Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 3 Aralık 2021 günlü konserinin Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye'nin 162. kuruluş yıldönümüne ithaf edildiği duyuruldu. Bu duyuru, bana Ankara’da ilk kez üst üste üç yıl süren müzik festivalini düzenleyen Üniversiteliler Müzik Derneği’nin etkinliklerini anımsattı.
Derneğin kurulmasının üzerinden tam 65 yıl geçti. Üniversiteliler Müzik Derneği, 1956 yılının başında örgütlenmişti. Kurucuları, yöneticileri üniversite öğrencileriydi. Türk basın tarihinde köklü yeri bulunan Akis dergisi, 29 Eylül 1956 tarihli sayısında şunları yazmıştı:
“Sekiz ay kadar önce Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne mensup birkaç genç, Türkiye'nin derbeder ve başıboş musiki hayatında teşkilatlı, maksatlı bir faaliyet göstermek niyetiyle bir araya geldi ve ‘Üniversiteliler Müzik Derneği’ adı altında bir topluluk kuruldu.”
Dergide yer alan habere göre, o yılın nisan ayında düzenledikleri konserden sağladıkları gelir ve 20 üyesinin verdiği 30 lira dışında maddi birikimi olmayan, “Dernek, kuruluş beyannamesindeki esaslara uyarak, iddialı bir teşebbüse girişmiş, önümüzdeki aylar zarfında Ankara'da bir musiki festivali tertiplemeğe karar vermişti.”
Akis’in 19 Ocak 1957 tarihli sayısında da “Festival Başladı” başlığı altında verilen haber şöyleydi:
“Ankara’nın ilk musiki festivali, uzun ve mücadeleli bir hazırlık devresinden sonra, nihayet geçen hafta Cumartesi günü, Opera salonunda verilen bir filarmoni konseriyle açıldı. Salonda, bir müddettir orkestra konserlerinde rastlanan sayıda dinleyiciden fazlası yoktu. Yani, koltukların en çok dörtte üçü tutulmuştu. Fakat bu nispet bile, Üniversiteliler Müzik Derneği'nin övülmeğe değer teşebbüsünün, Ankara’nın sanat muhitlerinde alaka görmüş olduğuna delil sayılabilirdi.”
Üç yıl süren festivalle ilgili program içeriklerinin yer aldığı bir yazı Orkestra dergisinin Kasım 1989 tarihli 195. sayısında yayımlandı. Üner Birkan imzalı yazıda “1957’de yapılan Ankara Müzik Festivali’nin belli başlı iki özelliğine” işaret ediliyordu. Bu özellikler düzenleyenlerin üniversite öğrencileri olmaları ve “Türk bestecilerinin eserlerini topluma sunabilmeyi” amaçlaması olarak özetleniyordu. Birkan ilk özelliği “İbret verici” olarak niteliyor ve bu görüşünü şöyle açıklıyordu:
“Çoğunluğu, Siyasal Bilgiler, Hukuk, Dil ve Tarih Coğrafya fakültelerinde okumakta olan üniversite öğrencileri, evrensel çok sesli müziğin, Cumhuriyet’in ilk ve ikinci kuşaklarınca yaratılan bestelerin gün ışığına çıkartılması, Türk halkına dinletilmesi ve tanıtılması yolunda festival düzenlemek üzere dernek kurmuşlar, zamanın Milli Eğitim Bakanının ‘himayesi’, Ankara’daki belli başlı müzik topluluklarının ve müzik adamlarının katkıları ile bunu başarmışlar, üç yıl üst üste, Ankara’nın -o yıllarda Türkiye’nin tek devlet orkestrası ile tek devlet operasının bulunduğu başkentin- müzik yaşamı içinde varlık göstermişlerdir.”
Şair Ece Ayhan, Birkan’ın adını andığı derneğin kuruluş öyküsüne 1987 yılında yazdığı “Yeni Müziğe Doğru” ve Müzik Tarihi başlıklı yazılarında değinmişti. İlk şiiri 1954 yılında Türk Dili dergisinde yayımlanan Ece Ayhan’ın müziğe ilgisi lise yıllarında başlamıştı. 1953’te Mülkiye öğrencisi olduğu günleri, “[Okul] arkadaşım Üner Birkan'la hemen Mahler, Schönberg, Alban Berg, Webern, Eric Satie, Ravel, Edgar Varese, Charles Ives, öğrenmiştik” diye anlatacaktı. Ece Ayhan ve Üner Birkan, müzik ortamına yakınlıklarını Helikon Derneği çevresinde, İlhan Mimaroğlu, Faruk Güvenç, İlhan Usmanbaş, Bülent Arel’in de katılımıyla pekiştirmişlerdi.
Fotoğraftaki gençler, Mülkiye 68 Kuşak grubunun burslu SBF öğrencileri. SCAMV Onur Ödülü Altın Madalyası töreninde, 6 Aralık 2021 akşamı, Cihat Aşkın'ın dinletisini Vakfın davetlisi olarak izlediler ve çoğu ilk kez bir klasik müzik konserine katılmış oldu. Sol başta, bu katılımı örgütleyenlerden Uluç Gürkan yer alıyor. Üniversiteliler Müzik Derneği'nin kuruluşundan 65 yıl sonra, gençleri evrensel müzikle tanıştırma çabaları sürüp gidiyor.
İki komşu okul, Siyasal Bilgiler ve Hukuk fakültelerinden bir grup öğrenci, Ece Ayhan’ın anlatımıyla, “Saraçoğlu Mahallesindeki eski Milli Kütüphanede İlhan Mimaroğlu’nun modern müzikle ilgili uygulamalı konuşmalarına” gidiyorlardı. Dernek kurma fikri bu toplantılar sırasında ortaya atıldı.
Derneğin başkanlığını Dil Tarih Coğrafya Fakültesi kütüphanecilik öğrencisi Sunuk Pasiner üstlendi. Pasiner, öğrenciliği döneminde Milli Kütüphane Müzik Bölümü’nde de görev yapacaktı. 1960’ta okulu tamamlayınca halkla ilişkiler konusunda uzmanlaşarak Koç Holding’de çalışacaktı. İkinci Başkan da Mülkiye öğrencisi Ece Ayhan oldu. Üçüncü festivalin programında yer alan dernek yönetim kurulu üyeleri arasında aynı Fakülte öğrencisi Filiz Alkor, okuldan mezun olduktan sonra sınıf arkadaşı Üstün Dinçmen ile evlenecek ve Türkiye’yi ilk kadın Büyükelçi olarak temsil edecekti. Filiz Dinçmen, 1981 yılında, gazeteci Sedat Ergin’e, “O zaman büyük bir atılım yapmış ve Ankara Müzik festivalini düzenlemiştik” diye anlatacaktı.
Diğer yönetim kurulu üyesi Sezer Birsel Hukuk Fakültesi öğrencisiydi, arkadaşı Üner Birkan’ın okulu Mülkiye’nin kantininin devamlılarındandı ve iki genç 1961’de evleneceklerdi. Yönetimde görev almayan ama Ankara’da yayımlanan Pazar Postası’nda Rıza Kaner imzasıyla çıkan müzik yazılarıyla oluşan çevresinin desteğini derneğe yöneltmesini bilen Üner Birkan, okuldan mezun olduktan sonra hesap uzmanlığı mesleğini seçecek, müzikle ilgisini yazıları ve kitaplarıyla sürdürecekti.
Hukuk Fakültesi öğrencisi yönetim kurulu üyesi Güler Ürgen, okulu bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi asistanlarından Mehmet Gönlübol ile evlenecek ve ressamlığıyla ünlenecekti. Bir dönem Yönetim Kurulu’nda görev alan Hukuk Fakültesi’nde okuyan Oğuz Onaran festival kapsamında Bach’ın re minör piyano konçertosunu Büyük Tiyatro’da icra edecek, mezuniyetinden sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi kamu yönetimi bölümüne asistan olarak girecekti.
12 – 27 Ocak 1957 tarihlerinde gerçekleştirilen birinci festivalin program kitapçığının başında şu saptama yapılıyordu:
“1948 – 1950 yılları arasında yapılan Türk – İngiliz Müzik Festivali sayılmazsa, müzik tarihimizde Türk bestecilerinin eserlerinin çalındığı toplu bir müzik olayına rastlanmaz. Çoğu zaman Türk müzik severleri kendi bestecilerinin yeni eserlerini yabancı ülkeler tanıdıktan sonra dinleyebilmektedir.”
Dokuz konser ve bir konferanstan oluşan birinci yıl programı Ferid Alnar’ın yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Filarmoni orkestrası konseriyle başladı, solist Ferhunde Erkin’di. Kapanış, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Konferans salonundaki bando konseriyle yapıldı.
Akis dergisi müzik yazarı Daniyal Eriç, festival sonunda yayımlanan imzasız yazısında kapanış konserini şöyle değerlendirecekti:
“Ankara Müzik Festivali, Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası'nın …Üniversite salonunda verdiği bir konserle kapandı. Memleketimizde bir bandonun konser vermesi, alışılmış şey değildi. Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası da, Allah bilir ne zamandan beri, halk huzurunda konser vermemişti. Bunun sebebini, bando musikisini ciddiye almayan zihniyetin cesaret kırıcı tesirinde aramak gerekirdi. Halbuki Pazar günkü konseri dinleyenler, memleketimizde, on kişiden fazla musikişinasın bir araya gelip bu derece muntazam bir icra çıkarmalarının bugüne kadar duyulmamış bir şey olduğunu düşündüler.”
Birinci festivalde eserleri icra edilen Türk bestecilerinin sayısı beşti.
İkinci yıl festival, 11 Ocak – 1 Şubat 1958 günleri arasındaydı. Bu kez açılış konseri öncesi yaşanan tatsızlıklar hem festivalden sorumlu öğrencileri hem de Senfoni orkestrası elemanlarını üzmüştü. Ekrem Zeki Ün kendi Piyano konçertosunun provası sırasında şef Robert Lawrence’e müdahale edince gergin saatler yaşandı, sonunda iş tatlıya bağlandı.
Festival boyunca sekiz Türk bestecisinin eserleri icra edildi. Suna Kan, 18 Ocak’ta DTCF’de, 21 Ocak’ta Büyük Tiyatro’da konser verdi.
Kapanış konseri Türk – Amerikan Derneği lokalindeydi. Festival düzenleyicilerinin çabaları, bu etkinliğin Devlet Tiyatrosu ya da Milli Kütüphane’de gerçekleştirilmesini sağlamaya yetmedi. Akis dergisi konser sonrası şunları yazdı:
“Konser salonundan çok çamaşırhaneye benzeyen yerde memleketimizde kurulmuş en iyi caz topluluğu -Erol Pekcan ve Arkadaşları- yerli bir grubun verdiği ilk tam ve saf modern caz musikisi konserinde büyük bir başarıyla çaldılar. …Konserden çıkarken birçok dinleyici; Türkiye'de bugüne kadar yerli bir caz teşebbüsünden, böyle icralar dinlememiş olduğunu düşünüyordu.”
Caz konserine yer bulmak sorun olmuştu ama Üniversiteliler Müzik Derneği’nin oluşmasında payı bulunan İlhan Mimaroğlu’nun bir sonraki festivale kadar Caz Sanatı kitabını tamamlayıp yayımlamasına da katkıda bulunmuştu.
Üçüncü festival, 24 Ocak – 15 Şubat 1959 tarihlerinde yapıldı. Program kitapçığının başlangıcında Ferid Alnar’ın Derneğin Onursal Başkanı olduğu belirtiliyordu. Festivalin ilgi çekici açılış konserinde Ayla Erduran ile klarnetçi Hayrullah Duygu’nun birlikte icraları salonun dolması için yeterli olmuştu.
Adnan Saygun İlhan Mimaroğlu İlhan Baran
Festival Milli Kütüphanede 11 ve 15 şubat günleri iki oturum olarak gerçekleştirilen Türk Bestecileri Forumu ile kapandı. İlhan Mimaroğlu’nun yönettiği iki oturumda besteleri icra edilen sanatçılar, programdaki sıralanışlarıyla, şunlardı: Ahmet Adnan Saygun, Kemal İlerici, İlhan Baran, Bülent Arel, Nevit Kodallı, İlhan Usmanbaş, Yalçın Yüreğir ve İlhan Mimaroğlu. Festivalin diğer etkinliklerinde eserleri seslendirilen Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey ve Muzaffer Arkan’ı ekleyince Türk bestecilerin sayısı on bire ulaşıyordu.
Piyanist ve müzikbilimci Filiz Ali, festivalin yapıldığı yıllardan, “Üniversite gençliğinin kültür ve sanata merakı da hatırı sayılır derecede güçlüdür” diye söz eder. O yıllarda, konser salonlarında üniversitelilerin sayısı bir hayli fazladır. Muammer Sun’dan, henüz tamamlamadığı bestesi Demet’i, “Keman öğrencisi Gürer Aykal’ın, arkadaşlarıyla oluşturduğu oda orkestrası ile” çalmak istemesi de aynı yıllardadır. Sun eserini o haliyle vermekte çekingen davranır, öğrencisi diretir, “Demet’i o haliyle Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde” çalarlar.
Kuruluşu büyük heyecan yaratan başkentteki üniversite, öğrencileri gibi gençlik yıllarını yaşamakta ve açılış ideallerini gerçekleştirme gayretindedir. Öğretim üyelerinin büyük bölümü, üniversitenin 21 Ekim 1946 tarihindeki ilk açılış dersini veren Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Zeki Mesut Alsan’ın şu sözlerini henüz unutmamışlardır:
“Özerk Ankara Üniversitesi’nin açılışı Türkiye Cumhuriyeti’nin yalnız kültür hayatının gelişmesi itibariyle değil, onun milletlerarası durumu bakımından da önemli ve feyizli bir hamlenin ifadesidir. Fikir hürriyetinin beşikleri olan Özerk Üniversiteler, vatandaşları gerçek bir demokrasinin yüksek insanları olarak yetiştirirken milli hayatın değil, enternasyonal hayatın barış ve güvenliği içinde ilerlemesine hizmet ederler.”
Ankara Üniversitesi’nin 75. yıldönümünde bu konuşmayı anımsayan, anımsatanların sayısı çok azdı. Bir senfonik konserin üniversitenin kıdemli fakültelerinden birine ithaf edildiği haberi de sınırlı sayıda kişinin ilgisini çekti. Günümüzde üniversite sayısının hızla artması, Prof. Alsan’ın umut saçan beklentilerinin dramatik biçimde gerilemesini engelleyemedi.
VECDİ SEVİĞ
15 Aralık 2021, Ankara