YARIM
Armoni Sanat Galerisi bir ‘reqiuem’ sundu.
Dört yıl önce kaybettiğimiz Armoni’nin sahibesi Aynur Pehlivanlı’nın anısına ‘YARIM’ adı verilen karma resim sergisini kastediyorum.
Niçin ‘yarım’?
Çünkü ressam Pehlivanlı bir kedi resmine başlamış ve resmi tam yarılamışken maalesef vefat etmişti. İşte o yarım kalan resim sergide baş köşede yer aldı. Katılımcı sanatçılar da o kediyi aynen tuvallerine fırçalarının ucundan aktarırken hayallerinin peşinden giderek yakaladıkları görüntüleri kendi üslup (biçem) ve tarzlarıyla tamamlamışlar. Bu ressamlar Pehlivanlı’nın dostları arasından seçilmiş; Ankara’nın gözde isimleri gönüllerince katkı sağlamışlar.
Sergi 17 Ocak 2020 günü açılışını yaptı; benim sayabildiğim otuz beş ressamın katkıları var. Her biri Pehlivanlı’nın sevgili kedisini aynen tuvallerine aldıkları için ilk bakışta sergi tek bir kedinin tekrarlarından oluşmuş gibi görünüyor. Tabii konuyu bilince ve tablolara teker teker bakınca olayın zenginliğinin tadına varılmaya başlanıyor. Ve görsel ve anma şöleni başlıyor.
Bildiğimiz gibi geleneksel olarak dünyamızdan göçen ruh için toplanıp duası yapılır. Ve helvası yenir. Günümüzde helvanın yanı sıra çeşitli yiyecekler de sunuluyor. Helva, islamda anılan ‘kudret helvası’; tükenmeyen yiyecek, buna benzer tükenmeyen yiyecekler söylemi hemen bütün dinlerde var; yedikçe yenilenin yerine gelen yiyecekler yani ‘manna’; Utnapiştim'i (Hz Nuh) yolculuğunda besleyen ekmek yağmuru, Musa ve halkına Mısır’dan çıkışta çölde gökten yağan mannalar; İsa’nın ekmek ve balıkları…
İşte açılışta böyle bir mucize yaşadık. Bir vakit geldi ki baktık kurulu masaya sıcak yemek servis edildi. Sıraya girerek tabaklarımıza aldık. Onca kişi yedikçe yemeklerin yenisi geliyor ve bitmiyordu. İsa, ‘bedenim ekmektir, yiyen ölümsüz olur’ mealinde konuşmuş. Biz de bu mannalarla merhumenin ruhuyla birlikte ölümsüzlüğe kavuştuk sanki. Öyle bir hava işte.
‘Requiem’ akşamı…
Anısı daim olsun.
TÜRK AMERİKAN DERNEĞİ / KAAT-I SERGİSİ
Türk Amerikan Derneğinde gönülleri hoşnut eden bir sergi açıldı. ‘KAAT- ı’ sergisi. Göz nuru ne demekse işte tam hakikisi. Sergiye ‘kağıdın halleri’ ismi yakıştırılmış. Doğru; o alelade her gün kullandığımız kağıdın sanatçılar eliyle ne hallere, ne manalara büründüğünü hayret ve hayranlıkla izledik.
Bahtiyar Ebru Evi’nin karma sergisi 10 ocak 2020 günü açıldı; 28 ocak gününe kadar sürüyor.
Geleneksel el sanatlarımız arasında, ebru, minyatür, kaat-ı, tezhip,hat’ı sayabiliriz. Türk el sanatlarının en ilginçlerinden biri olan ‘KAAT-ı’ kitlelerce pek tanınmıyor; kağıt oymacılığı sanatıdır. Hemen tüm Türk islam sanatlarında olduğu gibi sabır sanatçının başlıca özelliği oluyor. Emek ve göz nuru gerektiren bir sanat dalı. Bununla uğraşanları çok ama pek çok takdir etmek gerek. Kaat’ıçılara eski dille Kat’ıan yani oymacılar denirmiş.
Kağıt sanki kıl testeresiyle kesilir gibi işlenerek bir desen, örüntü çıkarılıyor; bu örüntü istenirse zemin olarak kullanılan bir karton veya benzeri bir malzeme üzerine yerleştiriliyor. Kağıdı kesme işlemi tırnak makası ve çeşitli adları ve işlevleri olan benzeri aletlerle yapılıyor.
Sonraları bu sanat bizden Batıya da geçip yayılmış ve genelde ‘silhouette (gölge) olmak üzere çeşitli adlar almış.
Maalesef bu sanat dalı ülkemizde 19. Yüzyılda bitmiş gitmiş ise de zamanımızda pek az göznurcu bu sanatı unutturmamak için uğraş veriyor. Bunların başını çekenlerden biri de Bahtiyar Hira hoca hanım. Öğrencileriyle birlikte bir göz ziyafeti sundular.
Bahtiyar hanım bir kahraman benim gözümde.
MONAD BALKAN
22 Ocak 2020, Ankara