Artık sadece “Ankara’ya dönüşünü sevdiğim İstanbul'a, nicedir yapageldiğim aylık ve de kısacık kaçamakların Korona günleri öncesindeki sonuncusunda, sayın Zeynep Oral’ın 16 Aralık 2018 günlü “Esintiler” köşesine aldığı “Söğütlüçeşme Edebiyat Belgeliği”ne gitmeyi başarıyorum. Geçtiğimiz günlerin biri için günboyu düşündüğüm gezi programım erken sonuçlanınca, akşamüstü yapacağım arkadaş ziyaretimin öncesine sıkıştırıyorum.
Benim gibi cep telefonsuz ve de navigasyon yoksunu(üstelik bu kez adres kartım ve haritam da yok) olarak bu belgeliği merak edecek olanlar için önce yer sabitleyelim. Kadıköy Belediyesi’nin 2018 sonlarında açıp sahiplendiği Edebiyat Belgeliği’nin içinde bulunduğu Kemal Tahir Kütüphanesi, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’na yayan olarak 10 dakika uzaklıkta. Taşköprü Caddesi No:7’deki İstanbul Üniversitesi Öğrenci Konukevi katlarının altında, Mevhibe İnönü Çocuk Yuvası katının ise üstünde iki odadan oluşan bir mekan.
Odaların birinde Şükran Kurdakul, Güngör Gençay, Halil İbrahim Bahar, Mehmet Seyda, Sennur Sezer, Enver Ercan, Mustafa Öneş, Pertev Naili Boratav, Oğuz Tansel, Vedat Günyol, İlhan Şevket, Asım Bezirci, Arif Damar, Cemal Süreya, Melih Cevdet Anday, Aziz Nesin, Nazım Hikmet adlarına ayrı ayrı camlı dolaplar düzenlenmiş. Bu vitrinlerde ve bitişik odadaki üzerleri camlı masalarda, adı geçenlerin kimi özlük eşyaları ile kitapları, kimlikleri, mektupları bulunuyor. Vitrinlerdeki ve camla kaplı masalardaki nesneler arasında; Nazım Hikmet’in kendi daktilosunda yazdığı kimi şiirleri ile mektupları ve seslendirdiği bir plağı, Orhan Kemal’in Zihni Anadol’a imzaladığı bir fotoğrafı, Oktay Akbal ile Ece Ayhan’ın daktiloları, Cemal Süreya’nın mont-kabanı, Oğuz Tansel’in bir seyahat fotoğrafı, Arif Damar’ın elyazısı ile bir şiiri, Asım Bezirci’nin anısına anlamlı bir plaket, Aziz Nesin’in “şaka gibi” biblosu yer alıyor. Bir başka vitrine, kimi yabancı yazarların 1999 depremi sonrasında imzalayıp gönderdikleri dayanışma kitapları yerleştirilmiş.
Edebiyat Belgeliği için 2018’de iki odacık ile de olsa atılan bu ilk adım çok önemli elbet. Ancak sonrasının gelmemesi/getirilememesi düşündürücü. Oysa sayın Oral’ın o tarihte yazdığı üzere, kocca İstanbul’a koskoca ve de dosdoğru “bir Edebiyat Müzesi gerekmez mi ?”. Bu müzeyi, özellikle yitirmiş olduğumuz yazın insanlarımızın aileleri ve yakınları, yapacakları bağışlarla kim bilir nasıl da zenginleştireceklerdir ?
SAVAŞ SÖNMEZ
21 Mart 2020, Ankara
Not: Meraklısı, tabii ki Covid-19'a karşı alınan tedbirler kalktıktan sonra yola düşmeli. Şimdi zaten tedbirler çerçevesinde kapalı.