G. Verdi’nin Requiem isimli solistler, koro ve orkestra için bestelediği eseri 12 Aralık 2019 tarihinde Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) sahnesinde seyircilerle buluştu. Konser Devlet Opera ve Balesi (DOB), Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ve TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu işbirliği ile hazırlanmıştı. Solistlerin DOB’dan, orkestranın CSO’dan, koronun ADOB ve TRT’den katıldığı bu konser programı 13 Aralık’da CSO Konser Salonunda tekrar edildi http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/verdi-requiemin-yildizlari-kimler-oldu/2170/?fbclid=IwAR35FdgQRc0PESEyZySKC9M_j-FJOoHdVFFLtFt-9Tl1GMpb5oedEluryCM).
Konseri deneyimli şef Antonio Pirolli yönetti, karma koroyu ise koro şefi Giampaolo Vessela ile Elnara Kerimova hazırlamıştı. Solistler soprano Perihan Diana Nayır Artan, mezzo-soprano Asude Karayavuz, tenor Emre Akkuş ve bas Şafak Güç idi.
Verdi bir tür mevlid olarak düşünülebilecek olan Requiem’i dinsel amacı ön plana almaksızın dünyevi yorumla ele almış denilebilir. Eserde mahşer gününün geldiğini haber veren Sûr borusu, trompetlerin dramatik etkisi ile Sırât köprüsü ve diğer bağıntılı konular yer alıyor ama daha önemlisi bu dünyayı, yaşadığınız hayatı düşündürüyor, Verdi’nin Requiem’i öylesine yoğun bir eser. Konserde besteye Nayır Artan’ın alev rengi, Karayavuz’un bordo ve mor rengi, Akkuş’un yaz günü gökyüzü rengi, Güç’ün koyu kahve rengi derin tesirli sesleri ile koro ve orkestranın dramatik gücü de eklenince gözümüzün önünde güzel bir toprak, gökyüzü ve gökkuşağı manzarası oluştu.
Esasen bazen müzik sunumlarını olumlu ya da olumsuz olarak eleştirmek yerine sadece hissedilen duyguyu anlatmak yeterlidir. Malum, bir olay veya düşünce insanın duygularını harekete geçirir, diğer deyişle beyin bazı kimyasal maddeler üreterek duygunun birinci yolağını harekete geçirir. Böylece insanın kalbi çarpa, gözyaşları akar, elleri titrer ve terler. Ancak bazen de duygunun ikinci yolağı harekete geçer ki o zaman hissedilen duygunun da farkına varılır. Hüzün bile olsa bu duyguyu hissetmek insanı tatmin eder, huzur verir. İnsanın kendisiyle baş başa kaldığı, yaşama bilincinin farkına varıldığı anlardır bunlar. İşte bu konserde ölüm ve sonrası değil; sevinçleriyle, üzüntüleriyle ve umutlarıyla yaşamın kendisi tanımlandı.
Pınar Aydın O’Dwyer
14 Aralık 2019, Ankara