Bu Kubbede Baki Kalacak Bir Hoş Seda: Only the Sound Remains
Çağdaş Fin kadın besteci Kaija Saariaho`nun 2015’te bestelediği iki kısa yeni operasından oluşan “Only the Sound Remains” 15 Mart 2016’da Amsterdam’da Ulusal Hollanda Operasında dünya seyircisiyle ilk kez buluştu1.
Eseri birden çok kurum ısmarlamış (Dutch National Opera, Finnish National Opera, Opéra National de Paris, Teatro Real Madrid, Canadian Opera Toronto). Temsilin toplam süresi 115 dakika ve eserlerin dili yer yer Japonca sözcükler de içermekle beraber esas olarak İngilizce.
Her iki kısa operanın (novella kelimesinden esinlenerek belki “operella” diyebiliriz, ne de olsa operet olmadıkları kesin) konuları birbirinden bağımsız olmakla beraber biçim olarak benzer olması nedeniyle bütünlük içinde. Birinci opera “Always strong” (orijinal adı Tsunemasa) Ezra Pound tarafından tercüme edilmiş. Konusu, Tsunemasa adlı savaşta ölmüş bir ut çalgıcısının ruhu (kontrtenor) ile iletişim kuran Gyōkei adlı bir rahibin (bas-bariton) anlattıkları. Tsunemasa öldükten beri ut çalarken hissettiği mutluluğu bulamamaktadır. Rahip ona kendi udu ile bir parça çalar. Tsunemasa’nın belki de huzura ulaşmış ruhu kaybolmadan önce bu uta hafifçe dokunur.
İkinci opera Feather mantle (orijinal adı Hagoromo), çeviren Ernest Fenollosa. Bir gün bir balıkçı bir meleğin (Tennin) tüylerden yapılmış harmanisini (veya kanatlarını) bulur. Meleğin cennete dönebilmek için buna ihtiyacı vardır. Önce harmaniyi vermeyi ret eden balıkçıya (bas-bariton) hem meleğin kendisi (kontrtenor) hem de haberci (dansçı) durumu anlatır. Sonuçta balıkçı dansçıdan kendisi için dans etmesini ister. Dansçı bunu kabul edip istenen dansı yapar ve sonunda Fuji dağının tepesindeki sisin içinde kaybolur gider. Geriye sadece ses kalır ki eserin tümü adını buradan almıştır: “Only the Sound Remains”.
Her iki eserde de 13.yüzyılda Zen ustalarının geliştirdiği geleneksel Japon Nôh (Japonca: yetenek) tiyatrosundan esinlenilmiş2. Bu tür tiyatroda aktörlerin olayı canlandırması yerine görünüm ve devinimlerini kullanarak olayı ya da duyguyu anlatmaları söz konusudur. Nôh tiyatrosu bilinci yavaşlatarak duyguları harekete geçirmeyi ve seyirciyi derin düşüncelere dalmaya teşvik etmeyi amaçlar, bir çeşit meditasyon denilebilir belki. Sahnede fazla hareket olmayan Nôh tiyatrosunda konuya aşina seyircinin çözebileceği görsel metaforlar kullanılır. Bu nedenle Only The Sound Remains’de konuları daha ayrıntılı anlamak ve anlatmak mümkün değil, sözlerin şiir gibi olduğu düşünülürse, herkesin alımladığının ve yorumunun farklı ve o ana özgü olabileceği anlaşılabilir.
Yaylı sazlar dörtlüsü, flüt-pikolo, kantele (Fin kanunu) ve perküsyondan oluşan altı kişilik orkestrayı şef André de Ridder yönetiyordu. Koroyu soprano-alto-tenor-bastan oluşan Dutch Chamber Choir kuarteti yorumladı. Ancak bu küçük orkestra ve küçük koronun ürettiği müzik Christophe Lebreton’un uyguladığı bilgisayar sistemi (Real time processing) ve David Poissonnier’in ses projeksiyonu ile zenginleşmiş hâliyle tüm salona eşit olarak ulaşmaktaydı. Lebreton bu sistemi GRAME (Center National de Création Musicale, Lyon) işbirliği içinde hazırlamış. GRAME’nin amacı yeni tür müziklerin tasarımı ve gerçekleştirilmesi için yatay bağlamda sanat ve bilimi buluşturmak. Müziği zenginleştirmekten kasıt muhtemelen özel filtreleme ile bazı seslerin parlatılmış veya uzatılmış olması ile ritmik ve vokal tekrarlamalar. Heyecan verici olan bu stereofonik efektlerin çok yüksek ses kullanmadan tüm seyirciyi kucaklayabilmesi ve seslerin ensemizin dibinde fısıldanıyormuş, ya da kendi içimizdeymiş duygusunu vermesiydi.
Eseri sahneye koyan yönetmen Peter Sellars bir Japon kopyası yaratmak yerine, sahneye Zen dengesi içeren kendine ait bir Nôh oyunu koymuş. Üstelik az hareketle bile Saariaho’nun yavaş tempolu müziğini dengeleyecek enerji yükü de sağlamış. Sellars’ın minimalist rejisi, Julie Mehretu’nun Japon resimlerindeki kayalıklar ve şelale formundaki arka plan görüntülerini andıran ama herhangi bir form içermeyen, sadece siyah beyaz desenli bir perdeden oluşan dekor ve Robby Duiveman’ın yine salt siyah ve beyaz içeren kostüm tasarımlarıyla tam bir uyum sağlamış. James F. Ingalls’ın uyguladığı ışık tasarımı için ise başrol oyuncularından biriydi denilebilir, sadece ışık ve gölgeler bile, Nôh tiyatrosunun nasıl bir gösteri olduğunu anlatmaya yetiyor. Sahnenin önünde tek bir spot lambası ile arkadaki perde üzerinde oyuncuların gölgeleri hem sahneyi görüntüyle dolduruyor, hem anlatımı güçlendirip vurguluyor ve hem de görsel uyarıyla unutulmaz hale getiriyor. Bu bir yandan minimal, bir yandan da maksimal anlatımın tek kelimeyle büyüleyici olduğunu söylemek mümkün.
Her iki eserde de iki karakter var, ikinci eserde bir de dansçı yer alıyor. Eserlerin kontrtenor Philippe Jaroussky’nin seslendirmesi için bestelendiği söyleniyor. Zamanımızın en iyi kontrtenorlarından Jaroussky’nin sesi gerçekten de bir meleğin sesi mutlaka böyledir dedirtiyor, hele elektronik etkiyle başının üstünde olması gereken hâle bile hissediliyor. Basbariton Davone Tines’un toprağı andıran derin, koyu renkli sesinin kontrtenorun açık renkli parlak sesiyle olan zıtlığı Zen dengesi oluşturuyordu ki meleklerin cinsiyetsiz olmasını temsilen kontrtenor ses seçimi çok uygun. Nora Kimball-Mentzos’un dansı ise Japon resimleri gibi naif ve zarifti.
1952 doğumlu besteci Kaija Saariaho`nun3 orkestra, solo, kuartet, koro ve dans müziği olmak üzere 118 eseri var (Amazon’da 21 CD ve 1 DVD’si satışta). Eserlerinin arasında Only The Sound Remains’den önce bestelediği ve librettolarını Amin Maalouf’un yazmış olduğu iki opera, “L’Amour de loin”(Uzaktan aşk)4 ve “Adriana Mater5 da var. Bu operaların her ikisini de yine Peter Sellars sahnelemişti. 2008’de Helsinki’de seyrettiğim6 Adriana Mater af etmenin erdemi üzerine son derece etkileyici ve düşündürücü bir eser. DVD kaydı henüz piyasaya sürülmediği için Türkçe basılmış olan aynı adlı libretto en azından konu hakkında bir fikir verebilir7. 1957 doğumlu Amerikalı bir ara oyuncu, bir film, birçok tiyatro ve bir süredir opera yönetmeni Sellars’ın8 adını ise giderek sıra dışı opera sahnelemeleri ile daha sık duymaya başladık; sahneyi ve oyuncuyu elinde yoğurmayı iyi biliyor. Ama esas eseri seyirciye damardan vermeyi iyi biliyor. Sellars yerinde duramadan çalışıp üretenlerden.
Yoğun etkisiyle insanı güçsüz bırakan ve hipnotize eden sembolizm yüklü bu çekici eserin henüz CD veya DVD kaydı yok ama umarım bir gün bir yerde karşılaşır ve seyredebilirsiniz, eminim o zaman içinizin yenilendiğini hissedeceksiniz.
Kaynaklar
1) http://www.operaballet.nl/en/opera/2015-2016/show/only-sound-remains Erişim 15.03.2016.
2) http://global.britannica.com/art/Noh-theatre Erişim 25.03.2016.
3)http://saariaho.org/ Erişim 05.03.2016.
4)L'amour de loin, Besteci: Kaija Saariaho, Librettist: Amin Maalouf, Oynayanlar: Gerald Finley, Dawn Upshaw, Monica Groop, Şef: Esa-Pekka Salonen, Eşlik: Fin Ulusal Operası ve Korosu, Dawn Upshaw (Acteur, Réalisateur, Interprète principal), Peter Sellars (Réalisateur) Deutschegrammophon, 2005, DVD.
5) Aydın O’Dwyer P: Opera Kitabı, Akılçelen Kitaplar, 2015.
6) Aydın O’Dwyer P: İntikam üstüne, Sahne Dergisi, Ocak-Şubat 2015, s.66-69.
7) Maalouf A: Adriana Mater, Çeviren: Rifat S, Yapı Kredi Yayınları, 2011, 4. Baskı.
8) Peter Sellars: http://www.imdb.com/name/nm0783299/ Erişim 20.03.2016.
Bir fikir edinmek için
https://www.youtube.com/watch?v=HhgYJLPM_1E Erişim 20.03.2016.
https://www.youtube.com/watch?v=oonN06GkIhY Erişim 20.03.2016.