Burhan Doğançay'ın fotoğrafçılık yönünü doğrusu ben şahsen bilgi olarak biliyordum da, cehalet işte, bu denli önemli ve gerçek bir fotoğraf sanatçısı olduğunu merhumun Cer Modern'de 12 ocak 2016 günü açılan bu sergisinde ilk kez hissettim.
'Mavi Senfoni'nin ünü sanırım her şeyi gölgeledi. Sergisinin adı 'picture the world' (dünyayı resimle). 'Fotoğraf arşivim dünyanın son kırk yılının belleği gibidir.' diyor Sanatçı. Dünyanın çeşitli ülkelerinde çeşitli olayları objektifiyle belgelemiş. Hatta Amerika'da, Manhattan-New York gökdelenlerini inşa eden demir işçileri ile ünlü Brooklyn köprüsü restorasyonlarında çalışan işçileri de fotoğraflamış. Adeta bulutlara değen yüksekliklere tırmanarak fotoğraflar çekmiş. Müthiş bir dağcılık refleksi olduğundan kuşku yok. Evet asansörle bir yere kadar çıkılabilir. Ama sonrası... Tahta merdivenleri tırmanmak lazım. O yükseklikte tabii kim bilir nasıl sert rüzgarlar esiyordur. İnsanı savurur atar. Hele bir de elinde sırtında kameralar da taşıyorsa. Beni şahsen hiç bir kuvvet oralara çıkaramaz!
Sergi duvarlarındaki yazıları okudukça anlıyoruz ki Doğançay ta o tepelere çıkıp bir iki fotoğraf çekip 'hadi bana eyvallah' dememiş. İşçilerle ahbap hatta kardeşlik derecesinde ilişki kurabilecek pek de çok zaman geçirmiş. Keyif almış. İşçiler aşağı düşerse değil gelip geçen insanların kafasına, binaların üzerine inşaatta kullanılan malzeme, tuğla, taş vs düşmesin diye aşağılara ağlar gerilmiş. Kelle koltukta bir çalışma.
İşte Doğançay sanatçılığının yanısıra böyle de demir bir bünyeye sahipmiş demek ki. Gıptalar ediyorum.
Sergi başlıca, 'iron workers', 'walls of the world' (dünyadaki duvarlar) ve insanların gündelik yaşantıları üzerine. Sanatçı yüzden fazla ülkeyi gezmiş ve objektifiyle belgelemiş. Brooklyn köprüsünün tepesine çıkmasına izin verilen yegane fotoğrafçı da kendisiymiş.
Fotoğraflardan keyif alıyoruz. Hint altkıtasında günlük yaşam biçimleri, topluca çamaşır yıkanan mahaller vs ilginç tabii. Hindistan'da ben de bu açık alanda çamaşır yıkama yerlerini görmüş ve pitoresk görünüme hayran kalmıştım. Rengarenk çamaşırlar, rengarenk giyinmiş çamaşır yıkayan insanlar. Tabii bu arada söyleyeyim sergide fotoğraflar siyah beyaz. Ayrı bir keyif.
Doğançay'ı bir arşivci, koleksiyoncu ve belgeselci olarak tanımlıyor serginin duvar yazıları. .. Ama bir fotoğraf sanatçısı olduğu hususuna malumu ilan kabilinden olur diye sanırım ayrıca değinilmesine lüzum görülmediği anlaşılıyor.
Yer yer bir Ara Güler keyfi almıyor değiliz. Ara Güler istediği kadar 'ben sanatçı değilim, muhabirim' desin. Dünya sanatçıları arasındaki yeri muhkem. Kendi çabasıyla bile oradan inemez. Güler'in eserlerinin üzerimizde uyandırdığı gizemli heyecan nedir? Başlıca şu öğelerden dolayı sanıyorum: Çok sevdiğini anladığımız leke ve kütle odaklı kompozisyonları, tonal karşıtlıkların çarpıcılığı, fotoğrafladığı karakterlerin seçimi ve bunların olağanüstü yüz ifadeleri, onların günlük alelade yaşantıları, beden hareket ve duruşlarından ruhsal durumlarına ulaşılma... Tabii kendi ifadesini de saygıyla analım; o bir muhabir. Ama o bir sanatçı muhabir...Diye ayrıca bir tanım da biz getirelim.
Doğançay'ın bazı eserlerinde de Güler tınıları yakaladım.
Bir de 'duvar yazıları, resimleri' var sergide tabii. Doğançay bunlarda da ilginçlikler tesbit etmiş. Mizahi unsurlar yakalamış. Örneğin bir duvarda, 'defence d'afficher' (afiş asmak yasaktır) yazıyor. Sözün anlamı kalmamış...! Duvar zaten o yazıyla kaplı.
Sergi sırasında genç kızlar tarafından büyücek cam tabakların üzerinde sunulan ikram snack'leri arasında, bir merkezden çıkarak beş ayrı yöne ayrılan ince parçalardan merak saikiyle de bir tane almak istedim ise de bir türlü kavrayamadım. Tabağın altına baktığımda bu ince uzun yiyeceklerin cam tabağı tutan kızın parmakları olduğu ortaya çıktı. Servisi yapan sempatik Miss de dahil hep birlikte pek güldük. Gözlüğümü cebimde unutmuşum!☺
Burhan Doğançay'ın yaşam boyu (84 yaşında aramızdan göçtü) aldığı ödüller arasında bir de 1995 yılında CumhurbBaşkanlığı Sanat Ödülleri' bağlamında 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' yer alıyor. Tabii bu 'yaşam boyu' nitelemesi onun aldığı ve alacak olmuş olduğu tüm ödüllerin üzerine kurulmuş gibi bir his verdi bana. Yani, sen zaten yaşam boyu ödüllüsün, gelmiş geçmiş gelecek, başka ödüllere ne hacet var... Gibi... ☺
Ödülleri gibi toprağı da bol olsun; ebedi yaşamı boyunca da başarı ödülü devam etsin gitsin.
BURHAN DOĞANÇAY
'picture the world'
fotoğraf sergisi
12 ocak-13 mart 2016
(CER MODERN; altınsoy cad. No.:3 sıhhıye 06101 ankara)
monad balkan, 15 ocak 2016 ankara