevgili Selçuk Kaltalıoğlu’nun kurduğu ve çok başarılı sergiler düzenleyen, buluşma ortamları yaratan Kavaklıdere Sanat Galerisi’nde açılan Ferit Apa sergisi ve bu sergide Ferit Apa, Mürşide İçmeli, Nuri Abaç bir arada. Şükran Pekmezci de karede.
Üç değerli sanat insanı bugün bilinmezler âleminde.
Çok özel insanlar olan bu sanatçılarımızdan kısa da olsa söz etmeliyim:
Ferit Apa (1909-2005), Anadolu’da Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’in daha ilk yıllarında; 1926’da kurduğu ve her aşamasını takip ettiği Gazi Eğitim Enstitüsü’nün bünyesinde 1932’de sanat eğitimine başlayan Resim-İş Bölümü’nün ilk öğrencilerinden ve ilk mezunlarından. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Almanya’ya Leipzig Akademisine gönderilir. 1937-1941 yılları arasında Grafik Sanatlar ve resim eğitimi için. Yurda döndükten sonra 1943’te Hasanoğlan Köy Enstitüsü ve Yüksek Köy Enstitüsü’nde; Ankara Matbaacılık Okulu’nda; Gazi Eğitim Enstitüsü’nde görev alır. Alanında çok başarılı kurum olan Doğuş Matbaasını kurar, 1966’da İzmir Caddesinde Doğuş Sanat Galerisini açtı ve Orhan Peker, Fikret Otyam, Turgut Zaim, Aliye Berger’in sergilerini düzenler. O yıllarda en önemli sanat etkinliği sayılır her açılan sergi.
Desen ve suluboya alanında az sayıda ama başarılı eserler verdi, 2003’te kendisinin de katıldığı Kavaklıdere Sanat Galerisi’nde dünden bugüne başlıklı bir sergi düzenledi Selçuk Kaltalıoğlu.
‘’Evet Apa’yı, bırakın izler kitle, sanatçıların birçoğu bile bilmez. Al gülüm ver gülüm, ahbap çavuş ilişkisi üzerine kurulu sanat piyasasından 97 yaşındaki bu büyük suluboya ustasına bir onur ödülü, saygı gecesi vs. beklemek boşunadır. Apa, Türkiye’nin en büyük matbaasını kurmuş, binlerce yayın basmıştır ama kendi eserlerinin olduğu bir broşür/katalog basmayacak kadar geri planda durmayı yeğlemiş mütevazı bir sanatçıdır’’ (Erdal Ateş,, https://www.evrensel.net/haber/251519/suluboya-resmin-ustasi-ferit-apa-yi-kaybettik ‘’)
Uzun yıllara dayanan yakınlığımız olan ağabey saydığımız Nuri Abaç (1926-2008).Çocukluğu Mersin’de geçti. 1944 yılında Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde eğitime başladı, sonra Mimarlık Bölümüne geçti. Başarılı bir mimarlık hayatının paralelinde resmi hiç geri plana almadı. Bugün sanat dünyamız onun mimarlığını sanırım hiç anımsamayacaktır. O hep ressam*Karagöz ressamı olarak bilindi.
Burada birçok anı içinden birini anlatmak isterim: Birlikte yurt dışı sergiler düzenledik. Her yerde sergi salonuna gelen izleyicilerin büyük bölümü onun resimleri önünde öbekleniyordu. O her zamanki gibi çekinden, tevazu dolu haliyle bir kenarda sessizce izliyordu, manzarayı. 1980’lerden kaybettiğimiz günlere kadar sergilerimizi bizden daha çok merakla izleyen, yüreklendiren, onurlandıran; aile toplantılarında, sergilerde çok sık bir arada bulunduğumuz, Nuri Abaç’ın ağzından başkalarına yönelik tek eleştirel, tek olumsuz sözcük duymadık. Her zaman pozitif, sanatın içinde olan amatör-profesyonel kim olursa olsun, eserlerinde beğenecek bir yön bulan ve onunla değerlendiren bir insandı eşi ile birlikte.
Öğretmenim, Mürşide İçmeli (1930-2014), her zaman sevgi ve saygı ile andığımız büyüğümüz. Öğrencileriyle yüksek sesle bile konuşmayan sevgi odaklı bir eğitimciydi. Sanata ilgisi nedeniyle 1947’de İstanbul Çapa Öğretmen Okulu bünyesinde yeni kurulan Resim Seminerine seçilir. Burada Nevide Gökaydın’ın öğrencisi olur, seminerin bir ara kapatılması nedeniyle Bursa Kız Öğretmen Okuluna gönderilir. Daha sonra Gazi Eğitim’de aldığı sanat eğitimiyle resim öğretmeni olur. Bir süre Afyon Lisesinde görev alır. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in resim öğretmenliğini yapar. Sanat alanında ilerleme tutkusunu 60’larda çok sevdiği, anasının desteğiyle İspanya’da-Madrid’de dünyanın sayılı baskı sanatları Akademisinde- Escuela Central des Bellas Artes de San Fernando’da gravür ve sanat grafiği alanında geliştirir. Türkiye’de aldığı eğitimi uluslararası birikimle pekiştiren; çok şey öğrenme, öğrendiklerini bu ülkeye-öğrencilerine taşıma sorumluluğu. Başka bir açıdan da aynı serüveni ve özveriyi yaşayan hocası Nevide Gökaydın’ın yolunda, İngiltere’de en başarılı okullarda yaşadığı eğitim aşamalarının örnekliğinde ilerleme bilinci.
Çok uzak bir tarih de değil bu değinmelerimiz; daha dün sayılır. Ama bu dün, nedense çok çabuk unutuluveren, yaşandığı, yaşanmadığı birkaç kişinin belleğinde sorgu yaratabilen, hızlı çekim geçivermiş bir zaman dilimi. Çok çabuk harcanıveren zaman, toplumsal yaşamda kimilerinin hiç umurunda olmayabilir; ama kimilerinin umurundadır; çünkü geçen her zaman diliminin onun-onların yaşamından parçalar koparıp götürdüğünün sancılarını yaşatır.
Onun için yazının icadı unutma-yok sayma hastalıklarının yaşattığı kayıpları en aza indirebilme olanağı yaratır insanoğluna. Tarih bir bellektir, Tarih yazıcıları yüzyılları bize taşıyan; görsel-yazısal-çizisel armağanlar sunmasını bilen ve minnetle anılması gereken bilge insanlardır.
Bestekar Sokakta No:61/a Galeri Selvin ve 63 No’lu binada Kavaklıdere Sanat Galerisi yan yana başarılı sergilerle hizmet vermişlerdi. 1985’te açılan Galeri Selvin 2006 yılında İstanbul’a taşındı. Orada sanat etkinliklerine devam etmektedir.
Kavaklıdere Sanat Galerisi bu mekânda Ferit Apa, Nevzat Akoral gibi sanatçılarımızla başarılı sergiler düzenledi. Sergilerde yeni uygulamalar yarattı. Kadınlar günü nedeniyle Kadın ressamlarımızı anma adına oldukça ilgi gören, onurlandıran özel poster-kartlar hazırladı.
Bu güzel galeri zamanın değişken ekonomik koşulları içinde kapandı. Selçuk Kaltalığolu bu kez İstanbul Beşiktaş Belediyesi sanat etkinlikleri sorumluluğu ile Ortaköy Sanat Galerisini, BKM-Beşiktaş Kültür Merkezi sanat etkinliklerini başarıyla yönetti.
İkinci resim aynı mekânda ve aynı sergide Ferit Apa Bey, Zafer Gençaydın ve Hasan Pekmezci,
Üçüncü resim de Nuri Abaç ve Güler Akalan’la..Kavaklıdre Sanat Galerisi.Ankara
*
Bu kez sanat danışmanlığını Mürşide İçmeli’nin yaptığı bir başka sanat galerisinden görselimiz var. SANS Sanat Galerisi-Çankaya-Ankara.
Galeri Sans’ta Şükran Pekmezci sergisinden bir anı. Resimde yer alan bazı sanatçılarımızın bugün yaşamadığını yazmak bile zor geliyor bana. Nuri Abaç, Suna Abaç, Mürşide İçmeli, Vedat Can, Gözde Sanat Galerisinin kurucusu Sami Gözde. 2002 yılı. Öndeki çocuk torunumuz Öykü, (Şimdi Hukukta okuyor, son sınıfta). 19-20 yıl öncenin anısı. Kayıplarımızı saygı ve sevgi ile anmamızı sağlıyor bu yazılar bir yandan da yaşayanlara da sanat dolu günler dileklerimizle..
Bugün ana-baba-dede-büyükanne sıfatlı sanat insanlarımız, sanat dostlarımız. Günümüzün çok başarılı galerilerinden Soyut Sanatın kurucuları Mehmet Subaşı ve eşi, Gözde sanatın kurucuları karede yer alanlardan.
Sol başta Selçuk Buket Bey ve yanında Ahmet Arel Bey Sans Galerini kurucuları. Sergileri yöneten Mürşide İçmeli öğretmenimizdi, onun sanat danışmanlığında başarılı sergiler düzenlenen; Ahmet Arel - Selçuk Buket-Tünay Taskınsu ortaklığında bir galeriydi.
Bu galerilerin öyküsünün, anılarının yazılması unutkan bir toplum açısından bellek oluşturma sayılır. Yazılmaması da her şeyden önce tarihe not düşme şansını yok eder ki gelecekte meraklı kuşaklar için çok yönlü kayıplar demektir.
Şöyle bir sorgulama yapalım: Son 40 yılda Ankara’da büyük idealler, hevesler, tutkular ve umutlarla açılan; bir bölümü özverilerle devam etmekle birlikte, büyük bölümü bir süre sonra; elbette nedenini kurucularının bildiği gerekçelerle kapanan galerileri saymaya çalışalım:
1960’larda Bulvarda Devlet Güzel Sanatlar Galerisi vardı, Müdür Cemal Bingöl Beydi. PTT yanından çıkılan, oralar yıkılınca İzmir Caddesinde köşedeki binanın alt girişinde genişçe bir galeriye taşınan. Müdür olarak Osman Zeki Oral atanmıştı. Gazi’de öğrenci iken orada okul olarak sergiler düzenlerdik. İsmet İnönü sergimizi gezmeye gelmişti.
Büyük umutlarla açılan ama zaman içinde kapanan galerilerimizi anmaya çalışalım:
Yaprak, Evrensel-Dönüşüm, Artisan, An’art Galeri, Arel, Ata Galeri, Ankasanat, Artı, As Art, As’ers, Ak Art, Batıkent Sanatevi, Bu-de, Galeri Bo-Ho, Dali, Denta, Emina, Galeri Ayda, Galeri Hera, Galeri Türkuaz, Galeri Sans, Kibele, Kavaklıdere, Galeri Selvin, Karaca, İlhan, Şekerbank, Halkbank, Başak Sigorta, Emlak Kredi Bankası, Akbank, Milli Piyango Talih Kuşu Sanat Galerisi, Yapı Kredi Bankası, İş Bankası, Toprakbank, Tanbay, Galeri Lale, Mige, Vakko, Beymen, Pedil Galerisi, Altanay Galeri, Doku, Anatolia, Galeri Arte, Peker, Galeri Polart, Atilla Güllü-Artium Sanat, Dam, Sepa, VakıfBank, İlayda, Stil-Life, Türk Amerikan Derneği, Ankara Alman Kültür Merkezi, Türk-İngiliz Derneği, Fransız Kültür Merkezi, Anadolu Ajansı Sanat Galerisi, ANKÜSEV-Ankara Ün. Kültür ve Sanat Evi. Bilkent Ün. Sanat Galerisi, Çankaya Belediyesi Galeri Kara, DDY Müzesi ve Sanat Galerisi, T.C. Dışişleri Bakanlığı Suna Çokgür Ilıcak Sanat Galerisi, TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sanat Galerisi, ASO Ankara Sanayi Odası Sanat Galerisi, Türkiye Kalkınma Bankası Sanat Galerisi, Merkez Bankası Kavaklıdere Sanat Galerisi, ABC GALERİ Ahmet Say, Galeri URAY Çankaya Belediyesi. Helikon Sanat Galerisi, GG Galeri, İMKB/İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Sanat Galerisi, Kleopatra Sanat, Lale Ataman, Milo, M/F Sanat, Grifon Galeri, Nefertiti, R-D Art, Toyan Sanat, T*S Art, Dünya Göz Sanat, Takı-Antika, Zerdüşt Sanat. Transparan Sanat Galerisi. Alev Sanat, İkizler Sanat, Galeri N, Rosetta Art Gallery, AG Sanat, Galeri Foyart, Mustafa Necati Evi, RC ART GALLERY, Ayışığı Sanat Galerisi, KAV Sanat, Yağmur Sanat. Maya Galeri. Ulus 100. Sanat Galerisi. Ekin, Altındağ, Vakko, Hasan Rıza Kültür Bakanlığı, Nar Sanat, Fedo, Milo, Dedeman, Sanat Kurumu, Kocatepe İC Sanat Galerisi, Madalyon Sanat, Buse Sanat, El Ele, Şefik Bursalı Müzesi.
Devam edenler: Galeri Z, Armoni, Soyut, Sanat Yapım, Fırça Sanat, Ziraat Bankası, İş Bankası (yeni), Siyah-Beyaz, Galeri New, Mustafa Ayaz Müzesi ve Sanat Galerisi, Grup Sanat, Galeri M, Detay, Nurol, Arda, Atlas, Sevgi Sanat, Aysel Gözübüyük, Valör, Galeri Akdeniz, Gözde Sanat, Kent Sanat, HÜ. Ahmet Göğüş Sanat Galerisi. BRHD/Tuğrul Velidedeoğlu Sanat Galerisi, Krişna Sanat, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi. Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Sanat Galerisi-Yıldız, Güler Sanat Galerisi, Suat Subaşı Galerisi, Ankara Sanat Galerisi, Medya Sanat, Emin Antik. İsmail Altınok Sanat Merkezi, Kayıhan Keskinok Vakfı, Kursart, Platform A, Mustafa Ayaz Müzesi, Eskiz Sanat Galerisi. ABB.Zafer Çarşısı Sanat Galerisi.
*
Burada elbette amacımız şu galeri daha başarılı’’ gibi bir ölçütler dizisi yapmak değil. Her galerinin kendi çabaları, maddi-manevi özverileri yanında, kendine göre çevresi ve destekleyicisi vardı. Her sanat galerisinin de çok ilginç anıları, sanat insanlarıyla paylaştığı yaşam kırıntıları vardır. Keşke bir gelenek olarak bütün sanat galerileri günlük tutup, anılarını yazsa-belgelese. Hala da bu sistem böyle yürümek zorundadır; çünkü bizde sanat mesenliği, devlet katkısı, güçlü finans kuruluşlarının maddi desteği, sanat koleksiyonerlerinin eser biriktirme yarışı gibi etkenler sanat camiasını üst düzeylere taşıyacak kapasitede değil. Bu nedenle her sanat hareketi, galeri ya da sanat müzesi kendi yağı ile kavrulmak zorunda. Bunun en tipik örneği Mustafa Ayaz Müzesi ve İMOGA’dır. Ressam-eğitimci Mustafa Ayaz kendi idealist tutkusu ile Türkiye’de tek mimari örneği olan kişisel bir müze kurdu. Onu yaşatmak için yeni eserler üretmek ve çok daha fazla çaba harcamak zorunda kaldı. Aynı şekilde İstanbul’da Süleyman Saim Tekcan’ın kurduğu İMOGA Galeri de tamamen kişisel özverilerle hizmet vermeye çalışan müze konumunda.
*
Bu konularda Batının yaklaşımı ne durumda diye incelendiğinde 1900’lerde ticari anlamda sanat galericiliğinin başladığı görülüyor. Elbette burada müze olarak kurulan sanat galerileri bu kapsamda ele alınmıyor. Örneğin Uffizi Gallery bir büyük müzedir. Bizim amaçladığımız ticari anlamda sergiler düzenlemek üzere kurulan ve halen görevine devam eden galerilerdir.
Bu kapsamda değişik ülkelerden birkaç örnek verelim. Amacımız açıldı-kapandı olmayan ve 40-50-60 yıl kurumsallaşarak sanat için çalışan uluslararası galerilerdir.
https://annarubin.com/art-galleries/
Leicester Galerileri, 1902 ve 1977 yılları arasında Londra'nın merkezinde faaliyet gösteren ticari bir sanat galerisiydi. Özellikle İngiliz ve Fransız sanatçıların eserlerini sergilemesi ve önde gelen modernist ressam ve heykeltıraşların eserlerini tanıtmasıyla biliniyordu. Merkezin Kütüphanesi, Peter ve Renate Nahum tarafından Ocak 2020'de bağışlanan galerinin tüm 1.400 sergi kataloğunun üçte birine sahiptir. Koleksiyon tamamen kataloglanmıştır ve araştırmaya açıktır. Bu öne çıkan özellik, galeri tarafından tanıtılan bazı önemli sanatçıları ve temaları vurgular ve Kütüphane'nin elindeki bazı katalogları gösterir.
Kodl Galerisi, Çek Cumhuriyeti'ndeki en eski sanat galerilerinden biridir. Gamisch resim galerisini satın alan Jan Kodl ile geçmişi 1885 yılına kadar gider.
*
Ayrı bir yazı olarak hazırladığım çok sayıda yabancı, tarihi galeri içinden birkaç örneği bizde de galericilik denen özel çabaların kalıcı, uzun ömürlü ve geride yazılı-görsel bellek sayılabilecek belgeler, kayıtlar bırakması dileğiyle veriyorum. Aynı zamanda sadece yurt içinde değil yurt dışında ve uluslararası arenada adını duyurmasını bilen, bu alanda daha özel çabalar harcayan bir tutum içinde olmalarını diliyoruz. Elbette kendi yağı ile kavrulan bu alan, kendi içinde zorlu bir çabayı gerektirir, ama en azından birkaç galerimiz elbirliği, iş birliği ile bunu başarabilir düşüncesindeyiz.
Sanat için çaba harcayan herkese elbette teşekkür borcumuz var.
Hasan Pekmezci
26 Ocak 2022, Ankara