Genç yetenek piyanist Can Çakmur 24 Aralık 2019 akşamı Erimtan Sanat ve Arkeoloji Müzesi Salı Konserleri kapsamında bir resital verdi. Resitalin ayrıntılarını http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/can-cakmurdan-kugunun-sarkisi-ile-2020ye-merhaba/2182/ adresinde Sayın Şefik Kahramankaptan’ın kaleminden okuyabilirsiniz.
Ben sizinle izlenimlerimi paylaşmak isterim. Henüz lisedeyken verdiği resitallerde ilk tuşlarını dinlediğim Can Çakmur şimdi 22 yaşında ve artık bambaşka bir insan. Diyeceksiniz ki, “normal değil mi, artık büyümüş ve erişkin bir kişi olmuş?” Elbette, ama demek istediğim o değil, Can Çakmur artık sadece dinleyen herkesin hayran olduğu, ödüllü, CD kaydı olan harika bir piyanist değil, kendine özgü felsefesi de olan bir sanatçı. Bu bambaşka bir boyut!
Tanınmış birçok müzisyen harika bir tuşe, sağlam bir teknik, üstün çalışma azmi ve geniş bir repertuvarla konserler, resitaller veriyor, kayıtlar yapıyor. Sunduklarıyla heyecanlanıp, mutlu oluyoruz, hatta kendimizi değişmiş buluyoruz. Onlar bize yaklaşıp, müziği bize aktarıyor ve duygularımızı harekete geçiriyorlar. Can Çakmur ise piyanistlik yeteneklerine ek olarak bizi alıp kendi dünyasına götürüyor. Diğer piyanistler gibi bize yaklaşmıyor, aksine bizi kendi bilincine çağırıp oraya taşıyor. Başka bir gezegene gitmek gibi bir duyguyla onun duygu dünyasında dolaşmak “beden-dışı deneyim” bu olsa dedirtiyor.
Başkasının zihninde dolaşmak önce insanı ürpertiyor, en gizli özeline vakıf olma tedirginliği uyandırıyor. Ama sonra yepyeni, capcanlı, taptaze bir masal bahçesinde; onun dimağında gezinmek, tadı daha önce tadılmadık meyveleri tatmak derin bir zevk veriyor. Denilebilir ki onu dinlerken hizmet ayağımıza gelmiyor, tersine ayağa kalkıp uçarak onun beynine varmak gerekiyor ve bu dinleyiciye bambaşka bir deneyim kazandırıyor. Belli ki vardığı bu aşamada piyano onun için amaç değil; hissettiklerini ama daha da önemlisi düşündüklerini anlatmak için bir araç haline gelmiş durumda, bir anlamda zihniyle tanıştırma davetiyesi…
Can Çakmur bir süredir Andante dergisine müzik üzerine yazılar yazıyor. Öyle gözüküyor ki ona bunları yazma dürtüsü veren düşünme ve sentezleme becerisi yazdıkça da gelişmekte. Konserde çalacağı parçalardan önce parçalar ve bestecileri hakkında yaptığı açıklamalar da bu becerilerinin ürünleri. Felsefe nedir biliyor, müziği anlama ve yorumlamada ise kendi felsefesine sahip. Tüm bunlarla daha hangi aşamalara daha ulaşabileceğini hayal etmek bile heyecan verici.
Devam Can Çakmur, bizi zihninin hangi derinliklerine daha davet edeceksin acaba?
Pınar Aydın O’Dwyer
25 Aralık 2019 / Ankara