BANDONUN GEÇMİŞİ
Geçmişi neredeyse yüzyıla yakın olan ilk Ayvalık Bandosu, 1932 yılında Ayvalık İdmanyurdu Spor Kulübü bünyesinde kurulur. 1936’da Belediye Başkanı Hasan Basri Akın tarafından belediye çatısı altına alındıktan sonra adı Ayvalık Belediye Bandosu’na çevrilir. Bando giderek, 22 Şubat 1935’te Dr. Fazıl Doğan’ın başkanlığında kurulan Ayvalık Halkevi’nin en önemli müzik çalışmalarını gerçekleştirmeye başlar. Piyanist İbrahim bey, Giritli şef Ahmedaki, Rodoslu kemancı-solfejci Halim Sevilir ve profesyonel şef Muhtar Hanyalı, o yılların bando takımının önemli eğiticileridir. Bandonun yanı sıra oluşturulan ve ressam Sezai’nin bir karikatürüne de konu olan(Ar Kolu Başkanı Sezai Sayıcı bu karikatüründe bandoculardan Muharrem Onursal’ı, öğretmen Cavit Şen’i, mobilyacı Tahsin’i, bisikletçi İbrahim Aybar’ı, Ali beyi ve kendisini, yürüyüş kolu halinde kendi enstrümanlarını çalarlarken çizmiştir) “Ayvalık Caz Spor” ya da orkestra, düğünlerde-partilerde-törenlerde- türlü etkinliklerde Ayvalık’ın vazgeçilmezleri arasındaki yerini alır.
GÜNDEMİRLER
Mesleği kunduracılık olan ve bandoda tuba çalan saksofoncu Bahri Usta'nın (Gündemir) yapım-onarım dükkanı, müzisyenlerin etkinliklerini tasarlamak ve tartışmak için sıkça toplaştıkları bir mekândır. Bahri Gündemir, “Ayvalık Yazarı” Ahmet Yorulmaz’ın “Kimler Geldi Kimler Geçti Ayvalık’tan” kitabı için kendisiyle yaptığı söyleşide, “Bandoyu kurarken tüm müzik aletlerini 600 liraya aldıklarını, şefle birlikte 21 kişi olduklarını, elbise-şapka-kordon-ayakkabı için de 3000 lira harcadıklarını” anlatır. Bahri Usta’nın yardım için dükkana gelen oğlu Kamuran Gündemir (1933-2006), enstrümanları kurcaladıkça akordeon çalıp saksofon üflemeye başlar. Küçük Kamuran, Ahmet Adnan Saygun-Sabahattin Ali ikilisinin Ayvalık Halkevi’ni teftişleri sırasında keşfedilir. Erhan Karaesmen’in “Kamuran Gündemir: Piyanist, Hoca ve Cumhuriyet Aydını” kitabında ayrıntılandırıldığı üzere Ankara Devlet Konservatuvarı’na yazdırılır. Okul yıllarında bir başka Ayvalıklı İlhan Usmanbaş’ın öğrencisi olan Gündemir solistlik yerine, sınıf arkadaşı olan eşi Selçuk Armaner (Gündemir) gibi piyano eğitmeni olmayı yeğler. Uzun soluklu öğretmenliği döneminde Sanem Berkalp, Emre Elivar, Sezi Seskır, Muhittin Dürrüoğlu, Fazıl Say, Emre Yavuz gibi önemli piyanistleri yetiştirir.
26 - 29 EKİM’DE BANDO, ŞEF ERGÜN TEKİNCAN
Ergün Tekincan, 29 Mayıs 1936’da Türk Bayrağı Kanunu’nun yürürlüğe girdiği gün dünyaya gelir. Zeytinyağı fabrikalarında, sabunhanelerde, teneke imalathanelerinde çalışır. 1949’da Halkevi Müzik Kursları’na katılıp, klarnet dersleri alır. Çınarspor kulübünde kalecilik, şehir otobüslerinde biletçilik, bazı gazetelerde “Ayvalık Muhabirliği” yapar. 1951’de Ayvalık Belediye Bandosu’na klarnetçi olarak katılır. Bu arada avukatlık bürolarında, bilirkişi olarak Ayvalık Adliyesi’nde, hakem ve saha komiseri olarak futbol sahalarında çalışır. Belediye’de Zabıt Katibi, Başkan Yardımcısı, Nikah Memuru gibi görevler üstlenir. 1984’te Yazı İşleri Müdürü iken emekli olur. 1953’te bandoya adımını atan Tekincan, 1958’den beri bandonun şefidir. 2017 başlarında Ayvalık Belediyesi’nce bir kadirbilirlik gösterilerek Yüzelli Evler Mahallesi’nde açılan bir parka adı verilmiş, böylece Ayvalık’ın Sosyal Tarihi’nde hak ettiği yeri almıştır.
Şefin dışında “3 trompet-2 trombon-2 saksofon-3 klarnet-efonyum-zil-davul-trampet”ten oluşan bando, bu yıl 26-29 Ekim arasında düzenlenen 14. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri’nin bir çok etkinliklerinde ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında görev aldı. “Hasat’a Yürüyüş”ü İzmir Marşı ile başlatıp, Cumhuriyet Meydanı’nda İstiklal Marşı ile açılışı yaptılar. Tüm yürüyüşlerini onunla başlattıkları ve defalarca çaldıkları İzmir Marşı başta olmak üzere Dağ Başını Duman Almış ve Onuncu Yıl gibi adlarını bildiklerimizin yanı sıra, melodilerini bilip adlarını çıkaramadığımız bir çok marşla sürdürdüler. İzleyenleri coşturarak, 29 Ekim kutlamalarını unutturmamaya kararlı olduklarını gösterdiler. Programlarını “Aldırma Gönül, Memleketim, Çökertme, İzmir’in Kavakları, Sarı Saçlım Mavi Gözlüm, Sevemez Kimse Seni, Rüya gibi Her Hatıra, Adanalı ve Beyoğlu’nda Gezersin” gibi türkü ve şarkılarla zenginleştirdiler.
AÇILAN SERGİLER
Bu yıl “Zeytinyağı Sağlık Kaynağı” sloganını kullanan etkinliğin ilk gününde dört sergi açıldı.
Girne-Ayvalık belediyelerince hazırlanan “Zeytin” konulu Uluslararası Karikatür Sergisi’nin Cumhuriyet Meydanı’ndaki panolarında türlü ülkelerden 122 zeytinli karikatür yer alıyordu.
Son yıllarda daha çok duvar resimleriyle uğraşan, MSÜ Grafik Sanatlar Fakültesi çıkışlı Selçuk Erdoğan’ın, her birini 4-5 aylık sürelerde oluşturduğunu söylediği, ince uçlu kalemlerle inanılmaz ayrıntılandırılmış zeytin gövdelerini çizdiği “Zeytin’in Gövde Gösterisi” adlı sergisi, Taksiyarhis Anıt Müzesi’nin duvarlarına çok yakışmıştı.
Sualtı dünyasının gereksindiği eğitim programlarını geliştirmeyi, çevre koruma bilinci oluşturmayı, sualtı dünyasına yönelik bilimsel çalışmalara destek vermeyi, Türkiye denizlerinin ve içsularının yurtiçinde ve yurtdışında tanıtımını yapmayı amaçlayan SUFOD(Sualtı Fotoğrafları ve Filmcileri Derneği)’un Orhan Peker Sanat Galerisi’nde açtıkları “Ayvalık’ın Sualtı Güzellikleri” adlı sergi, sualtı belgeselcisi Haluk Cecan’a adanmıştı. Sergide Erhan Esirtgener’in 6, Uğur Bediz’in 3, Erhan Öztürk’ün 5, İbrahim Hasançebi’nin 3, Ege Ertekin 1 ve Murat İnan’ın 1 fotoğrafı yer alıyordu.
Seramik sanatçısı Ünal Cimit(1930-1993)’in eşi, Ege Üniversitesi Seramik Bölümü çıkışlı Naile Cimit, 2010’dan beri Ayvalık’ta yaşıyor ve çalışmalarını komşumuz olan Cumhuriyet Caddesi’ndeki atölyesinde sürdürüyor. “Toprakla da Şiir Yazılır” temalı günün son sergisi onun atölyesinde açıldı ve Cimit’in zeytin ağaçlı tabaklarının yanı sıra, Çiğdem Celasin’in kaseleri ve Fatma Kızılata’nın suluboya tabloları sergilendi. İlk günümüz bu dört serginin açılışlarına ve kokteyllerine koşuşturmakla geçti.
DİĞER HASAT ETKİNLİKLERİ
Mutluköy Nostalji Tesisleri’ndeki hasat gösterileri (zeytin toplama, taş sıkma ve kontinü sistemleriyle zeytinyağı üretimi); Ayvalık Ticaret Odası’nda Dr.Suzan Kantarcı Savaş’ın sunumuyla, bizim de katılmaktan büyük tadaldığımız Zeytinyağı Tadım Eğitimi; Küçükköy Kültür Merkezi’nde moderatör Ümmühan Tibet yönetimindeki “Zeytinyağı Sağlık Kaynağı” konulu panel ikinci ve üçüncü günün etkinlikleri arasındaydı.
Cumartesi akşamüstü Alibey (Cunda) Adası’nda, iki yanı zeytin ağaçlarıyla bezeli Mevlana Caddesi eski 1. Sokağı’na, 13 yıl zeytin hasatına gelip-giden-yazıp-çizen Mülkiye’den büyüğümüz, bizim gibi “Ayvalıkolik” Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras’ın adı verildi. Mini-törende, SBF’den sınıf arkadaşım olan eşi sevgili Nuran Uras'ın (Akyüz) yanındaydık.
29 Ekim sabahı stadyumda düzenlenen geçit töreni ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, hayli geçmişte kalan, unutturulmak istenen güzel günlerimizi anımsadık. Öğleden sonra Cihan Şişman’ın bağışladığı 19 Mayıs
Cihan Şişman Gençlik Merkezi’nin açılışı ve Zeytinçekirdekleri Konseri ile Kırlangıç Çok Amaçlı Sosyal Kültürel Yaşam Merkezi 'nin(Mübadele Müzesi, Sanat Galerisi, Kadın Elemeği Satış Dükkanları, Tiyatro-Konferans-Müzik etkinliklerinin yapılacağı Çok Amaçlı Salon, Kreş, Otel, Restoranlar, Alışveriş Noktaları) temel atma törenlerine katıldık. Günlerin yorgunluğuyla, ertesi sabahki 650 km.lik Ankara dönüşünü de dikkate alarak akşamki Fener Alayı’nı izleyemedik.
SAVAŞ SÖNMEZ
2 Kasım 2018