(iki sergi; Nilgün Cebeci Sülün; Karma 'Beşinci Mevsim')
Sarı yaz güneşini ağustos ortalarında bir sabah uyanıp baktığınızda beyaz ışığa dönüşmüş görürseniz şaşrmayın. Bu hep böyle. Beyaz ne de olsa grileştiren bir renk. Sarı insanı coştururken beyaz dur bakalım, diyor.
Geçen yaz beyaz bize Bodrum'da 15 ağustos , bu yaz 10 ağustosta geldi. Biraz erken. Notumu düştüm. Ardından bir hafta geçti geçmedi yazlıkçılar, tatilciler geldikleri gibi gitmeye başladılar kös kös.
Eylül artık bir hüzün diyarı.
Burada kalanlar 'oh, iyi oldu; artık şu hengame bitti; trafikti, itiş kakıştı, gürültüydü...' diyebilirler. Hatta dükkanlarda, lokanlarda fahiş fiyatlar da boyunlarını büküp solan çiçekler gibi eğilmeye başlayabilirler.
Bende ise bu ani boşalış sanki bir terkedilmişlik duygusu uyandırıyor. Sanki istemeyerek de olsa bir kabahat işlemişim de sevdiklerim, yakınlarım ceza olsun diye beni buralarda bırakıp terk eylemiş gitmişler.
Tabii bir de günlerin kısalması var. Yazın, neredeyse akşam saat onlara doğru ancak kapkara olan hava artık yedi gibilerde bizi kırar incitebilir korkusuyla özür dilercesine mahçup mahçup yavaştan çekilmeye başlıyor. Güceniyoruz.
Tesellimiz gün batımını izlemek; aydınlık ile karanlığın yaptığı son tangonun (Marlon Brando, Maria Schneider; Pariste Son Tango) kadehimize kızıl hevaların (heva, eski dilde hem hava hem de heves demek) yansıması...
Tango, aydınlık ile karanlığın, dişil ile erilin ezeli ve ebedi mücaledesi. Birbirlerini teslim alma, teslim olmama savaşımını veren iki birbirisiz olamayan öğeler. Bu mücadeleden doğan hayat, hareket , aşk ,ihtiras ve oluşum.
Erkek kadına hükmetme yolunda başarıyla yol alırken kadın bacaklarını erkeğe dolayarak onu kafese alır ve karşı atağını geliştirmiş olur. Bu raks böyle sürer gider.
Lieber Tango (Özgürlük Tangosu;Astor Piazzola; https://youtu.be/kdhTodH7Gw) ; erkek ve kadın o sonsuz rakslarında beyhude bir birbirlerine hakimiyet kurma savaşımı vermedeler; partnerine hakim olan özgür olacak; hakimiyeti altındakinin üzerinde özgürce davranışlarda bulunacak. Ancak bu faşist özgürlük anlayışına izin verdiği takdirde evren kendi intiharını da hazırlamış olur. İzin vermez! Esas özgürlük, mücadelenin kendisidir... Rakstır... Raks üzerine kurulmuş bir evren. Evrensel tango...
Göklerdeki tangodan süzülerek iniyoruz aşağı. Gidiyoruz gündüz gece (Aşık Veysel). Bir öyle bir böyle.
Gümbet ünlü Bodrum gecelerinin eğlence çılgınlığının neredeyse kalbi. Eğlence mekanlarının az biraz gerisinde Defne Sanat Galerisini buluyoruz. Ötesinde Mor Sanat Galerisiyle birlikte Gümbet'e sanattan ilave bir renk.
Defne Sanat Galerisine (Büyük İskender cad. No.: 27 Gümbet Bodrum; 0532 482 1567) girerken Zonguldak'a girer gibi oluyorum. 'Zonguldak'ım Benim!' diyor Defne 'nin sahibi Zonguldaklı Dilek Cebeci. Bir dostu 'bir şehri bu kadar sevmek nasıl oluyor, nasıl bir duygu?' diye sormuş kendisine. O da, 'Ne bileyim çok seviyorum işte' demiş.
Fıtrat herhalde.
Zongulgak'ı görmedim. Bende adı geçtiğinde uyandırdığı imaj hep kara olmuştur. Sanırım kömür madenlerinden. Ha bir de Karaoğlan; merhum Bülent Ecevit, Zonguldak'lıydı. Dilek Cebeci'nin karalıkla, karanlıkla ilgisi yok. Beyaz; ağustos güneşi gibi. Hele eylül; iyicene beyaz. Eskiden Zonguldakspor birinci ligdeydi. Şimdi nerelerde bilmiyorum. Ecevit 'ten başbakanken hiç mi torpil görmedi? Görmedi.
Sergimiz, Cebeci'nin kız kardeşi Nilgün Cebeci Sülün'e ait; seramik sergisi (15-29 eylül 2015). Nilgün hanım aynı ağabeyi gibi son derece samimi ve sıcak. Neşeli dakikalar geçiriyoruz. Artık Zonguldak'ı gidip görmek farz.Yeşil ve maviye masal diyarından kopup gelen sislerin indiği, karıştığı yer. Tam tabloluk.
Nilgün Cebeci Sülün yaklaşık on yıldan bu yana Bodrum'da yaşıyor. Zonguldak'da doğup büyümüş. Sonra ailesiyle İstanbul'a yerleşmiş. 2004 yılında seramikle tanışmış; bu tanışıklıktan on küsur karma ve kişisel sergi dünyaya gelmiş. Seramiğe merhaba deyişi Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Ayla Ege Atölyesinde olmuş; halen Gülenperi Atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. Sergide doksan adet (!) seramik ve mozaik eserler bulunuyor.
Mitolojik sembollerin, insansal figürlerin, özgün kase ve kapların,duvar süslerinin harmanlanarak bir cümbüşe girdiği bir görsel şölen.
Henüz hazan (sonbahar) yaprakları sarı sarı yerlere düşmedi. Ama 'Sarı Yaz' (5.Mevsim) konulu resim sergisi (18-30 eylül 2015) Mor Sanat Galerisinde (Ayaz cad. No.:57/B Gümbet Bodrum) açıldı.
Karma sergi. Kırkdört sanatçı, kırkdört eser. Tam anlamıyla karma sergi, çünkü eserler yağlıboya, suluboya, ebru, fotoğraf, seramik, mozaik... Katılımcı sanatçılar sarılar giyerek arzı endam ediyorlar. Morlar, eflatunlar, pembeler içerisinde görmeye alıştığımız ressam Mine Arasan bile sarılara bürünmüş. Konsept sarı. Papatya tarlasına bir daldık pir daldık. Papatyanın ressamı yok mu? Abidin neredesin; yapabilir misin sarının yaz sonu hüznünü yahut bu sergide olduğu gibi yazdaki neşesini?
10 temmuz-10 ağustos arası; sarı sapsarı, yakıcı, kavurucu oluyor hava... Doğru mavi denize! Koş dalgalara koş. Sarı, mavinin karşıt rengi değil mi? Sarı ile mavinin raksı; tangoların tangosu Bodrum'a yakışmaz mı?
Mor Sanat her yıl nisan ayında bir karma sergiyle sezonu açıp eylül ayında bir karma sergiyle kapatıyor. Galeri sahibi seramik sanatçısı Semra Gönül o kadar aktif ki Bodrum'un tozunu atıyor. Kışın da İstanbul'da. Yurtdışına açılma programı da var. Herkes biletlerini cebine koysun.
Konuklara özel sırf bugün için hazırlanmış, üzerinde 'mor' yazılı kurabiyeler dağıtıldı açılış kokteylinde. Gözümde bir ara gözlüğüm olmadığı için moru ilk bakışta 'amor' gibi okudum da bir heyecanlandım. Neyse aşk meşk yokmuş. Ah minel aşk!... (Aşkın elinden çekmek ah!)
Katılımcı sanatçılara katılım teşekkür sertifikalarını alkışlarla takdim ettik. Serginin devamı Aşk-ı Bodrum'da yenilen danslı bir yemekle sona erdi. Aşk hiç olmazsa adını bu mekanda geçirdi. Nereye gitsen aşktan kaçış yok işte; aşka geçit de yok. Ah Murphy, ah!
Hüzünlü beyaza vurulan bir sarı fırça darbesiyle geçmiş yakıcı yaz güneşini andık. Bir ay öncesi şimdiden nostalji oldu çıktı. Anı yaşamak acaba bir türlü yakalayamadığımız şimdiyi değil de nostaljiyi yaşamak mı?
Tangomdaki kadını bir alt edebilsem...
monad balkan 20 eylül 2015 bodrum
18 Eylül 'Sarı Yaz' karma sergisine katılanlar:
MİNE ARASAN, MÜFİT KARZEK, ŞENOL SAK, HÜSEYİN TAYGAN, CELAL GÜNAYDIN, MURAT KÜLCÜOĞLU, ATİLA AKTÜRK, SERAP EROĞLU,-KORAY DAĞCI,FATMA NİŞANCI,GÜL TUNA ŞAHİN, NERGİS ORHON SOYDANER,-ÇETİN ÇİĞDEM,PINAR KUSEYRİ, NERMİN GÖKTEPE, NEŞE SELİ, FERİDE DAĞLI, REZZAN GANİZ, CEMİLE ÇEVİK, ZERRİN KUBİLAY, TAYFUN ÖNEL, TUNCAY YURTSEVER, FERİHA BERİŞ, ESİN ÇOLPAN, GÜLER SÜEL, ÜMİT GÖNENÇ, HASAN KARA, GÜNSELİ BOZOĞLU YETKİN, GÖNÜL ÇELİK, SAADET ÇAKIROĞLU, NEŞE GÜMÜŞCÜOĞLU, NAZAN SIDALI, RECEP PEKER TANITKAN, PERİHAN YILMAZ, GÖNÜL YAKUT, NİHAT YÜCEL, NÜKHET OCAK BALKAN, ELLEZ DUMAN, HÜSEYİN SARTAŞ, FİLİZ İZEM YAŞIN, GÜLFİDAN HİTİT BİÇER