Yaşamının uzun yıllarını tekerlekli iskemleye mahkûm olarak geçiren biliminsanı Stephen Hawking yer çekimsiz ortam deneyiminde, jet uçağının içinde, zeminden yükselmiş ve havanın içinde kahkahalar atarak dönmüş adeta dans etmişti. Mutluluğunun yüzünden okunduğu bu deneyim sonrasında “bundan böyle hep boşlukta dans etmek istediğini” söylemişti. ALS hastalığı nedeniyle günlük yaşamında hiçbir kası çalışmayan Hawking, yer çekiminin etkisinden kurtulunca altın madalyalı bir jimnastikçi gibi hareket edebilmişti.
Esasen yer çekimi hem en büyük dostumuz, hem de ne büyük düşmanımız. O olmasaydı yeryüzünde yaşayamazdık ama olduğu için bazı insanların yaşamı diğerlerinden daha zor olabiliyor. Dolayısıyla bedensel engelliliğin nedenlerinden biri yaşanan hastalıklar veya kazalar ise diğeri de yaşadığımız ortamın özellikleri. Ama yerçekimsiz ortam gibi engelleri ortadan kaldırmanın, sanat aracılığıyla mutluluk hissetmenin başka yolları da var. Bu yolların başında da dans devinimleri geliyor. Benzer şekilde görme, işitme veya zihinsel engeli olanların da dans, müzik, resim vb. sanat yöntemleriyle mutlu olmalarına aslında hiçbir engel yoktur; kişi istedikten ve toplum da bunu sağladıktan sonra!
3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ankara Devlet Konservatuvarı, Bale Anasanat Dalı (ASD), Modern Dans Sanat Dalının toplumsal sorumluluk projesi çerçevesindeki girişimiyle düzenlediği Sanat Engel Tanımaz adlı sanat etkinliği 3 Aralık 2018 tarihinde HÜ Kültür Merkezi, M Salonunda Prof. Meltem Yılmaz’ın baş danışmanlığı, Doç. Selçuk Göldere’nin sanat danışmanlığı ve Prof. Hülya Kayıhan’ın teknik danışmanlığında gerçekleşti. Danslar Ohad Naharin, Hasan Hüseyin Korkmaz, Cem Korkmaz, Selçuk Göldere, Gülüm Pekcan Şimşir’in koreografisinin ürünüydü.
Etkinlik TanzART Centre for Dance, Movement and Art (Almanya), STEP-UP Tanze Theater (Almanya), HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, HÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü, HÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, HÜ Engelli Öğrenci Birimi, Devinimler Yaşama Sevinci Dans Grubu, Altı Nokta Spor Kulübü ve İşaret Adam Akademi işbirliği ile ortaya çıkmıştı.
Bu özel organizasyonda Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Ankara Devlet Konservatuvarı, Bale Anasanat Dalı (ASD), Modern Dans Sanat Dalı öğrencilerinin yanı sıra misafir sanatçılar da yer aldı. Genç konservatuvar öğrencilerinin dansları gelecek için umut veren, hatta şimdiden başarılı birer sanatçı olduklarını kanıtlar düzeydeydi. Kendilerini ve onlara emeği geçen hocalarını kutlamak gerekir.
Katılımcı gruplardan danışma kurulunda da yer alan Gülüm Pekcan Şimşir’in 2004 yılında kurup Genel Sanat Yönetmenliğini yürüttüğü Devinimler Yaşama Sevinci Dans Grubu’nun Nursen Akşahin Demirci, Elmas Temur Karademir, H. Veli Kurt, Zafer Gençoğlu, İsmail Acay, Tolga Bilgin, Cansu Maden ve Gülüm Pekcan Şimşir’den oluşan engelli ve engelsiz dansçıları dans performanslarını sundular. Topluluk engelli ve engelsiz bireylerin uzman eğitmenler eşliğinde ortak sanat eseri yaratabileceklerini ve dans edebileceklerini ispatlamak üzere kurulmuş. Bedensel, görme, işitme ve zihinsel engelli bireylerle dans eden Devinimler bugün kendi kategorisinde tekdir ve çok ileri bir noktaya ulaşmış durumdadır. Disiplinli bir çalışma programı yürüten topluluk sabit çalışma programları ile günümüz dans topluluklarından farksız bir dinamikle çalışmalarını yürütmektedir. Toplumumuzdaki yaygın kanı “engelli insanların sosyal faaliyetlerde bulunamayacağına” dairdir. “Dans engel tanımaz, önemli olan düşüncelerimizde engel olmaması” düsturunu edinmiş olan topluluk bugüne kadar "Güç, Hız, Denge, Güven" (2004-2005), “Oyun" (2005), "Işık" (2006-2008), "Zincir" (2008-2009), “Zincir-2” (2010), “Kavuşma 1 -2” (2013-2018) adlı gösterilerini sergilemiş; uluslararası kongreler, atölye çalışmaları, festivallere özel koreografiler hazırlamış; televizyon kayıtları gerçekleştirmiş; birçok yabancı koreograf ve dansçı ile işbirliği yapmış ve binlerce sanatseverlerle buluşmuştur. Sanat yönetimi ve sponsorluğunu Gülüm Pekcan Dans Tiyatrosu’nun üstlendiği topluluk ülkemizi yurtiçinde ve dışında festivallerde başarıyla temsil etmiştir. Topluluğun sanat yönetmeni başarılarından ötürü onlarca başarı plaketi ve teşekkür belgesine layık bulunmuş olan Genel Sanat Yönetmeni Gülüm Pekcan Şimşir amaç ve hedeflerini şöyle açıklıyor: “Biz bu projemizle sanat yapmanın sadece engelsiz bireylere özgün bir eylem olmadığını göstermekteyiz. Eşit insani hakları, eşit sanatsal haklara dönüştürmek için uğraşıyoruz. Toplulukta dans eden engelli ve engelsiz herkes, sosyal sorumluluk bilincinde olarak bu projenin içinde yer almaktadır. Kendi başına bir sivil toplu örgütü gibi çalışmalar yürüten topluluğumuz farkındalık yaratmak amacıyla yoluna devam etmektedir. Aile ve engelli bireyleri birlikte çalıştıran atölye çalışmaları düzenleyerek insanların engellilere doğru, faydalı paylaşımlar yapıp, üretim gerçekleştirebileceğini biz, ulaşabileceğimiz sınırlarda, ispatladık”. (www.facebook.com/group.php?gid=53661468587).
Devinimler Yaşama Sevinci Dans Grubu’nun gösterileri izleyicilerin yüreğini fethetti. Hem içtenlikle sunuşları ve dans edişleri hem de gerçekten ortaya koydukları yetenekleri sanatın engel tanımadığını kanıtladı. Özellikle engelli ve engelsizlerin birlikte dans etmeleri yaşamımızdan olması gereken doğal bir kesit örneği oluşturdu. Zaten de olması gereken farklıklarımızla hep birlikte uyum içinde eşit olarak yaşam devinimini sürdürmek değil mi?
Sanatlarını mükemmel şekilde icra eden diğer engelli misafir sanatçılar da Hasan Hüseyin Korkmaz, Cem Korkmaz, Harun Karaca (işaret diliyle performans); Deniz Arslan Koç (bağlama, vokal); Haydar Karabahçe (gitar); Alp Özsökmen (çello) idi. Onlar da hak ettikleri gönülden alkışı izleyicilerden aldılar.
Gerek engelli ve engelsiz misafir sanatçılar, gerekse genç konservatuvar öğrencileri sundukları performansların yanı sıra Prof. Meltem Yılmaz (HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, YÖK Engelli Komisyonu Üyesi), Prof. Hülya Kayıhan (HÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ergoterapi Bölüm Başkanı, HÜ Engelli Öğrenci Birim Koordinatörü), Gülüm Pekcan Şimşir (Bedensel Engelli Bireyler Proje Danışmanı, Devinimler Yaşama Sevinci Dans Topluluğu Sanat Yönetmeni), Şeyma Büyükkurvay (Görme Engelli Bireyler Proje Danışmanı), Beyza Ünal (Klinik Psikolog ve Aktivist), Doç. Selçuk Göldere (B’aşka Sanat yönetmeni, Ankara Devlet Konservatuvarı, Bale ASD ve Modern Dans Sanat Dalı Başkanı) konuşmalarıyla hem projeyi tanıttılar, hem de kendi açılarından görüşlerini özetlediler. Esasen Ceren ve Osman Karakoç’un sunumların içeriğini betimleyici şiir ve açıklamaları da geceye şiir ve edebiyatın katılmasını sağladı.
Doç. Göldere’nin dans, müzik, işaret dili sunumları ile gerek okunan şiirler gerekse diğer konuşmaları içeren tüm temsil rejisi mükemmel bir kompozisyon oluşturmuştu. Birbirine paralel ama birbirinden farklı sunumların dengesi, mesajının içeriğine göre sıralanması hem zekice idi hem de çoksesli müzik misali derin ve dans, müzik, şiir ve felsefe içeren çok katmanlı bir yapıt sunulmuş oldu. Özellikle B’aşka Bir Resim adlı, hem konservatuvar dans öğrencilerinin, hem Devinimler grubunun engelli ve engelsiz dansçılarının ve hem de görme engelli çellistin Bach çello süit ile eşlik ettiği doğaçlama performans gecenin doruk noktasıydı. Etkinliğin afişindeki “düz duvara tırmanan salyangoz” misali zor olanı yapmak sanat ile mümkündür ve güzel olan birlikte yaşamaktır mesajı özellikle bu doğaçlama performansta can buldu. Gecenin sonunda tüm izleyicilerin de sahneye dansa davet edilmesi ise asla akıldan çıkmayacak bir deneyim oldu; vurgulanmak istenen “tüm farklıklarla birlikte yaşamak” fikri o anda can buldu. Böylece ilk kez bir araya gelen farklı sanat gruplarının katkısıyla oluşan ortak enerji, farklılıkları ortadan kaldırarak engelli ve engelsiz insanları sanat mecrasında bir araya getirebilmiş oldu.
Meşhur besteci ve müzik eğitmeni Carl Orff kendi eğitim modelinde küçük yaşta çocukları basit müzik aletleri ile buluşturmuş. Her çocuğa kendi kapasitesine ve yeteneğine uygun bir çalgıyı çalmayı öğretmiş. Çocuklara bir grup olarak beraberce çalarlarken her birinin “kendisi olmazsa grubun eksik olacağının, gruba karşı sorumlu olduklarının” bilinci aşılanmış. Grubun tümü ise “o üye olmazsa eksik olacakların, o üyeye karşı sorumlu oldukları” bilinci ile eğitilmiş: “Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için!”. Biz de engelli ve engelsiz olarak bir bütünün ayrılmaz, eşit bireyleriyiz. Önemli olan bu birliktelikleri geliştirecek girişimleri sürdürebilmek…
PINAR AYDIN O'DWYER
6 Aralık 2018
Fotoğraflar: Ahu Savan An