BoHo
Ankara’nın tanınmış ressamlarının bir araya geldiği 96. Yıl geleneksel nostalji karma sergisi (26 ekim- 6 kasım2019) açıldı.
BoHo Art Gallery çok hoş nostaljik bir tutku içerisinde Cumhuriyetimizin kutlamalarını ciddi bir şekilde düzenliyor. Kutluyoruz. Sergiye katılan eserler 8 -29 Kasım 2019 tarihlerinde Kastamonu Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Sanat Galerisinde de sergilenecek.
Cumhuriyet her yıl artan bir coşkuyla tüm ülkede minnetle anılıyor, kutlanıyor.
Sergi açılışına katılacaklardan siyah beyaz giyinerek gelmeleri rica edildi.
Cumhuriyetimizin ik kuruluş yıllarında düzenlenen ‘cumhuriyet balolarında’ olduğu gibi erkekler siyah kostümler, frak veya smokinler içerisinde, kadınlar tuvaletleriyle; siyah ve beyaz kuşlar gibi hafif uçuşarak dansederken nasıl bir görsel ziyafet sergilemişler; bu, belleklerimize öyle bir kazınmış ki örneğin Bergman, Tarkovsky gibi yönetmenlerin filmlerinde olduğu gibi siyah beyaz şiirlerin içerisinde zamandan ve mekandan ayrılarak (tayyi mekan) cumhuriyetimizin ilk kuruluş yılları ortamında gezinmek nostaljinin de ötesine geçmek gibi bir şey.
Büyük bir şefkat içerisinde kostümlerini adeta okşayarak, özenle seçmiş, giymiş, gururla dolaşan arkadaşlar gördük. Çok sevdik.
Açılış konuşmasını veciz söylemlerle süsleyerek BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği) başkanı Hüseyin Yıldırım yaptı.
Ardından eğitim emekçisi sevgili dostumuz Mehmet Ayhan kemanda, soprano Melike Bozkuş da günün anlamına uygun marş ve parçalar çaldılar, söylediler. Renk kattılar.
Galeri sahibi Mari Sari ile yönetici Mine Gençtürk’e teşekkürlerimizi sunarız
Cumhuriyet kutlu olsun…
SELAHATTİN GÖKOĞLAN ; RESİM VE HEYKEL SERGİSİ
Ressam - heykeltraş – öğretmen
26 Ekim - 20 Kasım 2019,
Medya Sanat Galerisi: Üsküp Caddesi
(Eski Çevre Sokak),No;35, Çankaya / Ankara /
(0312) 4283955
MEDYA Sanat Galerisinde Selahattin Gökoğlan’ın resim ve heykelleri arasında gezindik. Müthiş ve grotesk; usta ellerden çıktığı hemen belli olan desenler. Ve heykelleri de aynen desenleri gibi; birbiriyle uyumlu. Her zaman resimler ile heykeller arasında böyle uyum olmaz. Resimler başka, heykeller başka telden çalar birçok sanatçıda.
Ben çok beğendim. Eserlerle iyi ve hoş vakit geçirdim. İyi ki açılışa gitimişim.
Sanatçı 1951 Manisa, Kula doğmlu. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünden mezun.
Sanat görüşü, ’ hedef sanat üretmek olmadan çocukça oynamak… paylaşmak’
Benim de kanaatim sanatçıların kendilerinin değil de eserlerinin öne çıkartılması doğrultusunda. Sanatçı, eserlerinin önüne geçmemeli; ego ve kibir olmamalı. Sadece eserler övünmeli ve kendileriyle söyleşecek, dertleşecek, sevinecek, sevişecek ziyaretçileri beklemeli. Sanatçı da kenarda durup gözlemeli.
Bazı sanatçılar para kazanmak için, diğerleri ise paylaşmak için üretirler. Bu ikincilerin yaptığı, insanları sevmek, dostça ve sevgiyle ekmeğini paylaşır gibi onları sanat sofrasına davet etmektir.
Gelelim Yapı ve Kredi Bankası Koleksiyon Sergisine:
ÇANKAYA BELEDİYESİ ÇAĞDAŞ SANATLAR MERKEZİ : YAPI KREDİ KOLEKSİYONUNUNDAN RENKLER 75. YIL SERGİLERİ. 3 ekim- 14 kasım 2019
1954 yılından bu yana düzenlenegelen sanat sergileri cümlesinden bir seçki. O yıl ‘iş ve istihsal’ adlı yarışmaya katılan eserler ile Hoca Ali Rıza’nın desen ve suluboyaları ve de Selahattin Giz’in fotoğrafları… Toplam 120 eser. Sözkonusu yarışmada Aliye Berger’in soyuta yakın bir tablosu uluslararası uzman bir jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda birinci seçilmiş. Bu arada Nurullah Berk’in bir tablosuna da atıfta bulunuluyor.
Nefis, müthiş bir koleksiyon. Her bir bölümde ayrı bir disiplinle ilgili tablolar ve bunlara ait açıklamalı panolar. Örneğin ‘natürmort’ (tabiat-ı sakine; dingin doğa). İlk natürmortçular ki, primitifler’ deniyormuş; bunlar asker ressamlar; Şeker Ahmet Paşa, Osman Nuri Paşa, Ahmet Şekür, Hüseyin Zekai paşalar…
Ve Hoca Ali Rıza, Halife Abdülmecit Efendi, Çallı kuşağı, Şükriye Dikmen…
-Osman Hamdi Beyin öncüsü olduğu FİGÜRATİF RESİM KOLEKSİYONU:
Burada odak noktası sanırım ‘Viyana Kuşatması’ adlı kocaman tablo; 1750 yılı tarihli ve Francesco Casanova imzalı. Figüratif resimde de olgunlaşma Çallı kuşağıyla gelişiyor.
-GÜNCEL SANAT (contemporary, çağdaş sanat) bölümü:
Burada güncel sanat hakkında biraz bilgi vereyim:
Güncel sanatın baş öncüsü Marcel Duchamp, sanatı başlı başına zihinsel bir etkinliğe dönüştürerek bir devrim yapmış, alışalageldik algıları yıkmış; bu nedenle de 'art-terorist’olarak anılmaya başlamıştır. Sanatın bir nevi kutsallaştırılarak fetiş hale getirilmiş olmasına fena halde kızan Duchamp ortalığı yıkıp geçmiş. Günlük nesneleri (ready made; hazır yapım) bir tasarım halinde yeniden bir araya getirerek şaşırtıcı ve antikonvansiyonel bir tavır sergilemiş. En ünlü eseri ‘pisuar’.
Ne var ki anladığım kadarıyla bu pisuar da sonuçta, hele zamanımızda bir fetiş olarak algılanma noktasına geçmiş oluyor. İşte n’apalım, insan fıtratı böyle. Duchamp, örneğin süpermarketlerin gerçek bir sanat müzesi olduğunu söylüyordu.
Dadaist ekolden saydığım Duchamp, kavramsal (fikir sanatı) denen sanattan da örnekler vermiş. Sadece “göze hitap eden” (retinal) sanata karşı çıkmış, sanatın, “zihne” çok daha fazla odaklanması gerektiğini söylemiş.
Sanat, her türlü kural kaidenin ötesinde içten, yürekten gelen spontane bir eylemdir. Bu serbestliğe ulaşabilmek için önce usta, zenaatçi olmak gerekiyor. O seviyede takılıp kalmayı tercih eden çok ustalar vardır. Bir adım ötesine geçerek insanlığı ‘titre kendine dön’ düzeyine getirecek eserler ise spontane sanattan çıkıyor, çıkmalı. Güncel dediğimiz sanat budur. Ne var ki güncel olacağım diye birçokları zorlama olduğu her halinden belli olan ürünler üretiyorlar. Bu ürünlere sanat eseri demeye dilim varmıyor. Özenti, zorlamacı, yapay ürünler çoğunlukla. Sonuçta güncel sanatı da bir fetiş haline getirip koyuyorlar. Yazık. Olan sanata oluyor. Dünyada sanat olayı iyice dejenere olup çöküşe yönelmekte. Kaostan düzen çıkar; göreceğiz. Belki de bu yeni düzende sanat yitipg idecek yerini başka bir şeye bırakacak. Kimbilir.
Bakın, sanatçı, gerçek sanatçı, toplumun palyoçosu değildir. Toplumun göz zevkinin, estetik duygularının tatminine çalışan bir eğlence mühendisi hiç değildir. O, evreni, varoluşu, varoluşun ötesini insanlara sorgulattıran bir bilgedir. Bilgeler, insanları, algıları sarsarlar.
‘Obje, işe yarar özelliğinden koparıldığında bir sanat eseri haline gelir’ diyor Duchamp. Yani bildiğimiz gerçekliği aşar geçer demek istiyor.
Güncel sanat ülkemizde 1980’li yıllarda ortaya çıkmış. 1968 kuşağının bir eseridir diyebiliriz. Özellikle 1980 darbesinin yarattığı özgürsüzlük, işkence vs ümitsiz ortamına bir şekilde başkaldırı belki de. Yerleşik algıları, düşünceleri, yargıları vs bir şekilde yıkabilme dürtüsü ve refleksiyle gelişmiş.
Serginin güncel sanat bölümünde bu yönde eserler vermiş sanatçlarımızın izlerini görüyoruz.
-VE SELAHATİN GİZ’İN FOTOĞRAFLARI.
Banka, sanatçının tüm keloksiyonunu satın almış ve bugün bizlerin istifadesine sunmuş.1994’de aramızdan ayrılan Giz, özellikle Atatürk’ün çok çeşitli fotoğraflarını çekmiş, yaşamının her safhasında gördüklerini belgeleme tutkusuyla 35.000 kadar eser bırakmış.
MONAD BALKAN
7 Kasım 2019, Ankara