Yerli ve milli bir opera ama yer Çek Cumhuriyeti, milliyet Çek milleti, konu da damardan milliyetçi. Buyurunuz, Antonin Dvorak’ın (1841-1904) Jakobin adlı üç perdelik operasından söz edelim. Eserin Çekçe librettosunu Marie Çernikova Riegrova yazmış ve ilk kez Prag’daki Ulusal Tiyatro’da 1889’da sahnelenmiş. Dvorak librettoyu ilk okuduğu anda konuya vurulmuş, çünkü ana karakterlerden biri olan müzik öğretmeni Benda ona çok sevdiği kendi müzik öğretmeni Antonin Leihman’ı hatırlatmış. Nitekim onun kızının adı olan Terinka’yı eserdeki müzik hocasının kızına bağışlamış.
Konu
Olaylar bir okulda başlıyor. Müzik başlamadan önce çocukların derse başlayacağı, müzik öğretmeni Benda’nın derse gireceği görülüyor (Bkz. Fotoğraflar). Müzikle beraber öğrenciler soylular için düzenlenen festivalde söyleyecekleri şarkıları çalışmaya başlıyorlar. Bu sırada okulun dışında Bohus ile karısı Julie’nin gizli şekilde ülkeye geri döndükleri görülüyor. Aslında Bohus, Kont Vilem'in oğludur ama babası onu reddetmiştir ve onun yerine varisi olarak yeğeni Adolf’u ilan etmek istemektedir. Kontun oğlunu reddetmesinin nedeniyse onun bir süreliğine gittiği Fransa'da devrimciler tarafından aklının çelinip keskin Fransız milliyetçisi Jakobin’lere katılmış olduğunu düşünmesidir. Bu yüzden Kont onu görür görmez hemen şatodaki hapse attırır. Diğer yandan yaşlı saray müdürü Filip öğretmen Benda’nın kızı Terinka ile evlenmek istemekte, Terinka ise aslında genç Jiri'yi beğenmektedir.
Olaylar ilerledikçe Terinka yaşlı adamla evlenmek zorunda kalmaz ve sevdiği gence kavuşur. Bohus ise konta hem gerçek oğlu olduğunu hem de Jakobin’lere katılmadığını kanıtlar. O tertemiz bir Çek milliyetçisidir, ülkenin efendisi olmaya layıktır. Mutlu sonda sevgililer birbirine, halk da hemen sevip kaynaştıkları yeni efendisine kavuşur.
Temsil
15.2.2020 tarihinde seyrettiğim bu operanın dünyada ilk kez seyirciyle buluştuğu yer olan Prag’da Ulusal Tiyatro’da sahneleniyor olması da, yanılmıyorsam 1787’de yine bu sahnede Mozart’ın Don Giovanni operasının ilk temsilinin gerçekleşmiş olması da benim için büyük bir heyecan nedeniydi. Düşünün oturduğum koltuk, Don Giovanni temsili sırasında Kont Casanova’nın oturduğu koltuk ya da bir yanındaki olabilirdi (her ne kadar defalarca tekrar eden geçmiş bile olsa).
Bu ruh hali içinde izlediğim Jakobin operasının bir yanda yarı gerçeküstü dekoru, öte yanda sapına kadar milliyetçi kostümleri ile geleneksel Çek melodileriyle bezenmiş büyük opera formunda bir eser oluşu “herhalde yüz otuz yıl öncesinde başlayan küreselleşme budur”, diye düşündürdü. Bir de üstüne günümüz küreselleşmesinin zıddı ama bir o kadar da olmazsa olmazı (Küresel düşün, yerel davran: Think globally, act locally), damardan duygularla yerel milliyetçiliği vurgulayan, konu eklenince işte bu Çeklerin "Yerli ve Milli operasıdır” dedim. Nitekim Dvorak, “en milli olabilecek sanatın opera olduğunu” söylemiş! Bu görüşe siz ne dersiniz?
Son derece başarılı geçen temsilde yer alan sanatçılar ve hazırlayanlar büyük bir alkış aldılar. Seyircilerin özellikle başrol oyuncularını ve orkestra şefini nicedir tanıyıp benimsediği belli oluyordu.
Öncülü Smetana’dan sonra ülkesinden dünyaya açılmayı başaran ilk Çeklerden olan Dvorak, senfoniler (Ör. Amerika’yı ziyaretinde bestelediği 9 numaralı Senfonisi “Yeni Dünyadan”), senfonik şiirler, koro eserleri, konçertolar (Ör. Çello Konçertosu), oda müzikleri ve diğer folklorik dans müzikleri gibi sayısız eser vermiştir. Ayrıca başta bir denizkızını anlatan, “Ay için Şarkı” adlı meşhur aryası ile tanınan ve ülkemizde de birçok kez sahnelenmiş olan Rusalka adlı operası olmak üzere Armida, Vanda and Dimitrij gibi operaları da bestelemiştir.
Dvorak ülkesi dışında birçok Avrupa ülkesini ziyaret etmiş ama daha önemlisi bilindiği üzere Amerika’ya uzun bir yolculuk yapmış. Orasıyla ilgili izlenimlerini anlatan, gazetede seyahat tefrikası misali eserler vermiş. Daha sonra sıla hasretine dayanamayıp canı ülkesine geri dönmüş. Bense her köşesi sanat ve tarih dolu Prag’da bile olsam gittiğim bir ülkede Dvorak gibi bir eser yazabilecek yetenekte değilim ama özlem duyma açısından ondan kalır yerim olmadığından onun kadar bile dayanamayıp hemen evime geri döndüm. Döneli iki haftayı geçmesine rağmen internete her girdiğimde Çekçe reklamların bilgisayarımın ekranını doldurması ise çağdaş istila şekli midir, ya buna ne dersiniz?
PINAR AYDIN O'DWYER
9 Mart 2020, Ankara
Yaratıcı Kadro:
Orkestra şefi: David Svec
Sahneye koyan: Jiri Herman
Dekor: Pavel Svoboda
Kostüm. Alexandra Gruskova
Işık tasarımı: Daniel Tesar
Koreografi: Lucie Holankova
Roller ve Sanatçılar:
Kont Harasova’lı Vilem: Jiri Sulzenko (bas)
Bohus, kontun oğlu: Roman Janal (bariton)
Julie, Bohus’un karısı: Maria Kobielska (soprano)
Benda, öğretmen: Jaroslav Brezina (tenor)
Terinka, öğretmenin kızı: Jana Sibera ((soprano)
Jiri (Terinka’nın sevgilisi): Ales Briscein (tenor)
Filip, sarayın yaşlı müdürü: Zdenek Plech (bas)
Adolf, Kontun yeğeni: Jiri Hajek (bariton)
Lotinka, kalenin anahtarlarını taşıyıcısı: Yvona Skvarova (kontralto)
Ulusal Opera Orkestrası, Korosu, Dansçıları ve Çocuk Korosu
Fotoğraflar: Pınar Aydın O’Dwyer