Opera tarihinin büyük isimlerinden “La Diva Turca” nâmıyla maruf sopranomuz Leyla Gencer’i bilmeyen, tanımayan var mıdır acaba? Sanıyoruz ki, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de klâsik müziğe ilgi duyan insanlar arasında böyle biri yoktur… Gencer’in 70’i aşkın operayı içeren geniş repertuarı içinde, o dönemlerde yeterince bilinmeyen birçok eser de bulunuyordu. Bu eserleri en önemli orkestra, sanatçı ve şeflerle seslendiren onun düzeyindeki bir sanatçıdan, günümüze bu eserlerin çok sayıda stüdyo kaydının kalması beklenirdi. Ne yazıktır ki, 1956’da ve 1974’te kaydedilen iki plak dışında, plak endüstrisinin Gencer’e ilgi göstermemiş olması bunu olanaksız kıldı.
Buna karşılık, o korsan plak endüstrisinin belki de en çok ilgi gösterdiği sanatçıydı. Öyle ki, Gencer’e “korsanlar kraliçesi” sıfatı yakıştırıldı. Sanatçının temsillerinde ya da radyo yayınlarından yapılan ve sayısı 80 kadar olan bu korsan kayıtlar, plak ve CD olarak defalarca basıldı. Ses kalitesi açısından iyi olmasalar da, müzik tarihi açısından çok önemli olan bu kayıtların en değerli bölümünü, o dönemlerde nadirattan sayılan Donizetti operaları oluşturuyor. Günümüzde opera severler bu kayıtlara batıdaki müzik mağazaları ya da örneğin amazon.com gibi siteler aracılığıyla ulaşabiliyorlar.
Peki ülkemizde durum nedir, müzikseverlerin Gencer kayıtlarına ulaşabilmeleri mümkün müdür? Bu soru bizi, bu yazımızın konusunu teşkil eden trajik bir duruma götürüyor. Nasıl mı? Hemen anlatalım efendim!.. Daha eski dönemlerde müzikseverler ülkemizdeki müzik mağazalarında bu kayıtlara ulaşma olanağına sahip değillerdi; ancak sanatçının 10 Mayıs 2008 tarihinde ölümünden sonra, onun kayıtlarından epeyce bir bölümü, özellikle de Opera d’Oro etiketli olanlar ülkemize de ithal edildi ve gayet makûl fiyatlarla dinleyiciye sunuldu. Gelin görün ki, bu albümleri alan o kadar az insan oldu ki, bir süre sonra bu CD’ler yarı fiyatına indirimli olarak satılmaya başlandı ve o günden bugüne kadar da indirimde kaldı. Buna rağmen de satışlarda herhangi bir gelişme olmadı.
Efendim, geçtiğimiz hafta sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin en büyük CD mağazası olan DOST’a uğradığımda, gözlerime inanamadım. Büyük sanatçımızın opera kayıtları ayrı bir standda toplanmış ve 2’şer CD’lik albümler 2.5 liradan satışa sunulmuştu. Hayır efendim, yanlış okumadınız, Leyla Gencer’in Amazon’da fiyatı 10-15 dolar olan opera kayıtları, opera başına 2.5 liradan satışa sunulmuştu, yani neredeyse 1 dolar düzeyinde ve onda bir fiyatına. Önce sevindim, sonra düşündüm, en sonunda da utandım bu durumdan… Sonra utancımı biraz olsun yenebilmek için, her kayıttan çok sayıda aldım, tanıdıklarıma armağan etmek amacıyla. Evet, Türk müzik dinleyicisinin plak-CD alma alışkanlığı düşük düzeydedir ama bu kadarı da biraz fazla görünüyor.
Hayranı olduğum bu büyük sanatçı hakkında Andante dergisinde iki yazı yazmış ve TRT Radyo 3 için hazırlamakta olduğum “Yorumlar Yorumcular” programında da yorumlarına yer vermiştim. 18 Mayıs 2008’de ve Gencer’in ölümünden 8 gün sonra Radikal 2’de yayımlanan “Tutkular ve Korsanlar Kraliçesi” başlıklı yazımda ise şu değerlendirmeleri yapmıştım: “Soprano Leyla Gencer, 10 Mayıs günü Milano’daki evinde yaşama veda etti. Sanatçının vasiyeti, na’şının yakılarak, küllerinin İstanbul Boğazı’na serpilmesiydi. 1928’de İstanbul’da başlayan yaşam serüveni, bir anlamda gene aynı kentte sonlanmış oluyor. Gencer, kuşku yok ki, opera tarihinin büyük sanatçılarından biriydi ve 80 yıllık yaşamı birçok açıdan ilginç. Onun yaşam öyküsü, ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen değer ile kadir kıymet bilme konusunda da ibret verici dersler sunuyor. ...Gencer’in bu uzun soluklu koşusunda Türkiye’den gereken ilgi ve desteği görememiş olması ise can acıtıcı bir gerçektir. ...Şüphesiz, Gencer’in bulunabilen bütün kayıtları dinlenmeli ve ülkemizde sanatın ve sanatçının durumu ile kadir kıymet bilme üzerinde derin düşüncelere de dalınmalı!.. Gencer’in Opera d’Oro etiketli CD’lerinin bir bölümü, şu anda ülkemizdeki müzik mağazalarında da bulunuyor.”(Yazımızın tam metnine şu linkten ulaşılabilir: http://www.radikal.com.tr/radikal2/tutkular_ve_korsanlar_kralicesi-878446 ).
Öyle görünüyor ki, sanatçının ölümünden 6 yıl sonra da kadir kıymet bilmezliğimiz devam ediyor; ona ve sanatına olan ilgimiz gene minimum düzeyde. Bu durumun değişmesini, sanatçının kayıtlarının her müzikseverin koleksiyonuna girmesini ve zevkle dinlenmesini umut etmekten başka çare var mı? Yıllar sonra tekrar bir Gencer yazısı yazdığımda, durumun değişmiş olduğunu görebilmek dileğiyle…
Ahmet Makal // Besteciden Yorumcuya